Makale Manşet

Enflasyon-Hayat Pahalılığı-Yol– Attila Turnaoğlu

Bir süredir enflasyon hakkında şimdiki kadar konuşulmamış ve hayatımızı bu kadar karartan bir hale düşülmemişti. Elbette son 20 senedir gelinen yer boyunca konuşulmuş ve birçok parametre üzerinde durularak gerek dövizler karşısında TL nin değer kaybı ve gerek ise artan fiyatlar ve pahalılaşan hayatlar ve akabinde satın alma gücünün eridiği gündemde idi, ancak son altı ay, son yirmi senenin daha da aydınlığa çıkmasını sağladı.

Fazla rakamlara girmeden söyleyelim: 2002 Nisan ayında 1 USD = 1,32 TL iken, 2022 Nisan ayına 14,50 Tl olarak girdi. Yani 11 kat Tl değer yitirmiş. Çeyrek altın 2002 de 32 tl iken 2022 de 1650 Tl olmuş. Yani 51 kere artmış. Ekmek, et, süt, yumurta, vs girmeyelim mahcup oluruz.

Malumunuz, enflasyon mal ve hizmet fiyatlarındaki artışı ölçer. Bir başka deyiş ile TL nin satın alma gücündeki düşüştür. Hayat pahalılığı ise temel ihtiyaçlardaki; gıda, barınma, sağlık ve eğitim hizmetleri gibi yaşamın temel gereksinimlerinin yukarı veya aşağı (eh bizde aşağı pek olmaz da…) değişimini ölçmektedir. Borçlanma maliyeti de bu sınıflara girmelidir, zira düşük gelirli insanlarımızın zaman zaman borçlandıkları ve hatta bazen gözlerini karartıp bir ev sahibi olmak için konut kredisi alarak uzun süre kıt kanaat geçinmeye mecbur kaldıkları da gerçektir.

Enflasyon ülkenin en büyük fotoğrafıdır. Mal ve hizmetlerin maliyeti arttıkça (elbette fiyatlar) TL nin satın alma gücü düşmektedir. Enflasyon oranını bir sepetteki mal ve hizmetlerden oluşan kalemlerin değişimine bağlarlar. Ülkemizdeki bu kalemler elbette orta ve düşük gelirli insanların yaşamlarını ne kadar temsil eder, tartışılır da, hissedilen enflasyon denilen ve bu kesimdeki insanların gün ve gün çarşı Pazar ihtiyaçları ile temel hizmet ihtiyaçlarındaki fiyat artışı ve düşen alım güçleri nedeni ile tespit ettikleri istatistik, o sepete uymamaktadır.

Yemek, barınma (bağlı olarak elektrik, su, doğal gaz, yakacak), ulaşım, sağlık hizmetleri ve vergiler de dâhil olmak üzere kabul edilebilecek bir yaşam standardının maliyeti de Geçim Değerleri olarak alalım. Zaten bu kalemlerdeki artışları karşılayamayacak gelirler olduğu sürece, insanlarımız enflasyon ve hayat pahalılığına yenik düşmeye devam edeceklerdir.

2002 yıllarında birçok ücretli çalışan, geçirilmiş olan 90lı yılların zorluklarına rağmen az da olsa tasarruf edebilip kenara üç beş kuruş koyabilmişken, ne kenar kaldı ne köşe, 2022 de başta Merkez Bankası, Hazine ve TC Devleti bilinen bilanço ve kasa değerlerine göre dönülmez akşamın iflasındadır.

Şimdilerde TC Yönetiminin çok kötü yönetimi ve politikaları nedeni ile içine düşülen yüksekkk enflasyon ve hayat pahalılığı, nüfusun büyük çoğunluğunun satın alma gücündeki dramatik düşüş nedeni ile paraları olmadığı için mal ve hizmet alamaz durumuna düşmüşlerdir. Bu da fakirimin ferrarisi hızında durgunluğa doğru gitmektir. Bu denli büyük bir Enflasyon altındaki durgunluk ise dükkânı kapamanın borazanıdır.

Ülke yönetmek, mali disiplin altında ülkenin hazinesini, kaynaklarını, varlıklarını ileriye dönük program ve hedefleri yerine getirebilmek; bu arada insanların vergilerini ülke için harcamak, ve ülkeyi kalkındırmak, insanlara refah sağlamak, ve…. ahlaklı ve vicdanlı siyasetçilerin elinden olur, yüreğinden gelir, dürüstlüğü ile sağlanır.

Şimdi diyorsunuz ki; “eee bunları biliyoruz, yeni bir şey söylemiyorsun…”

Zaten yeniyi aramıyoruz. Bunlar eskiden de vardı, hala aynı politika, aynı aldatmaca, aynı yandaş profili, aynı yok olan paralar, aynı vekil tipi, aynı yalanlar, aynı avantacılar, aynı hırsızlar, aynı kötü dış politika, aynı fakirlik, aynı cinayetler, aynı ayırımcılık, aynı açlık, aynı hastalıklar, aynı aynalar.

Bu kadar aynı arasında yeni ne söylenebilir ki… Demeyin ki, yenilikçi olmak gerek, yeni politikalar, yeni traşlar, yeni yüzler, yeni kucaklaşmalar, yeni yengiler…

Bunun elbette yolu var. Yola çıkmadan da yol alınmıyor. İşte size bir mavi yol. “Deniz” boyunca yol uzamış gitmiş. “Ulaş” ulaşabilirsen. Fidanları dikin bugün, 4-5 haftada boy verirler, 6 mayısta çiçek açarlar.

Melih Cevdet Anday’a bir Nazire ile kapatalım.

 
ANI
 
 
bir çift güvercin havalansa 
yanık yanık koksa karanfil 
değil bu anılacak şey değil 
apansız geliyor aklıma 
neredeyse gün doğacaktı 
herkes gibi kalkacaktınız 
belki daha uykunuz da vardı 
geceniz geliyor aklıma 
sevdiğim çiçek adları gibi 
sevdiğim sokak adları gibi 
bütün sevdiklerimin adları gibi 
adınız geliyor aklıma 
rahat döşeklerin utanması bundan 
öpüşürken bu dalgınlık bundan 
tel örgünün deliğinde buluşan 
parmaklarınız geliyor aklıma 
nice aşklar arkadaşlıklar gördüm 
kahramanlıklar okudum tarihte 
çağımıza yakışan vakur, sade 
davranışınız geliyor aklıma  
bir çift güvercin havalansa  
yanık yanık koksa karanfil 
değil unutulur şey değil 
çaresiz geliyor aklıma. 
  
  
Melih Cevdet Anday

ANI’ya Saygı

güvercinlerin son havalanışı gibi
geriye bakamadan ürkek
yatağından kalkabilmek
karanfil başlamışken yanık koku vermeye
sanki habercisi gibi gün doğumunun
gün doğumundaki felaketin
o gün doğumu ki
ben uykudayken elim yavuklumun teninde
dudaklarım hala ıslak gecenin nefesinde
çiçeklerin kokusu odamda 
adını sayıklıyorum sevdiklerimin
 
o gün doğumu ki
adları son kez okunacak
kaldırılarak yatağından
dar bir sokaktan yürütülecekler
soğuk ve siyah
 
o gün doğumu ki bir aşkı yok edecek
vakur bakışlara sade gülümsemeye son verecek
tel örgünün deliğindeki eller düşecek
ne bir temas
ne bir ses kalmayacak
sadece adları
sadece adları
çiçekleri
kokuları
renkleri
pır pır eden güvercinin heyecanı
hep aklımda kalacak

Not Nazire - Attila Turnaoğlu
 
 




Attila Turnaoğlu –1953 yılında İstanbul’da doğan Turnaoğlu, Lise öğrenimini Kadıköy Maarif Koleji’ndetamamlamıştır. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nde yüksek öğrenimini tamamlayarak 1979 yılında iş hayatına atılmıştır.İş hayatında sırasıyla STFA Grubu’nun çeşitli şirketlerinde (1979 – 1994) Yöneticilik yapmıştır. Daha sonra İntermak grubunda Genel Koordinatör olarak görev aldıktan sonra 1995 – 2001 yılları arasında Transtürk Holding Aş – Israel Jv ortaklığı şirketlerinde Gübre, Fide üretim ve pazarlaması konularında görev almıştır. Daha sonra bir müddet müşavirlik yapmış olup, 2005 -2014 yıllarında Koca Grup bünyesinde Çeşitli Yurt Dışı Projeler Koordinatörü olarak Endüstriyel Tesisler, çeşitli alt yapı inşaat işleri faaliyetlerini yürütmüştür. Ardından Bionas Tarım LTD Şirketinde Genel Müdür olarak Rusya’da Organik Tarım üretimi ve Avrupa Birliği Ülkeleri, USA ve Kanada’ya satışlar gerçekleştirilmiştir.Orta öğreniminden beri müzikle uğraşmış, şarkı sözleri ve şarkılar üretmiştir. Şiire meraklı olup üniversite döneminden bu yana şiirler yazmaktadır. Bir dönem roman yazma konusuna da eğilmiş ancak yazdıkları basılmamıştır.YouTube kanalında şarkılar, şiir okumaları, video yapımları mevcut olup ileriye dönük Şiir kitabı basmayı amaçlamaktadır. Denenmemiş çalışmalara meraklı olup Foto-Şiir çalışmaları yürütmektedir. Yaşama ait kısa yazılar yazmaya da çalışmaktadır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir