Ana Sayfa Haberler Demirtaş: “Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz”

Demirtaş: “Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz”

0
Demirtaş: “Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz”

etelgraf haber-

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 sanıklı Kobani davasına devam edildi. Demirtaş duruşmada, “Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz” dedi.

108 sanıklı Kobani davasının, beşinci duruşmasının yedinci oturumu, Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapıldı. Duruşmada, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savunmasını yaptı. Demirtaş, şunları söyledi:

“Mahkemeniz herhangi bir hukuki karar verme yetkisine, gücüne sahip değil. Geçen hafta boyunca bu duruşmanın sonucunun ne olacağı ülkeyi yöneten siyasetçiler tarafından siyaset kürsülerinde ilan edildi. Ülkenin Cumhurbaşkanı hem mütalaayı hem ara kararı hem de hükmü açıkladı. Onun küçük ortağı daha da ileri gitti, ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ diyerek hukuka açık bir müdahale gerçekleştirdi.

“YARGI MENSUPLARI AKP-MHP’NİN YENİDEN KAZANMASI İÇİN BİR SİYASİ ÇALIŞMA YÜRÜTÜYOR”

Bu 5 yıl birilerini hala tatmin etmiş değil. Önümüzdeki dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Mahkeme ve heyeti dahil olmak üzere, AİHM kesinleşmiş kararıyla somutlaşmış bir durum olan siyasi kumpas davalarında görevlendirilmiş yargı mensupları AKP-MHP’nin yeniden kazanması için bir siyasi çalışma yürütüyor. Mahkemenin çok defa ara kararında. ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ dedi. ‘Anayasa’nın 90’ıncı maddesini tanımıyorum’ dedi. Anayasa Mahkemesi’ni, AİHM’i tanımayan bir yargı mercii, kendisine yargı mercii diyen bir mahkeme heyeti bizi hukuk adına nasıl yargılıyor?

“DOLAYISIYLA BURAYA SİZİ ATAYAN CUMHURBAŞKANIDIR”

Gerekli savunmaları yaptık. Savunmalarımızı da halkımıza karşı sorumluluğumuz gereği olarak yaptık. Yoksa ben dahil hiçbir arkadaşımızı yargılayacağınız somut bir delil bile yok. Ama yalan deliller var, yalan tanıklar var. Ülkenin Cumhurbaşkanı ki kendisi AYM üyelerinin yarısından daha fazlasını atamış durumda, HSK üyelerini belirliyor. HSK üyeleri de sizi de belirliyor. Dolayısıyla buraya sizi atayan Cumhurbaşkanıdır. Tüm devlet mekanizmasında güç sahibi olmuş siyasi kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı, neden durup durup bu davaya bu kadar müdahale eder? Türkiye’de başka dava mı yok? Kendisine sormak istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılaması yapılan bir tek bu dosyalar mı var? Neden bırakmıyorsunuz hukuk işlesin derdin ne? Derdin, bizim tutukluluğumuz üzerinden HDP’yi terörize ederek muhalefete saldırmanın bir aracı olarak kullanmak bu davayı. Toplumu korkutma aracı olarak kullanıyor. Milliyetçiliği kışkırtma operasyonları davası olarak görüyor. Bir diğeri öç alma davası olarak kullanıyor. AİHM, Anayasa bunu demiş, bunlar hukuk meselesi. Hukuki tartışması mahkemelerde tartışılır ama burası bir mahkeme değil. Yargı üzerindeki siyasi baskı kalktığı zaman burası mahkemeye dönüşecek. Bir gün mutlaka bu olacak o gün sanık sandalyesinde oturanlar Kobani’nin gerçek katilleri olacak.

