Ana Sayfa Muhalefet Sendikalar Balıkesir’de 1 Mayıs

Balıkesir’de 1 Mayıs

0
Balıkesir’de 1 Mayıs


Telgraf Haber:DİSK, TMMOB, TTB, KESK’in organize ettiği 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü Ali Hikmet Paşa
Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla kutlandı. Bu yıl sokağa çıkma kısıtlamalarına denk gelen 1 Mayıs
pandemi tedbirlerine uygun şekilde kutlandı.
Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda marşlarla birlikte toplanan katılımcılar 1 Mayıs’ı basın açıklamasıyla kutladı.
Katılımcılar adına EĞİTİM-SEN Şube Başkanı Halil İbrahim Kilciler basın açıklamasını okudu. Kilciler yapılan
ortak açıklamada taleplerini dile getirdi.
“HER YER 1 MAYIS”

Fotoğraflar: Ömer Kantarlıoğlu, Meltem Bozdağ Kilciler


Yapılan ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Bugün Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü için yan yanayız. Yasaklara
rağmen, baskılara rağmen umudu büyütüyoruz. Her gün 1 Mayıs her yer 1 Mayıs diyoruz. Şu çürümüş düzene
karşı yeni bir düzen için, yeni bir başlangıç için yan yanayız.  On yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve
doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik kriz, artan eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmayan bu düzen
COVID-19 salgınıyla insanlığın geleceğini tehdit ediyor.
“AŞI TİCARİ META HALİNE GELDİ”
Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık hizmetlerinin ve
güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini insanlık ağır biçimde ödüyor. Bu
koşullar altında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 1 Mayıs 2021’de “Yeni bir toplumsal sözleşme ve
herkese aşı hakkı” mücadelesini büyütme çağırısı yapıyor. Bizler, bu topraklarda yaşayanlar, aklı, bilimi, emeği ve
insan yaşamını öncelemeyen bir anlayışla yönetilenler, daha ağır bedeller ödüyoruz. COVID-19 salgınıyla
mücadelede dünyanın en başarısız ülkelerinden birinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sermayenin ve patronların
çıkarları için, akıl, bilim ve milyonların sağlığı yok sayılıyor. Buradan bir kere daha haykırıyoruz: Çarklar dursun,
ölümler bitsin!
“TAM KAPANMADA İŞÇİ YOK”
Bugün “tam kapanma” diye sundukları önlem paketinde de işçi sınıfının ve halkın sağlığını ve gelirini değil
sermayenin çıkarlarını korumaya çalışıyorlar. Çarklar dönmeye, çalışanların çoğunluğunun işe gitmeye,
insanlarımız ölmeye, sağlık emekçilerimiz tükenmeye devam ediyor. Tam kapanma dedikleri önlemlerde biz
yokuz: Çalışanlar hastalanmaya, çalışmayanlar da açlığa mahkum ediliyor. Açık alanlarda nefes almamız
yasaklanıp kapalı ortamlarda çalışmaya zorlanıyoruz. Ne pahasına olursa olsun “çarklar dönecek” inadıyla, insan
yaşamı piyasaya kurban ediliyor. Yeterli aşı tedarik edilemiyor. Göz göre göre hastalanıyoruz, ölüyoruz ve
tükeniyoruz! “Böyle salgın mücadelesi olmaz” diyor ve yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz.
“İŞİMİZİ KAYBEDİYORUZ”
Sadece sağlığımız değil; işimiz, aşımız ve geçimimiz de tehdit altında. Pandemide yurttaşlarına en az nakdi
destek veren iki ülkeden biri Türkiye oldu. İşsizlik her gün yeni rekorlar kırıyor. Kod 29 ile tazminat bile alamadan
işimizi kaybediyoruz. Milyonlarca çalışan ve ailesi ücretsiz izin dayatmasıyla günde 50 liraya yaşamaya mahkum
ediliyor. Gıda enflasyonu ile milyonlar açlık sınırının altına itiliyor. Evimize gelen faturalar kabarıyor, çarşı pazar
alışverişi her gün bir öncekinden daha pahalı oluyor. Uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleriyle
güvencesizlik yaygınlaşıyor.
“PANDEMİDE ÜLKENİN KAYNAKLARI ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”

Salgın koşullarında bile ülkenin tüm kaynakları bir avuç şirkete peşkeş çekiliyor. Halk yaşam mücadelesi verirken,
şirketler pandemide kârlarını artırıyor. “Geçinemiyoruz” çığlıkları yükselen ülkemizde 26 dolar milyarderinin serveti
son bir yılda 38 milyar dolardan 53 milyar dolara yükseliyor. Bir yanda açlık, yoksulluk ve işsizlik; diğer yanda
servetler birikiyor. Ekonomik kriz ve pandemi koşullarında, adaletsizliğin en çirkin yüzü karşımıza çıkıyor.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞİYOR”
Pandemi sürecinde sınıfsal eşitsizliklerin yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşiyor. Salgında kadınların
omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan
işsizliğin, bir yandan pandemide yaygınlaşan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor.
Pandemi koşullarında kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi
oluyor.
“TALEPLERİMİZ”
Bu koşullar altında işimiz, aşımız ve sağlığımız için söyleyecek çok şeyimiz var. Taleplerimiz ve öfkemiz var.
Emekçilerin umutlarını ifade edeceğimiz 1 Mayısımız var. Sağlıklı, güvenceli ve insanca yaşama hakkımız için
yan yanayız. Umutlarımız büyütmek için bugün Türkiye’nin dört bir yanında mücadelemizle yan yanayız. 
Taleplerimizi ve hedeflerimizi 1 Mayıs’ta bir kere daha yan yana haykırıyoruz:  Herkese aşı, herkese gelir desteği
sağlansın, acil ve zorunlu işler dışında 4 hafta çarklar durdurulsun. Çalışırken hastalanan emekçiler için COVID-
19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.  Kod 29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin. İşsizlik
Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere destek için kullanılsın. Asgari ücret üzerindeki tüm
vergi ve kesintiler sıfırlansın. İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın, hukuksuz biçimde işten çıkarılan kamu
emekçileri işlerine iade edilsin, çalışma süreleri azaltılsın. Doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona, savaşa,
silahlanmaya, sermayeye değil aşıya ve sosyal desteklere ayrılsın.  Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi
alınsın! Zorunlu mallarda ve elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarında dolaylı vergiler sıfırlansın, pandemi
süresince fatura borçları hazine tarafından karşılansın, borçlar faizsiz ertelensin.  Örgütlenme, özgür toplu
sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa etkin şekilde
uygulansın, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün İşyerinde Şiddete Karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın.
“YAŞASIN 1 MAYIS”
2020 1 Mayıs’ında ifade ettiğimiz gerçek, 2021’de çok daha net bir biçimde ortadadır. Bu düzen yaşamı ve
gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Felakete dönen bu düzen, baskılarla, yasaklarla, yalanlarla,
sansürle, kışkırtılan ırkçılık ve ayrımcılıkla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, kısacası zulümle ayakta tutulmak
istenmektedir. Bu felakete son vermek, insanlık için yeni bir başlangıç yapmak, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin,
demokrasinin egemen olduğu, kardeşçe, barış içerisinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzen kurmak
ellerimizdedir. Umudumuz birliğimizde, mücadelemizde ve dayanışmamızdadır. YAŞASIN 1 MAYIS.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here