Ana Sayfa Dergi DEMOKRATİK EMEK MECLİSİ EKONOMİK, DEMOKRATİK VE ÖZLÜK HAKLARIMIZA YÖNELİK SALDIRILARA GREVLE YANIT VERELİM!

DEMOKRATİK EMEK MECLİSİ EKONOMİK, DEMOKRATİK VE ÖZLÜK HAKLARIMIZA YÖNELİK SALDIRILARA GREVLE YANIT VERELİM!

0
DEMOKRATİK EMEK MECLİSİ EKONOMİK, DEMOKRATİK VE ÖZLÜK HAKLARIMIZA YÖNELİK SALDIRILARA GREVLE YANIT VERELİM!

12 Eylül’de okullarda ders başı yapılacak ve öğretim yılı sonuna kadar sürecek bir maraton başlayacak. Bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitimle karşı karşıya bırakılan milyonlarca insanımız, okul kapılarında çocuklarının geleceği için çareler arayacak. Fırsat eşitliğinin olmadığı, ayrımcılığın derinleştiği, bilimsel ölçütlere aykırı olarak hayata geçirilen ölçme değerlendirme süreçlerinin yanı sıra soruların çalındığı, kayırmacılığın her düzeyde ortalığa saçıldığı bir ülkede yaşadığımızı unutmadan düşünmek zorundayız. Bir milyondan fazla öğretmen, milyonlarca öğrenci, yirmi milyon aile bu siyasi iktidarın uyguladığı yanlış politikaların mağdurudur.

Eğitim işkolunda örgütlü örgütsüz bütün eğitim emekçilerini okulların açılışında grev örgütlemeye çağırıyoruz.

Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu sürece bakıldığında, çoklu krizin girdabına sıkışmış ve bunalmış halk yığınlarının feryadını duymamak mümkün değil. Sendikalar ve tüm toplumsal muhalefet örgütleri güçlü bir itirazı ortaya koyma sorumluluğu ile karşı karşıyadırlar.

Kendi irademizle kendi geleceğimizi belirlemek için harekete geçme zamanıdır. Halktan yana politikaların egemen kılınması için her zamankinden daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.

12 Eylülde okullar açılıyor!

12 Eylül’de okullarda ders başı yapılacak ve öğretim yılı sonuna kadar sürecek bir maraton başlayacak. Bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitimle karşı karşıya bırakılan milyonlarca insanımız, okul kapılarında çocuklarının geleceği için çareler arayacak. Fırsat eşitliğinin olmadığı, ayrımcılığın derinleştiği, bilimsel ölçütlere aykırı olarak hayata geçirilen ölçme değerlendirme süreçlerinin yanı sıra soruların çalındığı, kayırmacılığın her düzeyde ortalığa saçıldığı bir ülkede yaşadığımızı unutmadan düşünmek zorundayız. Bir milyondan fazla öğretmen, milyonlarca öğrenci, yirmi milyon aile bu siyasi iktidarın uyguladığı yanlış politikaların mağdurudur.

Çocuğuna okul harçlığı veremeyenlerin, servis parası bulamayanların çığlığına sahip çıkmak, eğitim iş kolundaki gerçek sendikaların görevidir.

Bütün bu politikalarda Eğitim Sen, eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin tarafı olarak siyasi iktidarın doğrudan muhatabıdır. Eğitim Sen sesleri duyulmayanların, halleri görülmeyenlerin, dilleri bilinmeyenlerin, inançları tanınmayanların, kimlikleri sayılmayanların, tercihleri sevilmeyenlerin, işi aşı olmayanların, fabrikalarda işçilerin, okuldaki öğrencilerin, yoksullaşan öğretmenlerin, eğitim iş kolunda çalışan bütün emekçilerin sesi ve vicdanıdır!

Eğitim emekçileri her gün katlanan hayat pahalılığıyla boğuşurken MEB, hakkında AYM’de iptal davası bulunan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu ve sınavı yangından mal kaçırırcasına dayatıyor, böylece öğretmenler arasında rekabeti ve emekçileri birbirine ezdirme politikalarını hayata geçirmeye çalışıyor. Öğretmenleri sınav-seminer kıskacına alarak “Öğretmen-Uzman Öğretmen-Başöğretmen” şeklinde kategorize eden, emekçiler içinde yapay ayrımlar oluşturarak eşit işe eşit ücret ilkesini tamamen yok eden uygulamaları hayata geçirmeye çalışan bu siyasi iktidara karşı gecikmeden, ertelemeden ve tereddüt etmeden Grevle yanıt verilmeliyiz. Bu yanıtın okulların açılacağı ilk günden itibaren hayata geçirilmesi kuşkusuz çok anlamlı olacaktır.

Yoksul halk kesimlerinin ve tüm velilerin greve katılması için çalışma yapılmalı, eğitim emekçilerinin okulların açıldığı ilk hafta içinde yapacakları greve işçi sendikaları ve farklı iş kollarındaki sendika üyeleri de veli olarak okulların önüne davet edilmelidir. Bu eylem, rejimin eğitim ve ücret politikalarına karşı direnme hattını büyütmenin başlangıcı olarak planlanmalıdır.

Amacımız, emekten ve yoksullardan yana uygulamaların hayata geçirilmesi yolunda mücadelenin yükseltilmesidir.

  • MEB, Öğretmen Meslek Kanununda çuvallamıştır. Bu kanun hemen iptal edilmeli, iş kolundaki sendikaların ve eğitim emekçilerinin görüşleri doğrultusunda güncellenmelidir.
  • Ek ders ücretleri içler acısı düzeydedir. Bu ücreti kabul etmiyor, ek ders ücretinin net 100 TL olmasını talep ediyoruz.
  • Öğretim yılı başında işsiz ve asgari ücret ile geçinen tüm velilere ve öğretmenlere net 10 bin TL. eğitim ödeneği verilmelidir.
  • Yoksul halkın öğrenci servis ücretlerini devlet karşılamalıdır.

Demokratik Emek Meclisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here