“BU HUKUKSUZLUĞUN HESABI ÖNCE SANDIKTA, SONRA DA MAHKEMELERDE VERİLENE KADAR DİRENECEĞİZ”

Bugüne kadar hiç tahliyemi talep etmedim, çünkü beni tutuklayan siz değilsiniz, bırakacak olan da siz değilsiniz. Erdoğan’ın talimatıyla burada tutuklu bulunuyoruz. Halkımıza güveniyoruz. Biz dimdik onurumuzla direniyoruz. Halkın iradesiyiz biz. Biz halkın seçilmiş vekilleri olarak 5 yıl önce evimizden maskeli kişiler tarafından kaçırıldık. Siyasi rehineyiz biz. Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz. Tüm tehditleri ve hakaretleri misliyle sahiplerine iade ediyoruz. Korkmuyoruz, korkmayacağız. Biz suçlu değiliz, halkın öz ve öz masum evlatlarıyız. Allah’tan başka kimseye boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Ne tahliyesi, siz kimsiniz ki bizi tahliye edeceksiniz. Erdoğan ve Bahçeli olduktan sonra. Adam ‘Anayasayı kapatın’ diyor. Siz gerçekten onurlu olsanız cübbenizi çıkarır, ‘biz hukukun üstünlüğünü kimseye ezdirmeyiz’ dersiniz.

“DOLARIN NEDEN 10 TL OLDUĞUNU ÖĞRENMEK İSTİYORSANIZ, GELİN BU DURUŞMAYI, KOBANİ KUMPAS DAVASINI İZLEYİN”

Ekonomistlere çağrı yapıyoruz, dolar 10 TL olmuş. Doların neden 10 TL olduğunu öğrenmek istiyorsanız, gelin bu duruşmayı, Kobani kumpas davasını izleyin. İnsanların çöplerden ekmek toplamasının nedenini, gidip ekonomi tablolarından öğrenemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2022 bütçesi yaklaşık 170 milyar dolar. Tüm Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurumlarının mal hizmet bedelleri 175 milyar dolar. Sadece Binali Yıldırım’ın açıklanmış serveti 16 milyar dolar. Çok ağır suçlar işlendi. ‘Biz nasıl bu suçlara ortak olduk’ denilecek. Sadece haksız tutuklama söz konusu değil. Cumhuriyet tarihinin en ağır suçlarına sizi dahil etmek istiyorlar. Az kaldı yakında bu dosyalarda dahil yolsuzluk 15 Temmuz hakikatleri, hendek, barikat hakikatleri, 5 Haziran Diyarbakır patlaması, Suruç, Ankara katliamının gerçekleri ortaya çıktığında ve yapılan hırsızlıkları ortaya çıktığında Türkiye’nin en az 10 katı büyüklüğünde bir servet yapıldığını göreceksiniz.

5 yıldır 150’den fazla açıklama yaptı Cumhurbaşkanı, Kobani davası ve benimle ilgili. En az 120 defa da Bahçeli yaptı. Hükümet 500’den fazla açıklama yaptı bu davaya dair. Ama iktidar kaybettiğinde ortaya çıkacak, suçlar dünyayı sarsacak dünyayı.

“SONRA ‘VAY BEN DUYMADIM, GÖRMEDİM’ OLMASIN”

Ben de hukukçu olarak da bu kumpasa dahil edilmek istenen hukukçulara sesleniyorum, çok ağır suçlara sizi dahil etmek istiyorlar. Sizden tahliye talep etmiyorum. Şu an sizi suçladıkları şey haksız tutukluluk devamı değil çok daha ağır suçlara dahil ediliyorsunuz. Ben de bunu tarihe not düşsün diye söylüyorum ki Vizontele’de olduğu gibi, sonra ‘vay ben duymadım, görmedim’ olmasın. AİHM kararı tutuklu tüm arkadaşlarımı ilgilendiriyor. Ama derdiniz kişisel olarak benimleyse diğer arkadaşlarımı bırakın. Size minnet etmiyorum, meydan okuyorum. Ben siyasetçiyim, seçimler gelecek burada da siyaset yaparım. Ama arkadaşlarımın özgürlüklerini iade edin. Bir gün halkın iradesiyle son bulacak ve bize karşı işlenen suçlar hukuk önünde mutlaka bir karşılığını olacak.

“KIRMIZI IŞIKTAN GEÇSEM ÖDÜM KOPUYOR SİZE MAŞALLAH NASIL BU KADAR BÜYÜK SUÇA ORTAK OLDUNUZ”

Sahte kumpas davalarıyla parlamentonun iradesine darbe yapılıyor. Niye AKP-MHP seçim kazansın? İyi çok güzel. Siz bunu sıradan basit görüyorsunuz. Yaklaşımlarınız o kadar basit ki, cesaretinize hayranım. Ben sizin kadar cesur değilim. Kırmızı ışıktan geçsem ödüm kopuyor size maşallah nasıl bu kadar büyük suça ortak oldunuz. Bu ülkenin yurttaşı olarak söylüyorum, bulaşmayın bu suça. 12 yıl parlamentoda görev yaptım, bu devleti tanıyorum. Hesap sorulur. Net söylüyorum, sorulur. Kimsenin yanına bırakmaz. Benim kara kaşım kara gözüm için değil, Türkiye devletini batırdılar. Yüz yıldır Kürtler Türkiye devletini yıkmaya çalışıyor, yalan ya da doğru ama yıkmayı başaran Bahçeli ve Erdoğan oldu. Ne yargı kaldı ne üniversite kaldı ne ekonomi kaldı, insanların açlıktan nefesleri kokuyor. Siz bu ülkenin yurttaşlarısınız. Yurtlarda kaldınız bizim gibi. Günü geldi bir öğün yemekle karnımızı doyurup okulu bitirdik. Sizin üzerinizden ne yapıldığını görmüyor musunuz? Bir günde doları 2 TL artırıp trilyonlar götürdüler. Asgari ücrete mecbur bırakılan milyonlarca insan var. Türkiye Cumhuriyeti bunu hak ediyor mu?

“NE KARAR VERİRSENİZ VERİN, MUHTEMEL SİYASETİN DIŞINDA BİR KARAR OLMAYACAK”

Kendimiz için bir şey istemiyoruz. Biz siyasetçiyiz, siyaset yürütüyoruz, mezarda da olsak yürütürüz. Size ne oluyor? Yapmayın etmeyin. Ben bu davada çok konuşmayacağım. 5 yıldır zaten aynı iddianamelerde savunma verdik. AİHM ihlal kararı verdi. Şimdi sizin karşınıza çıkıp ne diyeceğim? Türkiye’nin en temiz, en onurlu siyasetçileri, insanlar var karşınızda. Şiddete bulaşmadık, barış için uğraştık. Yapmayın. Ne karar verirseniz verin, muhtemel siyasetin dışında bir karar olmayacak, ama Allah aşkına bunu düşünün. Gece gündüz nedir ya Erdoğan, Bahçeli, Soylu, hakkımızda ‘katiller’ deyip duruyorlar. Sizin haddinize mi ya bizi katil ilan etmek. Daha yargılama bitmedi, ama 50 defa katil ilan ettiler. Mahkeme bunun karşısında sessiz kalıyor.

“HALKIMIZ KORKMASIN, BU ÜLKEYE DEMOKRASİYİ, BARIŞI, EŞİTLİĞİ, HALKLAR GETİRECEK”

Erdoğan Bahçeli’nin derdi yargı bağımsızlığı değil. Kendileri dışında kimse karışmasın diyor. ‘Seloyla ilgili yargı ne diyorsa ‘onu çıkartamayacaksınız’ diyor. Yani diyor ki ‘ben ne dersem o’. Şimdi ben size soruyorum, Selo’yu çıkartabilecek misiniz, haydi bakalım. Halkımız korkmasın, bu ülkeye demokrasiyi, barışı, eşitliği, halklar getirecek biz de halkımızın hizmetinde, emrinde olmaya devam edeceğiz.”

Demirtaş; duruşma sürerken, avukatları aracılığıyla kullandığı sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Bu saygısızlara, terbiyesizlere cevap vermeyeyim, cevap vermeyeyim diyorum… O nedenle cevap vermiyorum. Çünkü bu terbiyesizler, halkın gündemini belirleyemezler. Biz işimize gücümüze bakalım. El ele vererek ülkeyi bu sefaletten kurtaralım, düze çıkaralım.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here