Uzun zaman uzak kaldım buralardan…
Gündem konuları içinde ben de herkes gibi, hayat endişesiyle, bir o yana bir bu yana savrulup duruyordum. Bir yandan içinde bulunduğumuz küresel sorunlar, savaşlar, hayat pahalılıkları diğer yandan danışanlarımın bekledikleri umutları sağlama koşuşturmacası içinde, ihmal ettiğim noktalar olmadı değil.
Bu kargaşa içinde, danışanlarımın ağırlığını çiftlerin oluşturduğu gündemimde, gördüğüm memnuniyetsizlikler, kaçışlar, ihmaller, biraz da olsa rotamı bu yöne çevirme arzuma engel olamadı.
Sabah evinden çıkıp, tüm gün şehrin gürültüsünden, yaşamın koşuşturmacasından, yöneticilerinin egosundan, iş arkadaşının kem gözlerinden, müşterinin kaprisinden geçip, akşam mutlu olmak, rahatlamak, huzuru bulmak için umutla gelinen evden, yani aileden ve ilişkilerin düştüğü monotonluktan bahsedeceğim bugün.
İyi bir aile içi iletişim, aile bireylerinin ruh sağlığını olumlu yönde etkiler. Motivasyonu arttırır, aile bireylerinin günlük yaşantılarında daha uyum içinde olmalarını sağlar.Hızlı yaşam koşulları, uzun çalışma saatleri, büyük şehir stresi, trafik ve buna benzer günlük yaşam koşuşturmacaları, ister istemez aile içi ilişkilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Hele ki, eşlerin ikisi de çalışıyorsa, eve yorgun gelinir ve herkes kendi dünyalarına çekilir. Bu durum bazen, artık ilgimizi ve sevgimizi kaybettiğimiz doğrultusunda algı yanılgılarına neden olur. Yavaş yavaş aile içi iletişimsizlik başlar ve kendimizi en mutlu, en huzurlu, en güvenli hissetmemiz gereken yer, birden sadece temel ihtiyaçlarımızı karşıladığımız bir uğrak yolu haline gelir. Eşimiz ev arkadaşımız olur. Yeni tanıştığımız anlarda bizi heyecanlandıran insan gözümüzde sıradanlaşır, günlük yaşamın koşuşturması içerisinde kaynayıp gider. Sevgi vardır yine, ama yaşamımızda keyifli, hayata bağlı, güvenli hissetmemizi sağlayan dopamin; neşeli, pozitif hissetmemizi sağlayan endorfin hormonları eksiktir. Bu da eşlerin kendilerini keyifsiz, canı sıkkın, stresli ve gergin hissetmesine sebep olmaktadır.
Peki, bu durumdan kurtulmak ve zaman zaman da olsa tekrar eski günlere dönmek için, ne yapmalı, nasıl davranmalı, eşimizle ilişkilerimizi nasıl güzelleştirmeli, zenginleştirmeli, daha huzurlu, keyifli ve kendimizi hayata bağlı hissettirecek şekle nasıl getirmeliyiz.
1-Tüm ilginizi ona yöneltin
Birlikteyken cep telefonlarınızı bir köşeye bırakıp, zihninizi susturup, yapılacaklar listesini bir süreliğine erteleyip, tamamen birbirinize odaklanın. Orada ve o anda olun. Birbirinizle iletişimde bulunurken göz teması kurun ve birbirinizi gerçekten dinleyin. O anda aklınızdan geçen sesleri susturun. Sadece kendinizi ilgilendiren bölümleri değil, eşinizin anlattığı tüm detayları dinleyin. Dinlerken tüm ilginizi eşinize yöneltin.
2-Rutinin dışına çıkın
Eşinizin hiç ummadığı bir akşam, onu ev kıyafetleri ile karşılamak yerine, onun en sevdiği kıyafetleri giyip, rutinin dışında bir akşam yemeği ve fonda güzel bir müzik ile onu karşılayın. Ona sıkıca sarılın ve gözlerine bakıp, onu çok özlediğinizi söyleyin. Aşkınızı tekrar ilan edin. Ve yemek yerken sohbet edin. Sohbet konusu; o gün işyerinizde neler yaptığınızdan ziyade, birbirinizle beraber olmaktan neden mutlu olduğunuz olsun. İlk tanıştığınızda birbirinize neden aşık olduğunuz olsun. Birlikte yaşadığınız komik anları hatırlayıp gülün. Yükseltin endorfin seviyenizi.
3-Randevulaşın
İş dışında birbirinize zaman ayırıp, tıpkı yeni tanıştığınız bir insanla buluşacakmışsınız gibi randevular organize edin. Birlikte sinemaya gidin. Konsere gidin. Daha önce yapmaktan keyif aldığınız ve günlük rutin koşuşturmacasıyla vakit ayıramadığınız etkinliklere gidin.
4-Birbirinizin sevgi dilini öğrenin
5 sevgi dilinden eşiniz hangisi ya da hangilerine sahip. Onaylanmaktan mı hoşlanıyor, o zaman onun davranışlarını ve başarılarını takdir edin, övün, cesaret verici sözler söyleyin. Birlikte yapmaktan keyif aldığınız hobiler edinin. Amaç burada birlikte bir şeyler yapmak, nitelikli zaman geçirmektir. Birbirinize küçük hediyeler alın. Önemli olan maddi değeri değil, eşinize onu düşündüğünüzü göstermektir. Onun yapmanızdan hoşlanacağını düşündüğünüz şeyler yapın. Her insan sevildiğini duymaktan ve bu duyguyu hissetmekten hoşlanır, eşinizin gözlerinin içine bakıp onu çok sevdiğinizi söyleyin. Sımsıkı sarılın. İnsanların çoğu fiziksel temas olmadan sevildiklerini hissetmezler ve fiziksel temas sevgiyi göstermenin en etkili yoludur.
5-Cinselliği önemseyin
Evliliği oluşturan temel bağlardan biri de cinsel yaşamdır. Mutlu bir cinsel yaşam, aile mutluluğunun da en önemli ögelerinden biridir. Uzun soluklu ilişkilerde ve evliliklerde, ilk başlarda sıkça yaşanan cinsellikteki ivme, yavaşça aşağıya düşmeye başlar ve bir süre sonra ya yok olur, ya da oldukça azalır. Bunun da çözümü var. Fizyolojik bir sorun bulunmuyorsa, küçük aşk oyunlarıyla, fantezi modellemeleriyle, zaman zaman nefes egzersizleriyle gevşeyerek, güzel sevişme sanatının öğrenilmesiyle bu ivmeyi yavaşça biraz daha yukarı çıkarabilirsiniz. Ama asıl önemli olan eşinizle yaşayacağınız cinselliğin sayısından ziyade, keyifli yaşanılan anların arttırılmasıdır.
Monoton yaşamın aşkınızı ve birlikteliğinizi yutmasına izin vermeyin!