Ana Sayfa Haberler Ankara için tiyatro zamanı

Ankara için tiyatro zamanı

0
Ankara için tiyatro zamanı

1996 yılından bu yana özel ve amatör tiyatro topluluklarının oyunlarını sahnelere taşımak, oyunlarla seyirci arasında köprü olabilmek amacıyla başlayan, Covid-19 salgını nedeniyle de iki yıl perdelerini açamayan Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, bu yıl 25’inci kez perdelerini açıyor.

18-28 Kasım tarihleri arasında ‘Yaşanılabilir Bir Dünya İçin Sanat’ adıyla düzenlenecek olan festivale dünyanın birçok ülkesinden tiyatro topluluklarının yanı sıra üniversite toplulukları, şehir ve çocuk tiyatroları ile özel ve amatör tiyatrolar da katılım gösteriyor.

Festival bugün (18 Kasım) Yılmaz Güney Sahnesi’nde Kadıköy Halk Tiyatrosu’nun oynayacağı ‘Celile’ oyunuyla başlıyor.

Ali Yalçıner’in yazıp yönettiği, Ayşegül Yalçıner’in de oynadığı tek kişilik oyun, Osmanlı döneminin ilk kadın nü ressamı olan Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın yaşamı boyunca sürdürdüğü savaşımları konu ediyor.

Kürtçe oyun da var

Ankara, İstanbul, Bolu, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Mersin, Muğla, Samsun ve Sinop’tan tiyatro topluluklarının içinde olduğu 33 oyun sahnelenecek. Festivale katılan oyunların büyük çoğunluğu kadın oyunlarından oluşuyor.

Festivalde Kürtçe bir oyun da olacak. Kemal Orgun’un yazıp yönettiği Diyarbakır Şano Nan Performance Topluluğu’nun çalışması olan ‘Kûçikê Sergo‘ (Çöplük Köpeği) Kürtçe sahnelenecek.

Festivalin bu yıl tek yurtdışı topluluğu ise Azerbaycan Devlet Dram Tiyatrosu Aziz Nesin’in ‘Al Canımı, Ağrın Alım‘ klasiği ile yer alıyor.

Yine festivalde çocuklar da unutulmadı. Bursa Çek Sanat Tiyatrosu yapımı, William Shakespeare’den uyarlanan ‘Fırtına‘ ile Çizgi Kukla Tiyatrosu’nun ‘Yaramaz Kediler‘ oyunları festivalde yer alıyor.

Onur ve emek ödüllü

Festivalin açılış töreninde onur ve emek ödülleri de sahiplerine verilecek.

Festivalin ‘Onur Ödülü’ tiyatro sanatçısı Metin Coşkun’a, ’Emek Ödülü’ ise tiyatro eleştirmeni ve festivalin danışma kurulu üyeliğini de yapan Prof. Filiz Elmas’a takdim edilecek.

25 yıl önce Ankara Tiyatro Festivali, ‘amatör tiyatroların‘ sorunlarını tartıştırmak, çözüm aramak, özellikle yerel yönetimlerin görevleri arasında bulunan ‘kent kültürünün‘ bir parçası olan tiyatrolara destek olmalarını teşvik etmek amacıyla başlamıştı.

Festival sayesinde amatör tiyatroların birçoğu ilk defa Devlet Tiyatroları’nın salonlarında oyun oynama fırsatı yakaladı.

Bakanlık destek, devlet tiyatroları da salon vermedi

Kültür ve Turizm Bakanlığı her yıl olduğu gibi bu yıl da festivale destek vermediği gibi Devlet Tiyatroları da salon vermedi.

Bakanlığın destek vermediği festivale Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya ve Yenimahalle belediyeleri destek verirken, oyunlar da belediyelerin ve özel tiyatroların salonlarında oynanacak.

Bu zamanları hiç kaçırmamalı diyerek izleyebildiğiniz kadar oyun izleyin. Seyriniz iyi olsun, güzel olsun diyerek 33 oyundan bazılarını seçtik:

Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı: ‘Celile’

Kadıköy Halk Tiyatrosu tarafından ilk kez tiyatro sahnesine taşınan ‘Celile’, şair Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın yaşamı boyunca sürdürdüğü savaşımları konu ediyor.

Kendi zamanı için alabildiğine cesur ve cüretkar olan Celile Hanım, Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı. Oğlu Nazım açlık grevindeyken hiç düşünmeden, zamanın şartlarına, baskılarına aldırmadan, Galata Köprüsü üzerinde açlık grevi eylemi yapma cesaretini gösteren güçlü bir kadın, bir anne aynı zamanda.

Ali Yalçıner tarafından sahnelenen tek kişilik oyunda Celile Hanım’a Ayşegül Yalçıner hayat veriyor.

