Avustralyalı politikacı Lidia Thorpe geçtiğimiz günlerde Avustralya Parlamentosu’na yemin ederken İngiltere Kraliçesi Elizabeth’i ‘Sömürgeleştiren Majesteleri Kraliçe II. Elizabeth’ olarak nitelendirdi. Yeminin tekrar edilmesi için zorlandığında İkinci denemesinde Thorpe, yerel köklerine ve mirasına bir övgü olarak yumruğunu kaldırırken “majesteleri Kraliçe II. Elizabeth”e bağlılığına yemin ederken aslında resmi yeminle ve kraliçeyle dalga geçti. Thorp’un bu tavrı sosyal medya da viral oldu.
Küresel siyaset camiasında şaşkınlık ve hayranlık dalgalarının yanı sıra şok da bırakan oolayda Avustralya’dan bir yerli milletvekili İngiltere Kraliçesi’nden “sömürgeci” olarak söz etti.
Hindistan Haber Sitesi Outlok İndia tarafından bildirilen habere göre Lidia Thorpe geçtiğimiz günlerde Avustralya Parlamentosu’nda yemin ederken İngiltere Kraliçesi Elizabeth’i “Sömürgeleştiren Majesteleri Kraliçe II. Elizabeth” olarak nitelendirdi. İngiliz Milletler Topluluk üyesi olanj Avustralya da Kraliçe, Avustralya’nın resmi devlet başkanı sayılıyor. Avustralya’nın Victoria eyaletini temsil eden ilk yerli milletvekili olan Thorpe’nin konuşması ortasında kesilerek tören için kendisine verilen kartta yazılı olan yemini okuması istendi.
İkinci denemesinde Thorpe, yerel köklerine ve mirasına bir övgü olarak yumruğunu kaldırırken “majesteleri Kraliçe II. Elizabeth”e bağlılığına yemin ederken aslında resmi yeminle ve kraliçeyle dalga geçiyordu.
Thorpe’un bu alayının ardından bir senatör, “Eğer düzgün yemin etmezsen senatör sayılmayacaksın” dedi.
Egemenler Asla Vazgeçmedi
Buckingham Sarayı konuyla ilgili henüz yorum yapmaktan kaçınırken, Thorpe yemin ettikten sonra Twitter hesabından ve “Egemenler asla vazgeçmedi” diyerek kendine yapılan yemin baskısını deşifre etti.
Bir twittter kullanıcısı ise buna yönelik tepkisini şöyle dile getirdi “Lidia Thorpe’a yöneltilen öfkenin seviyesi, aynı eleştirmenler tarafından 10 yaşındaki Yerliler söz konusu olduğunda bugün hiçbir yerde görülmüyor. çocukların hapse atılması ve gözaltında yerli ölümlerin rekor oranlarda devam etmesi. O zaman öfkeniz nerede? Irkçılığınız buna engel oldu”
Ceza Kolonisi Hiç Kimsenin Toprağı İlan Edildi
İngilizler, nispeten keşfedilmemiş ve bakir kıtada bir ceza kolonisi kurmak amacıyla gemileriyle ilk olarak 1788’de Avustralya’ya geldi. Hareket, İngiltere’deki suçlular ve hükümlülerle dolup taşan İngiliz hapishanelerinin yükünü azaltmak anlamına geliyordu.
Takip eden yüzyılda, İngilizler kıtada bir dizi başka koloni kurdular ve Avrupalı misyonerler, kaşifler ve fatihlerin daha fazla keşfine açtılar. Yarım asırdan kısa bir süre sonra, İngiliz imparatorluğu Avustralya’yı “kimsenin toprağı” anlamına gelen “Terra nulls” ilan ederek, kıtanın İngiliz kolonizasyonunu haklı çıkardı ve Avustralya uygarlığının tarihini ve mirasını çaldı.Ayrıca bakınız
Kıta yaklaşık 500 Birinci Sınıf Ulus grubuna ev sahipliği yapıyordu – bugün yerli nüfus – 750.000 kişiyi içeriyordu. Yerli Aborijin ve Torres Düz Adalıların kültürlerinin 60.000 yıldan daha eski olduğu söyleniyor ve bu toplulukların yaşayan üyelerini dünyanın herhangi bir yerindeki insan uygarlığının en eski koruyucularından biri yapıyor. Veriler, kıtada 250.000 Aborjin olduğunu gösteriyor. 1920’lerde yerlilerin sömürgeci katliamının sonunda, Avustralya’da sadece yaklaşık 60.000 yerli kaldı.
Baskı İle Bilikte Yaşadılar Ama Eşitsizlik Değişmedi
Yerli Avustralyalı kabilelere yöneltilen baskı, kabileleri sömürgeci beyazlarla birlikte yaşamaya zorladı, ama uzun süredir devam eden sosyo-ekonomik eşitsizliklerle sonuçlandı.
Thorpe, İngiliz “sömürgecilik mirasının” sert bir eleştirisi olan Avustralya Yeşiller partisinin ve Birinci Milletler halkının egemenliğini henüz tam olarak kabul etmediğini iddia ettiği Birleşik Krallık hükümetinin bir üyesi.
Thorpe’un yorumları belirli siyasi çevrelerden tepki çekerken, sosyal medya Thorpe’a destek çıktı. Parlamentodaki konuşması sosyal medyada viral hale geldi ve birçok kişi yerli milletvekilini, Hindistan da dahil olmak üzere önceki sömürgelerden gelen baskı ve resmi özür taleplerine rağmen, İngiliz monarşisinin reddetmeye devam ettiği ırkçılık ve baskı tarihine karşı durduğu için selamladı.
