Haberler

11 yıl sonra görülecek Metin Lokumcu davasına çağrı

etelgraf haber-

Metin Lokumcu’nun ölümünden 11 yıl sonra başlayacak olan dava için destek çağrısında bulunan oğlu Ulaş Lokumcu, “Babamın davasında polislerden biri ceza alırsa belki başka şiddetlerin önüne geçilebilir” dedi.  Artvin’in Hopa ilçesinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu 31 Mayıs 2011’de kent ziyareti sırasında yapılan protestolarda biber gazından etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun davası 10 yıl 7 ay sonra başlıyor. Dönemin il ve ilçe emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 13 polisin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan yargılandığı dava, ilk olarak Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecekti. Ancak 23 Aralık 2020’de görülmesi gereken dava, duruşmaya günler kala “kamu güvenliği” gerekçesiyle Trabzon’a sevk edildi.  İlk duruşması 21 Nisan 2021’de Trabzon 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada avukatların “görevsizlik” ve “reddi hakim” talepleri reddedildi. 28 Haziran’da görülen ikinci duruşmada savcının görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talebini olumlu karşılayan mahkeme heyeti, davayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. 20-21 Aralık’ta görülecek olan dava 10 senenin ardından Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak.  Davada için destek çağrısı yapan Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, davanın olumlu sonuçlanmasının Türkiye’de yaşanan cezasızlık politikasına da bir cevap olabileceğini söyledi. 

 ‘DOĞA SAVUNUCUSUYDU’ 

Babasının öldüğü dönemde psikolojik olarak zorluk çektiğini dile getiren Lokumcu,“Ailenin tek çocuğuyum. O dönem İzmir’de üniversite okuyordum. Kış aylarında annem yanıma öğrenci evine geliyordu. Bu hem beni hem onu yoruyordu. O zaman 22 yaşındaydım. Şimdi 32 yaşındayım, evlendim çocuğum var. Ama babam yok. Bizi vatan haini ilan ettiler. Kırmızı listelerdeydik. Ailemden kişiler 2015 yılına kadar devlet dairelerinde bir işe giremedi. Hatta bir akrabamız soyadı Lokumcu olduğu için Rize Devlet Hastanesi’nde tedavi göremedi. Aile açısından babam toplumun önderi gibiydi. Toplumsal mücadeleye girmesi, doğa için mücadele etmesinden dolayı memleket için kayıp oldu. Belki de başka hayalleri vardı. Onları yapamadı” diye belirtti.

  TEZATLIKLAR YAŞANDI 

10 yıl boyunca büyük bir mücadele verdiklerini söyleyen Lokumcu, avukatların bütün ret taleplerine karşı asla pes etmediklerini belirtti. Davanın açılışının da kendilerine şok etkisi yarattığını aktaran Lokumcu, “Ağır Ceza beklerken Asliye Ceza’da açılmıştı. Bununla aslında ölümün kasten olmadığını söylemek istediler. Bunun üzerine stratejimizi davanın ağır cezada olduğunu kanıtlamak üzerine kurduk. Davaya 10 gün kala güvenlik gerekçesiyle Trabzon’a alındı. Bu ikinci şoktu. İşin ironik tarafı babamın vefatından sonra gözaltına alınan arkadaşlarımızın davası Hopa’da görülüyor. Babam öldü. Onunu davası Trabzon’da görülüyor. Bu çok tezat bir durum” dedi.  

 HAKLI BİR MÜCADELEDE 

 Davanın ağır cezada görülecek olmasıyla yepyeni bir sürece girildiğini kaydeden Lokumcu, 10 yıldır devam eden bir adaletsiz olduğunu ifade etti. Bu süreçte Türkiye’de uygulanan cezasızlık politikasının bilinciyle hareket ettiklerini aktaran Lokumcu, “Ama hem ailemiz hem arkadaşlarımız ‘pes etmeyin’ dedi. Pes etmedik. Biber gazının ölüme neden olduğunu, kimyasal silah olduğunu bilimsel olarak ispatlayabildik. Bu bize cesaret verdi. Bazen gardın düşebiliyor. Ama babam öyle bir şekilde vefat etti ki unutulmaya başlandığı an bir doğal afet oluyor tekrar babamın ismi ortaya çıkıyor. Böyle olunca toplum bunu istese de unutamadı. En basitinden ağustos ayında Kastamonu’da kaç kişi öldüğünü bilmiyoruz. Arhavi’de HES’in kapaklarını açtılar, mahalleyi su bastı. Böyle oldukça Metin Lokumcu’nun HES’lere kaşı olduğu için öldüğü akıllara geldi. Babam haklı bir mücadelede yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı. 

BİBER GAZI

 Davanın başında cezasızlık politikasıyla karşı karşıya kaldıklarına dikkati çeken Lokumcu, polislere emir veren dönemin İçişleri Bakanı ve Başbakanının yargılanmadığını vurguladı. Buna rağmen adalet için mücadele edeceklerinin altını çizen Lokumcu, şöyle devam etti: “O gün Hopa’da yapılmak istenen gövde gösterisiydi. Bizde davada bunu anlatmaya çalışıyoruz. Orada o kadar polis vardı. Ama yargılanan polisler duruşmaya bile gelmediği için biz yargılananların yüzlerini bile göremedik. Davadan cezasızlık çıksa bile en sonuna kadar gideceğim. O benim için uğraştı ben de çocuğum için uğraşacağım. Güzel bir gelecek için tarihe not düşmüş olacağız. Belki de biber gazının kimyasal silah olduğu bu dava neticesinde ispatlanacak. Bu da gelecek nesiller için faydalı olacak.” 

 CEZASIZLIK POLİTİKASI 

Cezasızlık politikasının kolluk güçlerini cesaretlendirdiğini sözlerine ekleyen Lokumcu, “2011’den bugüne kadarki süreci göz önüne alırsak ne kadar polis şiddeti arttığını görüyoruz. O biber gazı 2 sene sonra insanların kafasına sıkıldı. İnsanlar öldü, birçoğu sakat kaldı. Bunu polis dünde yaptı hala da yapmaya devam ediyor. Cezasızlık yüzünden polisin şiddeti bitmiyor. Polis cezalandırılmıyor üstündeki ise hiç yargılanmıyor. Babamın davasındaki polislerden birisi ceza alırsa belki başka şiddetlerin önüne geçilebilir. Onun için bu davaya çok önem veriyorum” diye aktardı.

 DESTEK ÇAĞRISI

 “Bu dava ailemiz için onur davası” diyen Lokumcu, davanın aynı zamanda doğa katliamlarının durması ve biber gazının kimyasal silah olarak kabul edilmesi içinde önemli olduğunu vurguladı. Kamuoyundan destek beklediklerini söyleyen Lokumcu, “Mümkünse bedenen bizim yanımızda olmalarını istiyoruz. Maalesef artık ülkemizde adalet sanal medyadan sağlanıyor. Oradan da bize destek olsunlar. Sen varsan çoğuz sen yoksan yokuz. Herkesin bizimle olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. 

 MA/Tolga Güney

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir