Ana Sayfa Haberler CAN YÜCEL- Attila Turnaoğlu

CAN YÜCEL- Attila Turnaoğlu

0
CAN YÜCEL- Attila Turnaoğlu

21 Ağustos 1926’da İstanbul’da doğan Şair Can Yücel, Orta öğrenimini Ankara Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü’nde okudu. Akabinde İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde eğitimini sürdüren Yücel, bir süre Londra’da BBC Radyosu’nda çalıştı.

‘Yazma’ adlı kitapta ilk şiirlerini 1950 yılında toplayan Can Yücel, yalın dili ve kendine özgü deyişleri ile taşlama ve hiciv ustası olmuştur.

1945-1965 yılları arasında “Yenilikler”, “Beraber”, “Seçilmiş Hikâyeler”, “Dost”, “Sosyal Adalet”, “Şiir Sanatı”, “Dönem”, “Yöne”, “Ant”, “İmece”, “Papirus” adlı dergilerde yazdı.

12 Mart 1971 darbesi döneminde Che Guevara ve Mao’dan yaptığı çeviriler sebebiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1974’te genel afla çıktı.
Ölüm ve Oğlum, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Canfeda’nın gibi çeşitli şiir kitapları yayınladı. Leman ve Öküz gibi mizah dergilerinde yazdı; Gerçek, Evrensel Kültür dergileri, Evrensel ve Emek gazetelerinde yer aldı.

1996 yılında Emek Partisi’nin kurucusu oldu ve 999 seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin İzmir milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999’da İstanbul’da yaşamını yitirdi.

Can Yücel kalemi…

İsmail Afacan Onu şöyle değerlendirmiş:

Can Yücel’in poetikasında ‘Toplumcu gerçekçi’ akımın yoğun bir etkisi vardır. Kavganın içinde şekillenen bir şiiri savunur Can Yücel. Baskıya ve zorbalığa karşı direngen bir şiir yazmayı amaçlamıştır. 12 Mart döneminde Gayrettepe’de işkence gören devrimcilerden yola çıkarak nasıl bir şiir yazmak istediğini anlatır şu dizelerde:  

“Devrimcilik gibi şairlik de/ İnen darbeyi duyabilmektir,/ Kaslarının liflerinde/ İster copların darbesi olsun/ İster bilincin…/ Gelerek, bin bir işkenceden/ -İnsanlık gibi tıpkı-/ Çığlıklarla büyüyen devrimci şiir,/ Giderek, sömürüye ve zulme/ Karşı akımıdır sevincin.//…Ve de birden tepti miydi geriye,/ Gözüne, yuvasına, kaynağına zulmün,/ Bir gök gürültüsüdür, bir şimşek,/ Bir sevinçtir akıp gidecek/ Şebekelerin sigortası atıncaya dek!../ İşte böyle şiir bizim yazmak istediğimiz.” 

Mücadeleci bir şiir tarif etmiştir Can Yücel. Yeterli mi? Hayır… Aynı zamanda yaşadığı günlerin tanığıdır. Bu tanıklığı hem kendisi hem de halk adına yapmıştır. Ve yazdığı şiirle okurunu harekete geçirmeyi hedeflemiştir: 

“…Şiir uyuşturuculardan değildir/ En uyandırıcısıdır/ Bir şiir okuduğun zaman ayağa kalk.”

Can Yücel’in “saf şiir” anlayışını eleştirdiği birçok şiiri var. Şu kısa şiire odaklanalım: 

“Saf şiir olmaz/ Şiir dediğin mürekkeple yazılır” 

Alaysı bir dille “saf şiir”in dilci, seçkinci, soyut ve yaşamdan kopuk tarzını eleştirmiştir. 12 Mart döneminde yazdığı bir şiirde “saf şiirin” toplumcu şairler açısından neden mümkün olmadığını vurgulamıştır. 

“Bu damsız damda,/ Bu Havvasız havada/ “Saf Şair” olamıyor adam, sökmüyor sırf şiirsel yorum./ Hani/ Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum, diyor ya/ Nâzım,/ Ben de artık şiir düzmek değil, şiiri düzmek istiyorum.”

ŞİİRLERİ

Burada Şiirlerinden birkaç tanesini sunacağım; ancak, buradaki şiirlerine yazdığım Nazireler de beraberinde yer alacak. Bunun bir sorumluluk olduğu malum, ancak insanları bu kadar etkileyebilen bir Usta Şaire birkaç söz gönderebilmek O’nu anlayabilme çabalarımızın bir sonucudur. Nazirelerimizin O’na ulaşmasını dilerim.

HAYAL OYUNU

Can Yücel

ellerindi ellerimden tutan
ellerimdi ellerinden tutan
bıraktığı anda ellerimiz ellerimizi
gökyüzüne vuracaktı gölgeleri ellerimizin
kim bilir kaç martılar halinde

bir masada karşı karşıya
seyrederken dudaklarını senin
dile gelmiş ilk türkçeydik
henüz başlamış kül rengi bahar
ne savaş, ne barıştık biz

bu dünyaya yeni gelmiş bir diyar
manolyaya gece konmuş kumrular

NAZİRE – HAYAL OYUNU – CAN YÜCEL

martılar indi masamıza

kokladılar ellerimizi

biz tutuşmuşken parmaklar birbirine geçmiş

gökyüzünde belirdi bir perde siyah beyaz

makinist çalıştırdı 8 mm’yi

gölgeler oynaştı kanatlandı martılar

ses duyuldu ilk türkçe dublaj

dudaklarından çıkmış gibi ben seyrederken

locamız bir masa gece baharı iniyor

sadece bize ait bir sakin diyar diyor

güvendeymişiz gibi altında manolyanın

sokulmuşuz yapraklarına sanki kumrular

perdede eller oynar sanki hayali büyük aliler

Attila Turnaoğlu

*********************

YORGUNLUK

Can Yücel

kuşlar vardır, cana benzer havalarda
soğuksa kar, baharsa yaprak
bir başına büyür toprakta ömrümüz
güneşle yeşil elleriyle çıplak

-uslu ayaklarla başlamış yolculuk
yürünmez öyle, bazen durulur
ve iner erenler katına yorgunluk
kapanır sükun kitaplar

nefeslerle sürüp giden yaşamamız
bir su kenarına gelir durur
ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır
yürünmez öyle hep, bazen susulur

NAZİRE – YORGUNLUK – CAN YÜCEL

varlığımı nasıl anlatsam

verilmiş bir can

kuş gibi geçer hayat kar soğuğunda

gülümserim yeşilim baharında

anamdır toprak besler durur

çıplaktır bekler başlasın yolculuk

can bedende alırken yol

bakarsın durmak gerekecek

beklemen söylenmiştir odadan olur gelecek

bir zikir anıdır erme sürecinde gibi

lakin sessiz okumak yok

lakin yemek yok esvap yok

şırıltısı var akan şadırvanın

düşündürür seni olmasın ekmek ve su

hani huzur ve arınmadır bir nefes gibi

yeter dersin kalarak kendi döngünde

Attila Turnaoğlu

*********************

KİM DEMİŞ

Can Yücel

kim demiş

unumuzu elemiş

eleğimizi asmış iken

iki otuzu devirip

altmışını aşmışken

feleğin çemberinden

yüz akıyla geçmiş

derdi kederi

tam ardımıza atmışken

nereden çıktı bu yaşlılık

oysa biz

emek verip

hesap verip

bin bir zorlukla

hayattan yaş aldık

kim demiş yaşlandık

gönlümüze girip baksalar

ruhumuza hâl-hatır sorsalar

saçımızdaki akları

yaşanmışlıktan saysalar

içimizdeki çocuğu görseler

ahhh bunları bir bilseler

çocuklar büyümüş

işler görülmüş

bitmiş çoluk-çocuk

iş-güç kaygısı

geriye yaşamak kalmış

sahi kim demiş

bizler yaşlanmışız

bedelini ödeyip

hayattan yaş almışız

NAZİRE – KİM DEMİŞ – CAN YÜCEL

bir ömür boyu kaç yıl yaşayacağını

bilemezsin

bilemezsin henüz dimdik isen

çok çalışmış çok emek vermiş

verdiğin hesapların seni büyüttüğünü

felek dediğin kısır döngüden kaçıp

bu dünyanın haline şöyle uzaktan bakıp

dersin ki,

ne saçımın akları ne yüzümdeki çizgiler

ne de yavaştan yorgun ellerin

beni size anlatamaz

eğer içimizdeki boy boy çocukları göremiyorsanız

eğer arkamıza doğru bakıp

elinizde terazi bir ekim ayında

bizden geri kalanları tartıp

saklamak için çuvallarsanı

o çuvallara giren dertler, hani bizim olan kederler

hepsi sanki yaşanmamış geçmiş gitmiş gibi gelir

bu zorluğu bilenlerce

yani biz yaşarken yaşlanmayız

hele ortada sevgi varsa hiçbir günü yazdırmayız yaşımıza

çünkü çok zevk aldık her geçen günden

çünkü çocuklar gibi çok şenlendik gönülden

bedeli bir kuruştu bu hayatın

bedeli ölçülemezdi yaşama sevincinin

Attila Turnaoğlu

*********************

YEŞİL ŞİİR

Can Yücel

baktıkça çoğalır yıldızlar gecede

parmaklarınla sayılmaz

kimi duyulur, kimi duyulmaz

dinledikçe çoğalır gecede

sesler gelir

ya hızlıdan, ya yavaştan

her şey kendi dilince konuşur

karanlık örtse de üstünü

gecede devam eder renk renk

ağacın dalında, rüzgarda

her şey kendi rengince konuşur

gözlerini kapatır beklerdi

yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır

beklerdi işitinceye dek

ağacın dalında, rüzgarda

yeşili duydu mu uyurdu

rüyasında

NAZİRE – YEŞİL ŞİİR – Can Yücel

yıldızlardan bir uçurtma yaptım

seyrettim hayranlıkla

gönderdim semalara bir gece vakti

önce sessiz sonra şarkıları tırmandıkça

çağırdım çocukları uykularından

dinlediler renk renk ezgileri rüzgarından

kuzeyden esiyordu bu gece ay çıktığında

baktık uçurtmama takılan bir sürü yıldıza

izledim çocukları tek tek

her biri başka dilden mırıldandı şarkıları

kimi köyünün lehçesinden

kimi anasının dilinden

ama hepsi birleşti nakaratta

renklerin cümbüşü çaldı

nihaventten altında yıldızların

sanki sarhoştu gönüller

küçük eller açılmıştı sanki birer yaprak

gecenin neminden ıslanacak

yeşil bir su samurunun yüzdüğü bir gökyüzü havuzu

hışırtılarına yatak olmuş gibiydi rüzgarın

uçurtmam yavaşça indi üzerimize

sanki yorgan oldu sardı beni

rüyamda gördüm seni…

Attila Turnaoğlu

************

Bir zamanlar konu olmuştu, “toplumda yücelen değerli insanlar kimdir” diye; hani dostlar arasında, epeyce doğru isimlere yer verilmişti. Ancak ben sadece isim söylemektense, Ona bir Şiir ithaf ettim. Huzur içinde yatsın, Can Yücel’e bütün saygımla…

“yücelmek”

yücelmek

o kadar kolay mı

insanların sevgisini kazanmak

o kadar beleş mi

bir içten laf edebilmek

en samimisinden

ama en gerçeği savurmak

kafalara vura vura

belki kanata kanata

can vererek hayata

bir yudum su gibi

içinde anasonlu

keyfi tat yapmak bu ömürde

ama insanı yüceltmede bir ustalıkla

kötüye kötü diyebilmek cesareti

güzeli şeref tepsisinde sunarak

meydan okuyarak cellada

her dem gizemini salarak korkular üzerine

var olarak sevilmek

yücelmek güzel insanların gönlünde

can olmak

yücelmek

can yücel olmak

Attila Turnaoğlu

Attila Turnaoğlu –1953 yılında İstanbul’da doğan Turnaoğlu, Lise öğrenimini Kadıköy Maarif Koleji’ndetamamlamıştır. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nde yüksek öğrenimini tamamlayarak 1979 yılında iş hayatına atılmıştır.İş hayatında sırasıyla STFA Grubu’nun çeşitli şirketlerinde (1979 – 1994) Yöneticilik yapmıştır. Daha sonra İntermak grubunda Genel Koordinatör olarak görev aldıktan sonra 1995 – 2001 yılları arasında Transtürk Holding Aş – Israel Jv ortaklığı şirketlerinde Gübre, Fide üretim ve pazarlaması konularında görev almıştır. Daha sonra bir müddet müşavirlik yapmış olup, 2005 -2014 yıllarında Koca Grup bünyesinde Çeşitli Yurt Dışı Projeler Koordinatörü olarak Endüstriyel Tesisler, çeşitli alt yapı inşaat işleri faaliyetlerini yürütmüştür. Ardından Bionas Tarım LTD Şirketinde Genel Müdür olarak Rusya’da Organik Tarım üretimi ve Avrupa Birliği Ülkeleri, USA ve Kanada’ya satışlar gerçekleştirilmiştir.Orta öğreniminden beri müzikle uğraşmış, şarkı sözleri ve şarkılar üretmiştir. Şiire meraklı olup üniversite döneminden bu yana şiirler yazmaktadır. Bir dönem roman yazma konusuna da eğilmiş ancak yazdıkları basılmamıştır.YouTube kanalında şarkılar, şiir okumaları, video yapımları mevcut olup ileriye dönük Şiir kitabı basmayı amaçlamaktadır. Denenmemiş çalışmalara meraklı olup Foto-Şiir çalışmaları yürütmektedir. Yaşama ait kısa yazılar yazmaya da çalışmaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here