Ana Sayfa Yazı Dizileri Kanal İstanbul DİZİ [3] | Milyar dolar mı, milyon dolar mı? – Mimar Zafer Şimşek

DİZİ [3] | Milyar dolar mı, milyon dolar mı? – Mimar Zafer Şimşek

0
DİZİ [3] | Milyar dolar mı, milyon dolar mı? – Mimar Zafer Şimşek

Dizinin diğer bölümleri için:

DİZİ | Siz gerçekten sadece kanal mı yapılacak sanıyorsunuz? – Mimar Zafer Şimşek [1]
DİZİ | Dünya üzerindeki yapay su kanallarının yapılış amacı – Mimar Zafer Şimşek [2]

Size bu hayatta sizin için en değerli şey nedir diye sorsam?

Muhtemelen vereceğiniz cevaplar; Çocuğunuz, kocanız, anneniz, babanız diye gider böyle. Kimisi için ise bu paradır. Kimisi için hayvandır.

Size soruyu biraz değiştirerek ve kelime oyunu yaparak, sizin için bu hayatta en değerli şeyler nedir diye sorsam ?

Bu defa hayallerinizi ve gerçekleştirmek istediğiniz şeyleri söylemeye başlarsınız.

İnsanın gerçekleri ile hayalleri uyuşmadığı zaman depresyona girer. Depresyona giren insanın intihar etme olasılığı artmaya başlar. Ya intihar eder ya da hayatını yaşayan bir ölü, İngilizce tanımıyla zombi olarak devam eder. Bu yüzden hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz şeyler üzerine kurmalısınız. Yoksa devamında hayatınızı mutsuz yaşamlar, mutsuz evlilikler ve mutsuz çocuklar ile devam ettirirsiniz.

Günümüz kapitalist ve neo liberal dünyasında ise hayalleri ve bir şeyleri gerçekleştirmenin temel yolu paraya sahip olmaktan geçiyor.

Aslında bu sistemin Tanrı’sı paradır.

Derler ya ; Para Tanrı, Tanrı da paradır.

Bu sistemin en değerli para birimi dolardır. En değerli paranın en yüksek değerli parasının yani 100 dolarının üzerinde resmi bulunan kişi Amerika’nın da kurucularından Benjamin Franklin’dir.

Şekil 1 :Benjamin Franklin

Bilimsel araştırmalar bize gösteriyor ki paramızın olduğunu bilmek ve özellikle para saymak insanın ruh sağlığına çok iyi geliyor.

Bunu test etmek istiyorsanız elinize bir deste veya bir miktar para alıp hemen deneyebilirsiniz. İyi geldiğini kesinlikle göreceksiniz.

Bu yüzden yukarıdaki ilk sorunun gerçek cevabı paradır. Dolasıyla dolaylı yoldan en çok sevdiğiniz kişi ve gördüğünüzde sizi en çok mutlu edecek kişi Benjamin Franklin’dir. Bu %95 oranında bütün insanlık için geçerlidir.

Kendi çocuğunuz veya eşiniz veya anneniz veya babanız sizin onlara değer vermenize rağmen, size karşı çok defa hata yaptığında belli bir seviyeden sonra onları istemeyerek de olsa kendinizi korumak adına hayatınızdan çıkartmak zorunda kalırsınız. Yani ne olursa olsun sevgide dahi temelde çıkar ilişkiniz vardır.

Unutmayın ki uçaklarda oksijen maskesini her zaman öncelikle kendimize, sonra yanınızdakilere takmak zorundasınız. Yoksa bu sistemde hem somut hem soyut olarak yaşayamazsınız. Bu sistem rasyonel olan bireyler ile ilerliyor.

Peki para öyle midir?

Siz ona değer verdikçe ve onu korudukça o size ihanet etmez. Ona sahip oldukça bütün insanlık tarihi boyunca saygı görürsünüz ve güç sahibi olursunuz. O bir duygu değil, o somut rasyonel bir şeydir. Akla dayanır, akla dayandığı için daha fazla matematikseldir.

Para burada bir simgedir. Geçmiş çağlarda para yerine altın daha da öncesinde baharatlar geçiyordu. Dönemine göre tanımı değişebilir.

Bu sebepten Aşık Veysel’in sözünden feyz alarak şunu diyebiliriz;

Kapitalist dünyada sadık yâriniz paradır.

Nasreddin Hoca boşuna dememiş; Parayı veren düdüğü çalar diye…

Sizlere bu girizgahı yapma nedenim, bu projeyi gerçekleştirmek isteyen yöneticilerin gerçek tanrısının kapitalist dünyanın tanrısı ile aynısı olduğunu bilmenizdir. Ve bu projede, tapılan bu tanrının getirdiği ve dayattığı tüketim çılgınlığı ve hırsının sonuç ürünü olmasıdır.

Çünkü bu projeyi yapmak isteyenlerin tek amacı daha fazla para, daha fazla tüketim,daha fazla rant, daha fazla talan, daha fazla doğa katliamı, daha fazla zenginleşmek, daha fazla… Kapitalizmin sonsuz tüketim çılgınlığı gibi, kelimelerde sonsuz şekilde gidebilir.

Tabii ki kaynağın tükenmesine kadar ve Hubert Reeves söylediği gibi:

Doğa ile savaş haindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz.

Bu sebepten öncelikle mücadele etmemiz gereken bu siyasal erk, daha sonrasında bu zihniyetin tamamıdır.

Şekil 2: Kapitalizmi Anlatan Bir Karikatür

Yazı dizisinin kapak fotoğrafının diğer tarafındaki kişi hepinizin bildiğini farzettiğim Melek Subaşı’dır. Lütfen bilmeyenleriniz de hemen açıp öğrenebilir. Hepimiz onu milyar-milyon söylemleri ile tanıyoruz.

Şekil 3: Melek Subaşına İthafen Oluşturulan Kurgu Görseller

Melek Subaşı’nın konumuz ile ne alakası var diye sorarsanız?

Bu projeden beklenen gelirlerin söyledikleri gibi milyar dolar mı yoksa milyon dolar mı olduğunu inceleyecek olmamızdır.O bize bir yol gösterecek ve en son onun ağzından bir soru soracağız.

İstanbul Boğazı’nda gemiler 1-2 hafta bekliyor iddiası

Kanal İstanbul’u yapmak isteyenler, Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre sözde gemileri 1-2 hafta bekletiyormuşuz. Ve bu gemilerin bekletilmeleri sonucu 120 bin dolar gelir kaybı oluşuyormuş.

Bu iddia doğru olsaydı, günde ortalama 110 geminin boğazdan geçtiği göz önüne alındığında, boğazın her 2 tarafında ve her gün, 1000 ile 1500 geminin sıra bekliyor olması gerekirdi.

Oysa böyle bir durum söz konusu değildir. Gemilerin bekleme süreleri, fırtına – sis gibi, olumsuz doğa koşulları da dahil olmak üzere, ortalama 1-2 gündür. Tehlikeli yük taşıyan yüksek tonajlı gemilerin bekleme süreleri, çok daha kısadır.

Gemilerin anlık pozisyonları gemileri gps ile takip eden uluslararası ; marinetraffic.com ve vesselfinder.com gibi web sitelerinden takip edilebilir. İsteyen herkes, takip edebilir. Kaldı ki bekleyen gemilerin bir kısmı, yağ-yakıt ve kumanya alımı, makine onarımları veya personel değişimleri için beklerler.

Ayrıca tehlikeli yükleri, tonajları ve kılavuz kaptan alıp almamaları açısından da, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ‘nün talimatlarını beklemek ve bu programa uymak zorundadırlar.

Dünya denizlerinde seyreden tüm gemiler, gerek limanlarda yükleme ve tahliye için, gerekse kanal veya boğaz geçişlerinde sıra beklerler, kötü hava koşulları nedeni ile gerektiğinde demirlerler, hatta rotalarını değiştirirler ve bu tür zaman kayıpları normaldir, navlun maliyetleri içerisinde yer alır.

 2019 yılında geçiş yapan 42 bin gemiden Montrö anlaşmasına dayanılarak alınan fener, tahlisiye ve sağlık ücretlerine ilave olarak, kılavuzluk ve römorkör hizmetleri dahil toplam 143 milyon dolarlık gelir elde edildi.

