BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Simonovic, söz konusu kararın kadınlara yönelik şiddetin faillerini cesaretlendirmek ve önlemleri zayıflatma riskini arttırdığını söyledi.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine tepki gösteren Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi ve bölgesel insan hakları uzmanları, Türkiye’ye derhal bu kararından vazgeçmesi çağrısında bulundu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesin’den çekilmesini kınayan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin açıklamasının ardından BM’nin Özel Raportör, Çalışma Grupları, Özel Prosedürler ve Bölgesel Çalışma Grupları sözcü ve üyelerinden oluşan 44 BM İnsan Hakları Uzmanından ortak açıklama geldi. BM Cenevre Ofisi’nde yapılan açıklamada uzmanlar Türkiye’nin böylesi önemli bir anlaşmadan geri çekilme kararının geriye doğru çok endişe verici bir adım olduğu ifade edildi. Kararın kadınlara yönelik şiddetin faillerini cesaretlendirmek ve önlemleri zayıflatma riskini arttırdığını belirten Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Dubravka Šimonović, söz konusu kararın aynı zamanda böylesi bir riskin çok da önemli olmadığına dair tehlikeli bir mesaj verdiğini söyledi.
Ortak açıklamayı okuyan Simonovic, bu kararın kadınların refahı ve güvenliği için gerekli olan korumayı zayıflattığını ve tüm dünyada kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde kadınları daha fazla şiddet riski ile yüz yüze bıraktığını ifade etti. Šimonović, İstanbul Sözleşmesi’nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Bildiri’nin yanı sıra “Pekin Eylem Platformu” gibi kadın hakları için bir yol haritası sunan en güncel ve ayrıntılı kadın hakları belgesi olduğuna vurgu yaparak bu belgenin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılmasını öngördüğüne dikkat çekti.
‘CİNSİYET TERİMİ YANLIŞ YORUMLANIYOR’
Simonovic, son birkaç ayda Türkiye’deki siyasi aktörlerin, sözleşmede kullanılan cinsiyet terimini yanlış yorumlayarak, Sözleşme’nin “aileyi tehdit ettiği” yönündeki endişelerini dile getirdiğini fakat Türkiye’deki iddialarının aksine, sözleşmenin üye devletlere kadınları ve kız çocuklarını, onların insan haklarını daha iyi korumak için araçlar sağladığını belirtti.
‘ŞİDDET RİSKİNİ ARTIRIR’
Simonovic ayrıca, Türkiye’deki Covid-19 kısıtlayıcı tedbirleri bağlamında kadına yönelik şiddet, özellikle de aile içi şiddet riskinin arttığını ve bu durumun engelli kadın, kız çocukları ve yaşlı kadınları etkilediğini belirtti. Šimonović, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti tüm biçimleriyle önlemek ve ortadan kaldırmak için daha fazla araca ihtiyaç olduğu vurgusunu yaptı.
Mevcut bilgilerin, Türkiye’de son yıllarda kadın cinayetlerinde bir artış olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Šimonović, “İnsan hakları uzmanları olarak, Hükümete kadın cinayetlerine ilişkin verileri toplamaya ve analiz etmeye ve bunları önlemek için bir Kadın Cinayet Gözlemevi kurmaya yönelik çağrımızı yineliyoruz” dedi.
“Türkiye’yi bu kararı yeniden gözden geçirmeye ve akademi, sivil toplum kuruluşları, parlamento ve genel olarak toplumla istişarelerde bulunmaya çağırıyoruz” denilen açıklamada, CEDAW Komitesi Başkanı ve Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörü Gladys Acosta Vargas da kadına yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddetin ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde olduğunu belirterek, Türkiye’ye kararından vazgeçme çağrısı yaptı.
İMZACILAR
Açıklamaya imza atan BM İnsan Hakları Uzmanları isimleri ise şöyle:
*Kadına Yönelik Şiddet, nedenleri ve sonuçları üzerine Özel Raportör Dubravka Simonovic
*Kadınlara ve kızlara karşı ayrımcılık üzerine Çalışma Grubu Başkanı Elizabeth Broderick, Başkan Yardımcısı Melissa Upreti, üyeler Dorothy Estrada-Tanck, Ivana Radačić, Meskerem Geset Techane
*Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi BM Komitesi Başkanı Gladys Acosta
Belém do Pará Konvansiyonu İzleme Mekanizması Uzmanlar Komitesi Başkanı Tatiana Rein
*Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı koruma konusunda Bağımsız Uzman Victor Madrigal-Borloz
*Düşünce ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi ve korunması üzerine Özel Raportör Irene Khan
*Hakikat, adalet, tazminat ve tekerrür etmeme garantilerinin teşviki üzerine Özel Raportör Fabian Salvioli
*Kölelik, nedenleri ve sonuçları üzerine Özel Raportör Tomoya Obokata
*İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezalar üzerine Özel Raportör Nils Melzer
*Güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreden yararlanmaya ilişkin insan hakları yükümlülükleri konusunda Özel Raportör David Boyd
*Aşırı yoksulluk ve insan hakları Özel Raportörü Olivier De Schutter
*Yargısız, yargısız veya keyfi infazlar konusunda Özel Raportör Agnès Callamard
*Barışçıl toplantı ve dernek hakkı konusunda Özel Raportör Clément Nyaletsossi Voule
*Somali’deki insan haklarının durumu konusunda Bağımsız Uzman Isha Dyfan
*Terörizmle mücadelede insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin Özel Raportör Fionnuala Ní Aoláin
*Gıda- Yiyecek hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri
*İnsan hakları savunucularının durumu üzerine Özel Raportör Mary Lawlor
*Tüm insan haklarından yaşlılar tarafından yararlanılması konusunda Bağımsız Uzman Claudia Mahler
*1967’den beri işgal edilen Filistin topraklarındaki insan haklarının durumu üzerine Özel Raportör Michael Lynk
*Paralı askerlerin kullanımı üzerine Çalışma Grubu Başkanı ve Röportör Jelena Aparac, üyeler Lilian Bobea, Chris Kwaja, Ravindran Daniel ve Sorcha MacLeod
*İnsan hakları ve çok uluslu şirketler ve diğer ticari şirketler Çalışma Grubu Başkanı Dante Pesce, Başkan Yardımcısı Surya Deva, üyeler Elżbieta Karska, Githu Muigai ve Anita Ramasastry
*Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu Başkanı ve Raportör Leigh Toomey, Başkan Yardımcısı Elina Steinerte, üyeler Miriam Estrada-Castillo, Mumba Malila ve Seong-Phil Hong
*Kalkınma hakkı Özel Raportörü Saad Alfarargi
*Din veya inanç özgürlüğü Özel Raportörü Ahmed Shaheed
*İran İslam Cumhuriyeti’nde insan haklarının durumu üzerine Özel Raportör Javaid Rehman
*Yargıçların ve avukatların bağımsızlığı konusunda Özel Raportör Diego García-Sayán.” (MEZOPOTAMYA AJANSI)