Ana Sayfa Muhalefet Demokrasi için Birlik (DİB)|Halkçı bir seçenek mümkün Ekmek, Özgürlük, Adalet”

Demokrasi için Birlik (DİB)|Halkçı bir seçenek mümkün Ekmek, Özgürlük, Adalet”

0
Demokrasi için Birlik (DİB)|Halkçı bir seçenek mümkün Ekmek, Özgürlük, Adalet”

etelgraf haber-

DİB’in 5’inci yıl kutlamalarında konuşan AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, DİB’in yerelleşmesi gerektiğini söyleyerek, “Halka bir proje sunma sorumluluğumuz var. Böyle bir rolü üstlenmesi için DİB’in yapısal değişiklikler geçirmesi lazım” dedi.

Demokrasi için Birlik (DİB) 5’inci yılını kutlamak için Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde “Halkçı bir seçenek mümkün Ekmek, Özgürlük, Adalet” şiarıyla forum ve müzik dinletisi düzenledi. Foruma Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Eş Başkanları, Barış Anneleri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il teşkilatı, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, HDP milletvekili Hüda Kaya’nın yanı sıra demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Forumun açılış konuşmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı Rıza TürmenRıza Türmen yaptı.

Kutlanacak olanın sadece varlıklarını hala sürdürmeleri olmadığını söyleyen Türmen, “Bu 5 yılda elde ettiklerimizde kutlanmaya değer” dedi.

DİB’in kuruluş sürecinden bahseden Türmen, “DİB Türkiye’de sivil toplum alanına yeni bir hareketlilik getirdi. Sivil toplum geleneği zayıf bir ülkede Demokrasi İçin Birlik yeni bir siyaset anlayışı getirdi. Hiyerarşisiz, yatay platformlar Türkiye’de görülmüş bir şey değildi. Böyle bir platformun öncüsü olduk. Her katılan kendini eşit olarak gördü. Siyaset devlete bağlı bir etkinlik olarak görülüyordu. Siyasi partiler arasında iktidara gelmek için bir mücadele olarak görülüyordu. DİB siyaseti devletten ayırdı” diye belirtti.

‘TOPLUM KUTUPLAŞIYOR’

DİB’in yaptıkları kadar yapamadıklarını da kabul etmek gerektiğinin altını çizen Türmen, özeleştiri vermenin önemli olduğunu dile getirdi. Ülkede cumhuriyet tarihinin en derin siyasal, toplumsal ve ekonomik krizinin yaşandığını ifade eden Türmen, “Bu krizin içindeyiz. Giderek otoriterleşen bir rejim var. Sınırsız yetkiye sahip bir cumhurbaşkanı var. Bunun hiçbir denetimi yok. Rejim siyasetin alanını giderek daraltıyor. Toplum giderek kutuplaşıyor çünkü iktidar ancak kutuplaştırarak kendi tabanını muhafaza edebileceğini biliyor. Böyle bir ortamda demokrasi mücadelesi sürdürmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘DEVLET ELİYLE YOKSULLAŞIYORUZ’

“Ezilenlerin sesini duyurmalıyız” diyen Türmen, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ezilenlerle birlikte bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Bugün içinde bulunduğumuz durumun bir özelliği ülke olarak giderek daha da yoksullaşıyoruz. Devlet eliyle yoksullaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ilk defa kıtlıkla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bunların gündeme geldiği başka bir dönemi hatırlamıyorum. Bundan sonra yoksullaşan, işsizleşen insanlarla siyaset yapılacak. Yoksullaşan, umutsuz insan umudu her yerde arar. Onun için ona ne sunulacağı önemlidir. Başka bir alternatif sunamazsanız eğer iktidarın sunduğu alternatif var.”

‘PARLAMENTER SİSTEM ÇÖZÜM DEĞİL’

Eşitlikçi bir projenin halklara sunulması gerektiğini söyleyen Türmen, “Birlikte yaşama projesi olması lazım. Yeni bir toplumsal sözleşme olması lazım. Kimliğine bakmaksızın, bundan önce ne yaptığına bakmaksızın herkesin üzerinde anlaşabildiği bir ortak toplumsal sözleşme projesi olması lazım. İktidarın modeline muhalefetin sunduğu parlamenter sisteme dönüştür. Parlamenter demokrasi bugünlerin sorunlarını çözecek alternatif değildir. Parlamenter demokrasi bugünkü otoriter rejimin başlangıcıdır” diye belirtti.