Bir Brecht klasiği: ‘Üç Kuruşluk Opera’

Alman tiyatro yazarı Bertolt Brecht’in yazdığı ve besteci Kurt Weill’ın müziklerini bestelediği müzikal tiyatro oyunudur.

Brecht ve Weill oyun için çevirmen Elisabeth Hauptmann tasarımcı Caspar Neher ile birlikte çalışmışlardı.

Oyun, ahlak değerlerini irdeleyip savaşın korkunçluğunu sergilemekle kalmayıp, bugünün dünyasına ait çok somut gerçekleri işleyerek, günümüzü farklı bir bakış açısıyla yorumlamaya da imkân tanıyor.

Ankara Barosu Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyunun yönetmenliğini Cantuğ Tural üstleniyor.

Beyaz yakalının dramı: ‘Ofis Boy’

Şenay Tanrıvermiş’in hem yazıp hem de yönettiği kara komedi türündeki oyun Mask Kara Tiyatrosu tarafından sahneleniyor.

Günümüz insanının ofis adı verilen küçük hücrelerinde ya da daha büyük bir perspektifle iş yerlerinde yaşadıkları veya yaşattıkları kurmaca dünyaya ironik bir bakışla yaklaşılan oyun, Maşa Hanım ve ona bağlı olarak çalışan Ofis Boy arasındaki ilişki üzerinden beyaz yaka olarak adlandırılan eğitimli sınıfın köleleşmesini post-yapısal bir dille anlatan bir eleştiri oyunu.

Çocuklar için: ‘Yaramaz Kediler’

Festivalde çocuklar için gösterilecek iyi oyundan biridir.

Çizgi Kukla Tiyatrosu’nun sahnelediği müzikal çocuk oyunun yazarı ve yönetmeni Abdullah Gün.

Bireyin kendisi olması üzerine çizgi film tadında bir kukla oyunu olan oyun, yaptığı pastalara sevgisini hayallerini katan işinde usta bir pastacı ve yaptığı pastaları bozan yaramaz kedilerinin hikâyesini anlatıyor.

‘Kûçikê Sergo’ (Çöplük Köpeği)

Festivalin tek Kürtçe oyunu.

Oyun, kendini önce herkesin üstünde oturduğu bir kürsü, sonra bir çöplük köpeği; daha sonra ise ordusuz bir komutan, topraksız bir çiftçi, öğrencisiz bir öğretmen ve yurtsuz bir yurttaş olarak gören bir insanın serüvenini anlatır.

Kemal Orgun tarafından yazılan ve yönetilen oyun Diyarbakır Şano Nan Performance Topluluğu tarafından sahneye aktarıldı.

‘Pippa Adında Barış’

İsmet Çetinkaya’nın yazdığı Dilek Yıldız’ın da yönettiği lirik anlatı türündeki oyun Tiyatro İklimler tarafından sahneleniyor.

İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualino di Marineo tüm dünyanın tanıdığı ismiyle Pippa Bacca ve arkadaşı Silvia Moro, 8 Mart 2008’de ‘Barış Gelini‘ adını verdikleri proje için şiddetin hakim olduğu ülkelere barış ve sevgi mesajı vermek için yola çıkmışlardı. İki kadının Milano’dan başlayan yolculukları Tel-Aviv’de son bulacaktı. Barış isteyen Pippa ve Silvia’nın bu projedeki başlıca mottoları; “İnsanlara güvenmekti.” Otostopla seyahat etmeyi de bu sebeple seçmişlerdi.

Türkiye’ye geldikten sonra arkadaşı Silvia ile yolları ayrılan Pippa, sonrasında tek başına yaptığı otostopta Kocaeli’nin Gebze ilçesinde öldürülmüştü.

Oyun, Pippa Bacca’nın öldürülmesi ile sona eren hikayelerinin amacının anlatıldığı ve yarım kalan yürüyüşün Ortadoğu’da başlatılan savaşlara karşı Pippa’nın öngörülü barış duyarlılığı oluşturmadaki haklılığı ve barışa yönelik eyleminin sadece söylemde kalan pasifliğin, ajitatif samimiyetsizliğin ve halkların çaresiz bırakılmasına yönelik bir eleştiriyi anlatıyor.

2000 yıllık tragedya: ‘Troyalı Kadınlar’

Eshilos ve Sofokles’ten sonra Atina’nın yetiştirdiği üçüncü büyük trajedi şairi olan Euripides’in yazdığı ‘Troyalı Kadınlar‘ı Jean Paul Sartre tarafından kendi diliyle şiirleştirilerek uyarlanır.

Oyun, 2000 yıllık tragedya ile zamanını da aşarak bugüne savaşın kadınlar ve çocuklar üzerindeki yıkımına dikkat çekmeye çalışıyor.

