2 Ocak 2021 tarihinde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör olarak atanan Melih Bulu’nun öğrencilere ve akademisyenlere yönelik artan saldırgan davranışı ve kampüsü hapishaneye çeviren uygulamalarına karşı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden bir açıklama yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü (BÜLGBTİ+), Boğaziçi Dayanışması, Boğaziçi Kadın+ Hakları Dayanışması, Boğaziçi’nin Sesi, Hashtag Akademi, Kelepçesiz Akademi, Direniş Postası ortak açıklama yayımladı. Açıklamada bürokratik yolların tükendiğine dikkat çekilerek “Bürokrasinin bizlere karşı kullanılmasının direnişe en çok destek veren hocaların hedef alınmasından başlayarak kayyuma biat etmeyen tüm bileşenlere sıçrayacağının da farkındayız” ifadelerine yer verildi.
Saldırılar hızlanıyor
Boğaziçi bileşenleri tarafından yapılan açıklamada şunlara yer verildi:
“Üniversitemize antidemokratik yollarla atanan AKP’li kayyum MElih Bulu yaklaşık 6 aydır üniversitemiz içerisinde demokratik ilke ve esasları hiçe sayan keyfi ve siyasi uygulamaları yürürlüğe koymaya devam ediyor. Direniş süreci boyunca gözaltılarla başlayan tutuklamalar, BÜLGBTİ+ öğrenci kulübünün kapatılması, kayyum yardımcılarının enstitülere atanması, kampüse girişlerimizin kısıtlanmaya çalışılması ve öğrencilere açılan onlarca soruşturma ile devam eden saldırılar hızlanarak sürüyor.”
“Akademik hayatı durdur”
Açıklamada üniversitenin tüm bileşenleri bir çağrıda bulunularak akademik hayatın durdurulması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada şöyle:
“Halihazırda devam eden ve kayyumun her geçen gün üzerindeki tahakkümünü güçlendirdiği akademik faaliyetler hem direnişteki öğrenciler olarak eylemliliğimizi zayıflatmakta hem de bu gidişatın normalize edilmesine ve meşruiyet sahibi olduğu izlenimi verilmesine neden oluyor. Mevcut bürokratik yolların direnişin başına kıyasla ciddi anlamda tükendiğini, bu bürokrasinin bizlere karşı kullanılmasının direnişe en çok destek veren hocaların hedef alınmasından başlayarak kayyuma biat etmeyen tüm bileşenlere sıçrayacağının da farkındayız. Böyle bir durumda akademik faaliyetleri durdurmak, bu okulun bileşenleri olmadan Boğaziçi Üniversitesi olmadığını göstermenin tek ve en kuvvetli yoludur.
Bundan sonrası için bir adım geri atmak şöyle dursun, iktidarın maşası kayyumların baskıcı politikalarına karşı topyekûn seferberlik örmenin gerekliliğine hiç olmadığı kadar inanıyoruz. Bu itibarla, üniversitemizin tüm bileşenlerini ve nöbetlerini sürdüren akademisyenleri artık iktidarın çizdiği zeminden çıkararak akademik hayatı durdurmaya, bütün akademik faaliyetleri kayyum Melih Bulu gidene kadar boykot etmeye, topyekûn direnmeye davet ediyoruz!”