DİB YERELLEŞMELİ

Halkın penceresinden siyasete bakılması gerekildiğinin altını çizen Türmen, “Oradan katılımcı demokrasiyi görüyorsunuz. Halka bir proje sunma sorumluluğumuz var. Böyle bir rolü üstlenmesi için DİB’in yapısal değişiklikler geçirmesi lazım. En önemli unsuru ise DİB’in yerelleşmesi gerekiyor. DİB’in yerellerde halk meclislerini toplayabilmesi lazım. İnsanları siyasetin öznesi yapabilmek lazım. Bugün sivil toplum gündelik meseleler üzerinde odaklaşıyor. O zaman DİB’in buna uygun yapısal değişiklikler geçirmesi gerekiyor. Ki bu hareketlerle bir eşgüdüm kurabilsin. Bütün bunlar hepimize bağlı. DİB’in gençler için daha çekici bir görünüş kazanması çok büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

‘BİR ARADA DURMALIYIZ’

Ardından Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin söz aldı. DİB katılımcısı olduğunu söyleyen Keskin, “Bizim yeniden demokrasiyi yeşertecek, rejimi eski rotasına değil daha demokratik yapacak işlere imza atmamız gerekir. Bir arada durmaya dünden daha çok ihtiyacımız var” dedi.

Etkinlik DİB’in 5 yılda yaptıklarına ilişkin yapılan sinevizyon gösterimi yapıldı.

Sinevizyon ardından etkinliğe gelemeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan’ın gönderdiği mesajlar okundu.

KENDİ SÖZÜMÜZ

Ardından geçilen forum etkinliğinde ilk olarak sözü Boğaziçi Meclisi’nden Beliz İnce aldı. Boğaziçi direnişiyle birlikte birçok şey öğrendiklerini ifade eden İnce, “Kayyum atamasına karşı yaptığımız ilk eylemde şunu görüyorduk, hepimiz bir şeyin öfkesiyle oraya çıkmıştık. En başından biliyorduk, hepimiz aynı fikirde değilsek de ortaklaştığımız bir nokta vardı. Burada kendi sözümüzü duyurabilmek istiyorduk” dedi.

‘İKTİDARLARINI SARSIYORUZ’

“İlk günden beri gücünü ve kurtuluşunu yanındakinin gözlerinde gören biz öğrenciler sürecin en çoğulcu yollarla ilerleyebilmesi için her zaman birbirimizi dinledik” diyen İnce, “Direniş en büyük öğretmendir. Bugüne kadar yönetme deneyimi olmayan bizler 12 ayına giren direnişimiz boyunca nasıl yöneteceğimizi öğrendik. İlk günden beri öğrenci dayanışmamızın gücüyle kayyumları gönderme iddiamızı sürdürüyoruz. Özgür üniversite yaratma mücadelemize yapılan mücadele bizleri hiçbir zaman yıldırmadı. Çünkü biliyoruz ki ortaya koyduğumuz iradeyle kayyumu da gönderiyoruz arkadaşlarımızı da alıyoruz, iktidarlarını da sarsıyoruz” diye belirtti.

‘MÜCADELE ELZEMDİR’

HDP Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Ferhat Encü ise DİB’in kuruluş yıldönümünü kutlayarak, “DİB bizler açısından demokrasinin inşasını ve birlikte mücadele yürütmenin öncülüğünü yapması noktasında önemli. Otoriter rejimin kendini inşa ettiği bir süreçte demokrasiyi büyütmek ortak bir mücadele alanı oluşturmak, demokrasiyi kalıcı hale getirmek için bizlerin için bir sorumluluk. Bu sorumluluğu yerine getirmek gerekiyor. Demokratik, sivil bir anayasanın oluşturulması için bu mücadelenin verilmesi elzemdir” ifadelerini kullandı.

Forum siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin yaptığı konuşmalarla devam etti. Etkinlik yapılan konuşmalar ardından Ruhi Su Dostlar Korosu’nun dinletisiyle son buldu.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here