Şekil 4:İSTANBUL BOĞAZI YILLARA GÖRE GEÇEN YÜK MİKTARI / KAYNAK : SÖZCÜ

Boğazlardan geçen her gemi ortalama 3 bin 500 ile 4 bin dolar dolar ödüyor.
Peki İstanbul Kanalı projesinde yıllık kazanç ne olacak?

Dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, Ocak 2020 tarihinde Anadolu Ajansı’na Kanal İstanbul’la ilgili açıklamalarda bulundu.

Turhan, Kanal İstanbul’dan günde 185 gemi geçirilebileceğini ve Boğaz’dan şu anda ancak 118-125 gemi geçirilebildiğini iddia etti.

Bakan Turhan açıklamasında yine Kanal İstanbul’un yıllık net kazancının 1 milyar dolar civarında olacağını öne sürdü.

Turhan ayrıca İstanbul Boğazı’ndan geçen deniz aracı sayısında 15 yılda yüzde 25’lik azalma olduğunu, geçen gemilerin taşıdığı yük miktarında ise yüzde 53’lük artış olduğuna da dikkati çekti.

Bakın bu rakam proje ilk açıkladığında 8 milyar idi , sonra 5 milyar dolar oldu, daha sonra 3 milyar dolara düştüler, en son 1 milyar dolarda karar kıldılar. Net gelir 1 Milyar Dolar.

İstanbul Kanalında 68 bin gemi trafiğine ulaşana kadar, İstanbul Boğazı’nın tüm trafiğini kanala yönlendirecekmişiz. ÇED Raporunda bu şekilde belirtiliyor.

İstanbul Boğazı’ndan son yıllarda 40 bin civarında gemi geçiyor ve yıldan yıla açılan yeni boru hatları ve daha büyük tonajlı gemilere geçilmesi sebebiyle, hiçbir zaman 68 bin gemi olamayacak.

Bu proje yapıcıları kanaldan gemi başına ortalama 75 bin dolar civarı gelir elde etmeyi planlıyorlar. Bazı hesaplarda 100 bin dolar bazılarında daha fazla rakamlarda mevcut. Fakat ben gerçekçi olması açısında 38 bin gemi geçişi aldım ve en son 1 milyar dolar net gelir beklediklerini kendileri açıkladılar.

Şekil 5: İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği Raporu İstihdam Tablosu

Yukarıdaki resmi rapordaki tabloya bakarsanız su yolu projesi (Kanal İstanbul) kapsamında 20.000 kişinin istihdam edileceği bilgisiydi.

Buradan sizlerle İstanbul Kanalı’nın işletme maliyetini hesaplayabiliriz.

Bunun için İstanbul Kanalı’na temel örnek olarak verilen Panama Kanalındaki kişi başına düşen işletme gideri ne kadar ona bakmamız gerekli.

İlk olarak Panama Kanalı kar-zarar tablosuna bakalım.

Şekil 6: Şekil 144: 21.YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ KANAL İSTANBUL RAPORU SAYFA 11

2018 yılı işletme gider 1 milyar 033 milyon dolardır. İkinci olarak işletme çalışan sayısına bakalım.

Şekil 7: Şekil 145:21.YÜZYIL TÜRKİYE ENSTİTÜSÜ KANAL İSTANBUL RAPORU SAYFA 13

Panama Kanalının 2018 yılı çalışan sayısı 9816 kişidir.

Panama Kanalı gideri = 1.033 milyar dolar

Kişi başına gider ücreti ise;

1.033 / 9816 = 105 bin 236 dolardır.

Panama Kanlındaki 1 kişinin işletmeye maliyedir.

Şimdi İstanbul Kanalına gelirsek.

İşçi Sayısı = 20.000

1 kişinin yıllık iletme maliyeti = 105 bin 236 dolardır.

20.000 x 105.236 = 2.104.720.000 $ (2 milyar 104 milyon 720 dolardır)

Kanal İstanbul işletme maliyeti de 2.104.720.000 milyar dolar olacak. Mevcut boğazda 3.500-4.000 dolar civari gemi başına ücret alıyorlar. ÇED raporuna göre proje tamamlanma yılı olan 2026’da, kanaldan 54 bin 927 adet gemi geçecekmiş. Covid’den dolayı daralan dünya ticaretinin, 2022 yılının sonunda tam anlamıyla eski haline dönebileceği belirtiliyor.

İstanbul boğazından 2020 yılında geçen gemi sayısı 38 bin 404. Muhtemelen bu yılda 38 binler civarı olacak. Önümüzdeki yıl tekrardan 38 bin olduğunu varsayarsak ve grafikteki yıldan yıla azalışa baksak dahi, en iyi ihtimalle 2026 da geçecek gemi sayısı yine 38 binlerde olacaktır. Çoğu uzman öngörüsü 38 binin altında sayı açıklıyor. Bakın garanti edilen 2026 için 54 bin 927.Aradaki fark 15 bin neredeyse. Bazı gemi geçiş sayısı araştırmalarımda bu rakam benim verdiğim oranlarda %25 ile %40 arasında daha aşağıda. Tekrardan belirtmek isterim proje yapmak isteyenler lehine yüksek bir rakam aldım.

Kanal işletme maliyeti: 2.104.720.000 Dolar

Kanal Getirisi : Öyle dedikleri gibi kanaldan gemi başına 100.000 bin dolar verip kimse vermeyecek. Montrö Antlaşması gereği zorunlulukları yok.

Boğazın şimdiki geliri ile aynı olacak. O gelirde 150 milyon dolar civari (150.000 / 40.000 = 3.750 Dolar Gemi Başına Ücret )

Kanal’ın için 1 milyar dolar net gelir getireceğini belirtiyorlar.

İşletme Maliyeti = 2.104.720 Dolar, Net Gelir Beklentisi = 1 milyar Dolar

Toplam 3.104.720 milyar Dolar

2026 yılından itibaren kanaldan gider her yıl gemi geçiş sayısının artışına yönelik garanti verildiğinden ötürü 82.500.000 dolar artacak. Kanaldan gelir ise sadece 150 milyon dolar.

Kanaldan iddia edilen gibi net 1 milyar dolar gelir elde edilebilmesi için, 2026 yılında rapora göre 54 bin gemi geçtiğin farzedersek 3 milyar dolar gelir edilmesi lazım. Bu da gemi başına 3,1 milyar / 54 bin = 57.000 $ gemi başına alınması lazım. Gerçek gelir ise şuan ortalama 150 milyon/40 bin = 3.750 dolardır. Aradaki fark gemi başına 53.250 $

54.927 bin gemi x 53.250 = 2 milyar 924 milyon 863 dolar, 2026 danitibarenher yıl sırtımıza vergiler ile binecek.Ve bu rakam projede vadedilen gemi geçiş sayısı 54 bin sayısına istinaden hesaplanmıştır.

İşin uzmanları tarafından öngörülen 38 binlerde olacak geçiş sayısında ise 3,1 milyar / 38 bin = 81.500 $ gemi başına ücret alınması gerekiyor. Aradaki fark 81.500 – 3.750 = 77.750 $. ÇED Raporunda 2026 yılında vadedilen geçiş sayısı da 54.927 bin gemi.

54.927 bin gemi x 77.750 $ = 4 milyar 270 milyon 500 dolar 2026’dan itibaren her yıl artarak sırtımıza vergiler ile binecek demektir.

Bu sadece işletme maliyetinden gelen yük olacak. Kanal inşaatından gelecek yük daha da fazla.

Şimdi Melek Subaşı stilinde soralım?

Şekil 8: KURGU VE TASARIM :ZAFER ŞİMŞEK
Mimar Zafer Şimşek: “Sürdürülebilir Kentler Gelişim Sürecinde Mega Projeler; Kanal İstanbul Projesi Üzerine Değerlendirme” konulu yüksek lisans tez çalışması devam ediyor. 3 yıldan uzun zamandır aydır Kanal İstanbul üzerine çalışmalar yapıyor. 2014 yılından beri ‘Mimarlık’, ‘Mimarlık ve Kentleşme İlişkisi’ ,‘Mimarlık ile Siyaset İlişkisi’, Mimarlık ve Kült Liderler İlişkisi’ ve ‘Türkiye Seçimler Tarihi ve Siyasi Seçmen Analizi’ konulu çeşitli araştırmalar yapıp ve yazılar yazmakta.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here