Ana Sayfa Makale Bartın Amasra’da yitirdiğimiz canların anısına saygıylla- Hakan TUNCAL

Bartın Amasra’da yitirdiğimiz canların anısına saygıylla- Hakan TUNCAL

0
Bartın Amasra’da yitirdiğimiz canların anısına saygıylla- Hakan TUNCAL

“Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.

Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;

İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.” (Metin Altıok)

KÖMÜR

kömür 1. isim, madencilik Karbonlu maddelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından veya çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt: “Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar.” – Faruk Nafiz Çamlıbel2. sıfat, mecaz Siyah renkli: Kömür gözlü.(TDK Türkçe Sözlük)

Hakan Tuncal

kömür es. tr. köynemek (yanmak)ten köyünük-köyümük-kömür (yanmış, kararmış odun, yanmış odun kalıntısı) (Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, İsmet Zeki Eyuboğlu)

Sözlük kömür sözcüğünün açıklamasına örnek olarak Faruk Nafiz Çamlıbel’in bir dizesine yer veriyor. Bu dizenin geçtiği şiirle başlayalım biz de:

“Caddeden sokaklara doğru sesler elendi,
Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi.
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar,
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar…
Son yolcunun gömüldü yolda son adımları,
Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları.
Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda:
Yanan alnım duvarda, sönen gözlerim camda,
Yuvamı çiçekledim, sen bir meleksin diye,
Yollarını bekledim görüneceksin diye.
Senin için kandiller tutuştu kendisinden,
Resmine sürme çektim kandillerin isinden.
Saksıda incilendi yapraklar senin için,
Söylendi gelmez diye uzaklar senin için…
Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle,
Saatler son gecemin geçti cenazesiyle,
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü,
Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü…
(Sen Nerdesin, Faruk Nafiz Çamlıbel)

Faruk Nafiz’de akşamları tütsüleyen kömür, Sunay Akın’da bir madencinin kalbi olur:

“Yine bir kömür
kütürdedi sobada
kayıp bir madencinin
kalbi rastgeldi
atıverdi sıcak odada”
(Kömür, Sunay Akın)

Orhan Veli Kanık maden emekçilerini şu aydınlık dizelerle anar:

“Güneşli bir günde
Masmavi göreceğiz Karadeniz’i 
Balkaya’dan Kapuz’a kadar, 
Karış karış biliriz bu şehri; 
Eki’nin çiçekli bahçeleri, 
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla; 
Paydos saatlerinde yollara dökülen, 
Soluk benizli insanlarıyla. 

Siyah akar Zonguldak’ın deresi 
Yüz karası değil, kömür karası 
Böyle kazanılır ekmek parası”
(Yüz Karası Değil, Kömür Karası, Orhan Veli Kanık)

İlhan Berk’in şiiri kömür kokar:

“öyle insanlar gördüm ki 
ölüm peşlerine düşmeye korkardı 
kılları uzamış hayvanların yanı sıra 
ya kuyulara iniyorlar 
ya kuyulardan çıkıyorlardı 
kazmaları kürekleri lambalarıyla 
ya insanlar gibi toprağın üstünde 
ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar 
bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı 
dağlara tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyordu
ikinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu 
uyudum uyandım hep aynı seslerdi 
anladım insanlar bir vardiyaya giriyorlar
bir vardiya çıkıyorlardı
anladım en kısa ömür insan oğlunundu 
sonra kurtlar böcekler ve tarla farelerinindi”
(Bu Şiir Kömür Kokar, İlhan Berk)

Bir kömür ocağının onulmaz göçüğü olarak kendini gören Metin Altıok’un, Gerçeğin Öteyakası adlı şiir kitabındaki haikulardan birinde geçer kömür sözcüğü:

“Bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar.

Ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;

İçimde cesetler ve daha ölmemişler var.” (Gerçeğin Öteyakası, Metin Altıok)

Kömür ve şiir denince Zonguldak’ı, bu kentte öğretmenlik yapan Behçet Necatigil’i, onun veremden arka arkaya yirmili yaşlarının başında ölen öğrencileri Muzaffer Tayyip Uslu’yu, Rüştü Onur’u anmamak olmaz:

“Hep böyle:

Kömür aldı, mendiller sallandı;
Trenler gitti ona doğru,
İstasyonda deliler gibi bunaldım.

Hep böyle:
Demir aldı, sular çalkandı;
Gemiler gitti ona doğru,
Gözümden bir daha düştü rıhtım.

Hep böyle:

Emir aldı, günün birinde yollandı;
Eller gitti ona doğru,
Yine ben telaş içinde kaldım.”
(Hep Böyle, Behçet Necatigil)

Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında…”
(Memnuniyet, Rüştü Onur)

“”Sevmek” bir kelimedir
“Sarı saçlı” dersem bir kız için
Sıfat söylemiş olurum
“Ben sarı saçlı bir kız sevdim”
Bir cümledir. Sevda dolu bir cümle
Nokta koymalı, durmalı zira
Zira “açlık” da bir kelime
Cümleye gelmez sarı saçlı kız gibi
Ah elbet dolaşırsa ölüm sık sık dilime
“Öleceğim, ölüyorum, öldüm”
Diyeceğim bir gün”
Gramer Dersi, Muzaffer Tayyip Uslu)

ŞİİRLİ KELİMELER

Hakan TUNCAL

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here