Sartre’nin kendi şiirsel dilinde uyarlayarak yazdığı oyunun yönetmenliği Mehmet Atay’a ait olan oyun Çankaya Sahne tarafından sahneleniyor.

Bir direniş oyunu: ‘Antigone’

Eshilos ve Euripides’ten sonra Yunan tragedyasının büyük şairlerinden biri de Sophokles’tir.

Antigone, Sofokles tarafından M.Ö. 440’larda yazılmış tek perdelik bir tragedyadır.

‘Antigone‘ Sophokles’in ‘Thebai Üçlemesi‘ veya ‘Oidipus Üçlemesi‘ şeklinde adlandırılan üçlemesinin son oyunudur. ‘Kral Oedipus‘ ve ‘Oidipus Kolonos’ta‘ adlı oyunlar gibi bu oyun da bağımsız oynanır.

Antigone‘, üçlemenin son oyunu olmasına rağmen diğerlerinden önce yazılmıştır.

Bireysel özgürlüğe inanan Antigone’nin, kardeşini inancına göre gömmek istemesini anlatan oyun, inançları ile devlet yasalarının çatışması sonucu devlet otoritesine başkaldırışını ele alınır.

Oyun, dünya edebiyatının ilk ‘direniş’ örneği kabul edilir.

Dünya edebiyatının ilk “direniş” örneği kabul edilir.

Karma Sahne tarafından sahnelenen oyunun yönetmenliğini Hakan Alkan yapıyor.

Bir Çehov hikayesi ‘Evliliğin Halleri’

Anton Çehov’un ‘Tütünün Zararları, Ayı, Bir Evlenme Teklifi ve Sayfiyede Yaz‘ adlı oyunlarının gereken ‘atkı’larla birbirine bağlanarak sunulduğu tek perdelik oyun komedi türündedir.

Mu Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyun, bireylerin yaşamlarında büyük bir rolü olan, toplumun süregelen değerlerini nesiller boyu koruyup sürdüren; yeni nesillerin yetişmesinde yadsınmaz bir yeri olan  ‘aile/evlilik’ kurumu bağlamındaki içine düşülen doğrular, yanlışlarla yaratılan durumlar anlatılıyor.

İnsanların mutsuz kılan davranışlarını ‘yüzleşme’ niteliğinde ortaya koyan oyunun yönetmenliğini ise Yılmaz Gruda yapıyor.

Savaş karşıtı kadınların hikayesi: ‘Lysistrata’

Aristofanes tarafından M.Ö. 411 yılında yazılmış bu tek perdelik oyun Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları tarafından uyarlanarak sahnelendi.

Komedi türündeki oyun, tiyatro tarihinin ilk savaş karşıtı oyunlarından birisi kabul edilir. Oyundaki savaş karşıtlığının temsili de kadınlar.

Oyun, erkeklerin amaçsızca giriştiği savaşı bitirmemeleri ve savaştan dönmelerini beklemekten usanan kadınların savaşa son vermek için savaş bitene kadar erkeklerle yataklarını paylaşmamasının ardından gelişen olayları konu alır.

Arkadaş Z. Özger’in ‘Sevdadır’ı

Ahmet Yapar’ın yazıp yönettiği biyografi türündeki tek perdelik müzikli oyun Devinim Tiyatro tarafından sahneleniyor.

Oyun, 5 Mayıs 1973’te Ankara’da öldürülen şair Arkadaş Z. Özger’in hayatından ve şiirlerinden yola çıkılarak kurgulandı.

Ankara Yüksel Caddesi’ndeki ‘İnsan Hakları Heykeli’ önünde geçen oyun, izleyenleri bir Ankara hikâyesinin ortak paydası olaylarla Arkadaş’ın dönemi ile Arkadaş’ların yaşadığı günümüz dönemi arasında bir serüvene götürür.

Bir tiyatro klasiği: ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’

İki perdelik oyun, Türkiye Tiyatrosu’nun en önemli yazarlarından Haldun Taner tarafından 1964’te kaleme alındı.

Oyun, II. Meşrutiyet’ten 1960’ların sonuna kadar uzanan bir zaman diliminde Türkiye yakın tarihinde gerçekleşen toplumsal değişimleri aynı gün doğan Vicdani ve Efruz adlı iki karakterin yaşam hikâyeleri aracılığıyla anlatır.

İki çocukluk arkadaşı olan baş karakterlerden Vicdani, saf, iyi niyetli, dürüst ve uysal bir kişidir. Efruz ise köşe dönücü, iş bitirici, fırsatçı biridir. Oyunda, bu karakterler üzerinden devleti sömürenler ve devlete itaat edenler arasındaki dengesizlik anlatılır.

Erdal Ozan Metin’in yönettiği oyun Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneleniyor.

Festival programında BURADAN ulaşabilirsiniz.

KÜLTÜR SANAT

g.karınca

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here