Makale Muhalefet Uncategorized

Araştırmacı Gazeteci Yazar İsmail Saymaz’ın Yeşil Sol Parti’ye olan ilgisi!- Görkem Gürbüz

Sol sosyalist partilerin yıpratılması ya da doğru olmayan bilgilerin kamuoyuna yansıtılmasının son derece yanlış olduğunu düşünüyorum.

Yeşil Sol Parti ile ilgili basında yaygın olmamakla birlikte ortaya atılan iddialar üzerine mini bir araştırma yaptım.

Mesleğinde başarılı diye nitelendirilen gazeteci İsmail Saymaz, geçtiğimiz günlerde Yeşil Sol Parti ile ilgili iki habere imza attı. Sayın Saymaz, İlkini 22 Nisan’da yayınladığı makalesinde, ikincisini ise 19 Eylül’de https://halktv.com.tr’de yazdığı bir makalede haberleştirdi. Haberinde İsmail Saymaz şöyle yazmış;

 ‘’Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nde 2012 yılındaki ayrışmada yenik düşen sosyalistler ile bir grup çevrecinin ittifakıyla kurulan Yeşil Sol Parti’yi birkaç aydır çekim merkezi haline getiren özelliği, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yedeği olarak düşünülmesi.

Anayasa Mahkemesi’nde yargılaması devam eden HDP, kapatma kararına karşılık beş bileşeninden biri olan Yeşil ve Sol Parti ile seçime girecek.’’

Sayın Saymaz’ın ÖDP sürecindeki ayrışmada ’’yenik’’ düşen sosyalistler değerlendirmesini son derece sübjektif bir belirleme olduğunu düşünüyorum. Saymaz, bu saptama ile objektif değerlendirme hakkından feragat etmiş oluyor. ÖDP ayrışması, sosyalistlerin toptan yenik düştükleri bir süreçtir. ÖDP ayrışmasının ya da sonradan tamamen dağılmasının (kapatılmasının) galibi yoktur. 12 Eylül askeri darbesinden sonra umutla ilk defa yan yana gelen sosyalistlerin ÖDP’yi yaşatamamalarının sebeplerini oturup hep birlikte düşünmesi gerekiyor. Sonuçta Saymaz’ın ifade ettiği ‘’yenik’’ düşmeyenler ÖDP’yi kapattı.

Her neyse konumuz bu değil;  Sayın Saymaz değindiği için açıklık getirme ihtiyacı duydum. Öncelikle Yeşil Sol Parti ile ilgili yapılan haberler ve imalı yazılan yazılar rahatsız edici olmanın ötesinde doğru da değil.

İsmail Saymaz makalesini referans alan Sol Haber şöyle haber yapmış;

‘’Kapatma davasına karşı hamle: HDP’nin ‘Yeşil ve Sol Partisi’ örgütlenmesini tamamladı.

Gazeteci İsmail Saymaz, HDP’ye karşı açılan kapatma davasına karşı olarak kurulan “Yeşil Sol Parti”nin örgütlenme çalışmalarının tamamlandığını açıkladı.

Halk TV‘deki bugünkü yazısında Saymaz, Yeşil Sol Parti’nin seçime katılmak için 46 şehirde örgütlenmesini tamamladığı söyledi. Yeşil Sol Parti’nin 10 yıl önce kurulduğu, lakin bugüne kadar kendi amblemiyle seçime girmeyerek HDP’nin parçası olarak yer aldığı aktarıldı. ‘’

Habercilik doğru bilgiyi kamuoyu ile paylaşmak demektir. Havuz medyasının tüm kamuoyunu zehirlemeye çalıştığı bir ülkede, gerçek habercilik yapmak isteyen habercilerin dikkat etmesi gereken bazı etik temayüller mutlaka vardır.

Sol içi anlamsız rekabetin dolaylı sözcüsü olmanın kime faydası var?  Sol Haber nasıl bir çarpıtma manşet ile haberi manipüle etme hakkını kendinde buluyor.

‘’HDP’nin Yeşil Sol Partisi’’ ifadesi yanlış bir ifadenin ötesinde doğru olmayan bir ifadedir. Hakkında kapatma davası açılmış bir parti ‘’ispiyonculuğunu’’ içinde barındırmaktadır. Bilgi doğru olsa..! Haberdir yazılır çizilir diyebiliriz. Haber de doğru değil, bilgi de doğru değil.

Yeşil Sol Parti yöneticilerine sordum böyle bir bilgi için Sayın Saymaz sizi aradı mı? Hayır aramamış. Araştırmacı gazeteci öncelikle neden konu ile ilgili bilgileri doğrudan muhatap olduğu partilerle görüşüp açıklık getirmek istemez?

Yeşil Sol Parti, HDP’nin partisi değildir. HDP’nin bir siyasi partisi yoktur. Aksine Sol siyasi partilerin HDP’si vardır.

Demokratik olmayan ülkelerde siyaset yapma yöntemleri maalesef dünyada eşi benzeri olmayan örgütlenme modellerini ortaya çıkartıyor. HDP, Türkiye siyasi tarihine özgü kurulmuş partidir. Daha açık bir ifade ile çok sayıda siyasi oluşum ve partinin siyasi partiler yasası engelini aşmak için kurdukları bir partidir.

Siyasi iktidar, HDP’yi Türkiye partisi olmasın diye sürekli bölgeye sıkıştırmak istemektedir. Halka, Kürt partisi olarak sunuyor. Siyasi iktidarı anladık! Anlamadığımız nokta kendini demokrat ya da komünist olarak ifade edenlerin de HDP’yi Kürt partisi olarak sunmak istemeleri çok üzücüdür. Bu bakış açısının devlet yaklaşımına tekabül eden boyutları vardır. Bölgeler Partisi (BDP) ile HDP’yi özdeştirmek doğru değildir. BDP de diğer partiler gibi HDP’nin kurucu partisidir. AKP için konu çok basit, HDP’yi Kürt partisi olarak tanımlarsa tecrit etmesinin, dışlamasının daha kolay olacağını düşünüyor. Milliyetçi hissiyatın egemen kılındığı toplumlarda devlet ötekileştirdiklerini daha kolay yok sayar, daha fazla baskı yapar. HDP’nin kapatılması girişiminin nedeni de budur.

Bu konuyu da şimdilik geçelim, gelelim Saymaz’ın Yeşil Sol Parti ile ilgili yaptığı haberlere;

Yeşil Sol Parti yöneticileri ile Sayın Saymaz hiç konuşmamış yani bilgileri teyit etmemiş. Demokrat bir gazetecinin bilgiyi doğrulamaya gayret etmesini beklerdim. Saymaz, yaptığı haberin havuz medyasında nasıl kullanılacağını bilmemesi mümkün değil. Ne gariptir ki bazı sol çevrelerle, havuz medyasının haberi veriş biçimi çok benzer, bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum.

Çok bileşenli bir siyasi parti; Kapatma davası ile karşı karşıya kalırsa ne yapar? Siyasi yasaklarla, siyaset yapması engellenen bir parti ne yapar.? Binlerce üyesi tutuklanan bir siyasi parti ne yapar? Siyaset yapması engellenen bir siyasi parti, bu engelleri aşmak için mücadele etmez mi?

Bu nedenle bu konuda sadece HDP ve bileşenlerine sorumluluk yüklenemez. Kendine demokratım, sosyalistim, diyen bütün kesimlere sorumluluk düşer.

Yeşil Sol Parti bu anlamıyla sorumluluk duymaktadır. Yeşil Sol Parti, siyasi bir felsefesi olan politik bir örgüttür. HDP kültürü politik örgütleri yok etme içinde eritme aklına sahip değildir. Aksine siyasetin toplumsallaşması için muhalif siyasetleri güçlendirilmeyi esas almaktadır.

Emek ve Özgürlük İttifakı, 24 Eylül’de İstanbul’da Haliç Kongre Salonu’nda, kamuoyuna kendini deklere edecek. Çok sayıda örgüt ve demokrat tarafından kurulan bu ittifakın öncelikli görevi HDP’yi kapattırmamaktır. Bu aynı zamanda demokrasiye inanan HDP dışındaki herkesin görevidir. Demokratik muhalefetin geliştirilmesi, büyütülmesi saray rejiminin korkulu rüyasıdır.

Deneyimli araştırmacı yazar Sayın İsmail Saymaz haberinde şöyle yazmış;

‘’10 yıldır siyasi hayatta olmasına rağmen bugüne kadar hiçbir seçime katılmayan Yeşil ve Sol Gelecek Partisi’nde (Yeşil Sol Parti) şu günlerde örgütlenme atağı var’’.

Sayın Saymaz ile bir bilgiyi paylaşmakta fayda var, Yeşil Sol Parti seçimlere hep girmiş, milletvekili dahi çıkarmıştır. Seçime, bileşeni olduğu partisi HDP ile girmiş. Sosyalist partilerin kaderi böyle maalesef %10 barajı nedeni ile seçimlere kendi logosu ve adı ile giremiyor.

Seçim sistemi değiştirildiği için partilere kendi isimleri ile ittifak yapma ve seçimlere girme hakkı tanındı. Sosyalist partiler bunun üzerine hareketlendi, Sol Parti, EMEP, TİP ve Yeşil Sol Parti seçimlere girme hakkını elde etmek için örgütlemelerini tamamladılar. Tamamen seçim yassının teşvik ettiği bir durumdur (bütün partiler ittifak yaparak kendi amblemleri ile secime girebiliyordu). Ancak seçim yasasında yapılan son değişiklikle tekrar sosyalist partilerin seçime tek başlarına girme hakkı nerdeyse bir defa daha gasp edildi. Yeşil Sol Parti, eski seçim yasasını gözeterek bir buçuk yıl önce kongresinde aldığı kararı gereği örgütlenmesini hızlandırdı. Seçim yasasının anti demokratik olduğunu konuşmaya sanırım gerek yok. Yasa, 41 ilde örgütlenme şartı ister istemez siyasi partiler üyeleri dışında da destek ve dayanışma içinde olmayı tercih etti. Seçime katılma hakkını elde eden sosyalist partilerin tamamı yöntem olarak dayanışmaya ihtiyaç duymuştur.

Ya! İnsaf be; Sayın Saymaz, on yıl önce kurulan bir siyasi parti nasıl olmuş da HDP’nin kapatılacağını öngörerek yedek parti olarak örgütlenmiş!

Bu vesile ile başka bir bilgiyi daha paylaşalım hani haberinde ‘’Partinin başkanı yok, eşsözcüleri var’’ diyorsun ya, evet doğru bir bilgi bu. Çünkü Yeşil Hareketler hiyerarşiyi redettikleri için hiç birinde Başkan yoktur. Avrupa Yeşiller Partisi üyesi olan Yeşil Sol Parti’nin tüzüğü de buna uygundur. Eş Başkanlık sistemini Yeşil Sol Parti bir adım daha ileri taşıyor.

Yeşil Sol Parti; ekolojik mücadeleyi salt ‘’çevrecilerin’’ mücadelesi olarak görmez. Doğayı, yaşamı, demokrasiyi, adaleti savunan büyük bir topluluğun parçası olduğunu kabul eder. Eşit, adil, özgür, laik demokratik, Cumhuriyeti yeniden inşa etmek için “Su, Ekmek, Söz ve Kimlik Adaleti”nin vazgeçilmez öneme sahip olduğunu her fırsatta vurgular.

Sonuç olarak;  bir kez daha altını çizmekte yarar var, Yeşil Sol parti HDP bileşenidir. HDP Emek ve Özgürlük ittifakının önemli bir partisidir. İttifak içerisinde seçime girme hakkını elde eden başka partiler de vardır. Hepsinin HDP ile dayanışma içerisinde olacaklarına hiç kuşku yoktur. Bu sorumluluk Yeşil Sol Parti ile sınırlı değildir.

Sayın Saymaz, umarım yaptığınız haber nedeni ile siz ve kamuoyu yeterince bilgilendi.

Sevgi ve saygılar.

Görkem Gürbüz

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir