TELGRAF HABER- Fındıklı’da festival: “Yeşil Altın Gümüş Deniz”
1970’lerde filizlenen ‘toplumcu belediyecilik’ izini takip eden yerel yönetimler günümüzde sayılı da olsa var. Var olabilme çabası bile başlı başına bir iddia…
Gündelik hayatın, merkez-yerel ilişkisinin, karar süreçlerinin başka türlü de örgütlenebileceği iddiasını taşıyan ‘toplumcu belediyecilik’, 1979’da önemli sınavını Ordu-Fatsa deneyiminde verdi.
Bir terzi çırağı olarak çocuk yaşta geleneksel emek gücü piyasası ile tanışan Fikri Sönmez; nam-ı diğer Terzi Fikri’nin Fatsa’da yeşertmeye çalıştığı sol/sosyalist yerel yönetim ideali bir ruh olarak, bugün Karadeniz’de ve ülkenin farklı coğrafyalarında dolaşıyor.
Terzi Fikri’nin ‘halk komitelerini’ , ‘meclislere’ uyarlayan Çervatoğlu, o yıllarda 20 bin nüfusa sahip Fatsa’da halk komiteleri aracılığıyla 5 bine yakın insanın aktif siyaset yaptığı bir modeli henüz hayata geçiremese de inandığını, doğru bulduğunu eylemeye çabalıyor.
Bütün olanaksızlıklara, sınırlı bütçeye, geleneksel siyaset yapma alışkanlıklarına karşı, kendi yaşamları için özneleşme çağrısı yaptığı Fındıklıların ‘meci’ (imece) geleneğine güveniyor.
Bugün Fatsa’dan Fındıklı’ya ‘Fikri’ takip devam ediyor.

Rize’nin Fındıklı ilçesinde düzenlenen ve çeşitli etkinliklerin yer alacağı Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali, 21 Ağustos’a kadar sürecek. Türkçe ve Lazca türküler eşliğinde düzenlenen yürüyüşle başlayan festivalde Şevval Sam, Yüksek Sadakat, Fındıklı Belediyesi Kadın Halk Oyunları Ekibi, Odunpazarı Belediyesi Halk Dansları Topluluğu, Can Gox, Niyazi Koyuncu, Metin Kahraman ve Dersim Belediyesi Korosu sahne alacak.


Türkçe ve Lazca türküler eşliğinde düzenlenen yürüyüşle başlayan festivalde Şevval Sam, Yüksek Sadakat, Fındıklı Belediyesi Kadın Halk Oyunları Ekibi, Odunpazarı Belediyesi Halk Dansları Topluluğu Can Gox, Niyazi Koyuncu, Metin Kahraman ve Tunceli Belediyesi Korosu sahne alacak.
Festivalin ilk gününde CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile CHP Rize il başkanı Saltuk Deniz düzenlenen Çay Forumu’nda çay üreticilerine çay kanunu ve çay sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili konuşma yaptı. Çay üretici meclisleri Pazar ilçe temsilcisi çay üreticisi Recep Memişoğlu’da Forum’da çay kanunuyla ilgili görüşlerini aktardı.
“ÇAYDAKİ TEMEL SORUN ÇAYIN BAŞLANGIÇ SÜRECİNDEKİ ÇAYDAKİ GARANTİNİN YANİ DEVLET GARANTİSİNİN ORTADAN KALDIRILMIŞ OLMASI”

Yapılan etkinlik kapsamında düzenlenen panelde konuşan CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz şunları söyledi:
“Çaydaki temel sorun çayın başlangıç sürecindeki çaydaki garantinin yani devlet garantisinin ortadan kaldırılmış olması, çayda taban fiyat uygulamasının olmaması, her şeyden önce AKP’nin gündeme getirmiş olduğu ve bizimde ‘ruhsuz’ dediğimiz çay kanunu taslağıyla karşılaştık. Niye ruhsuz diyoruz çünkü bu çay kanununda; devlet yok, devletin koruması yok, üretici yok. Bu çay kanununda sadece özel sektör var yani çay üreticilerinin tamamen sömürülmesinin sürdürülmesi amacıyla hazırlanan bir çay kanunu taslağı.
“HERKES BULUNDUĞU NOKTADAN MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEYECEK”
Herkes bulunduğu noktadan mücadeleyi örgütleyecek, anlatacak ama şunu bilin yani biz bu konuyu biliyoruz vatandaş bu konuyu biliyor diye bakmayın. Henüz vatandaş bu konuyu tam olarak bilmiyor, algılamıyor. Daha konuyu öğrenebilmiş değil. Şu an yapılacak olan şey bunu vatandaşlara anlatmak. Bunu Hopa’daki arkadaşlarımız da anlatacak, Pazar’daki arkadaşlarımız da anlatacak, bizler de anlatacağız.”
“BURADA PARTİCİLİĞİ FALAN BİR TARAFA BIRAKACAĞIZ”
Rize Fındıklılı olan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu şunları söyledi:
“Geçen yıl Cumhuriyet Halk Partisi’nin hazırlamış olduğu çay kanunu teklifinden sonra bu yasama yılının bitimine yakın AKP Rize ve Doğu Karadeniz çay bölgesi milletvekilleri bizim yaptığımız gibi bir çay kanunu teklifi ile geldiler ve yeniden tartışmaya başladık.
Neydi problem? Bu çay kanunu çıkmadan evvel ne konuşuyorduk? Çay zamanı geldiğinde derdimiz neyi? Çayımızın tamamını keşke ÇAYKUR alsa. Almıyor ÇAYKUR, alamıyor çünkü kapasitesi yetmiyor o zaman özel sektör aynı fiyatla alsın çayı ÇAYKUR’un verdiği zamanda parasını versin. Burada particiliği falan bir tarafa bırakacağız. Bu burada yaşayan insanın ekmeği demektir. Ekmeğimizle oynuyorlar, ekmeğimizi çalıyorlar. Ne yapacağız parti yok bu işte bir araya geleceğiz. AKP’ye oy verenler bu şekilde kanun çıkarırsalar size oy vermeyeceğim diyecekler.”




Çay Üretici Meclisleri Pazar Temsilcisi çay üreticisi Recep Memişoğlu da “Biz bu bölgede çay yasasını ilk dillendiren, çay yasası çıksın diye bunun mücadelesini veren insanlardan biriyiz. Bu konuda Çay Üreticileri Sendikası’nı kurduk ve bu bölgede çay yasası çıksın diye mücadele ettik. Ve bir dönem geldi 2007’den sonra AKP eski Rize Milletvekili Bayram Ali Bayramoğlu’nun çay yasası taslağı vardı, bu yasa tamamen üreticinin aleyhinde bir yasaydı. Biz bu yasayla ilgili çok ciddi bir tepki de koyduk ve yasayı geri çekmek zorunda kaldılar. O yasada çok açık bir şey söylüyordu, sözleşmeli üreticilik yoktu ama şu vardı, Türkiye’de üretilen çaylar dünya piyasasında, borsasında değerlendirilecek ve dünya borsasında verilen fiyat üzerinden yaş çaya fiyat verileceği söyleniyordu. Bu yasada ise gizli olarak aynı madde var. Yani bizim ürettiğimiz kuru çaylar dünya borsasında değerlendirilecek ve bunun üzerinden yaş çayımıza fiyat verilecek. Bu ne demektir? Yani bugün yedi liraya çay satıyorsak hepimiz üreticiyiz yarın iki buçuk liraya üç liraya çay satacağız. Yani yaş çayımızın değeri bu olacak” diye konuştu.

CHP’li Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, “On günlük maratonu çayla başladık. Yarın Pishala’dayız, öbür gün Zuğu’da bir sonraki gün Sümle’de daha sonraki gün Ağu’da Yayla’da olacağız. Üreticimiz gelemiyor, çay topluyor biz köylerimize gideceğiz dedik. Deremizi nasıl savunduğumuzu ve bundan sonra denizimizi kafes balıkçılığına karşı, HES’lere karşı doğamızı nasıl koruduğumuzu hasbihal edeceğiz. Ekonomiyi Mustafa Sönmez’le Zuğu’da konuşacağız, ekonomik krizi. En genç Belediye Başkanımızla, Ulaş Tepe’yle Sümle’de olacağız. Daha sonra müzik gruplarımızla yayla şenliği yapacağız.



Hepsine buradan araçlar kalkacak. Akşam altıda başlayacak programımız tekrar dönüşü de araçlarla sağlayacağız. Festival sadece müzik dinletisi değil aslında bütün bu geleneklerimiz de yaşatmak, köylüye ulaşmak. Köylülerimizle birlikte olmak” dedi.
HABER- GENÇAĞA KARAFAZLI ANKA
Evrim Kepenek İstanbul – BİA Haber’de yazdı izlenimlerini paylaştı.
Gündüz, paneller, söyleşiler düzenlenirken, akşamları müzik gruplarının sahne aldığı sahil boyunca horonlar hiç durmuyor.
“Duman vurmuş kemençenin yayına
Haramiler el uzatmış aşına
Tütününe fındığına çayına
Ne susarsın çağır can yoldaşını
Dağlar başına”
Karadenizli Şair İbrahim Karaca’ya ait bu şiir gibi Doğu Karadeniz…
Fındık üreticisi, kendi toplayıp sattığı fındığı markete gidip almak istediğinde alabilecek bir bütçeye sahip değil.
Çay üreticisi derseniz, orada durum daha da vahim. Kontenjan sınırlaması nedeni ile Çay -Kur’a yaş çayını satamayan üretici, çözümü özel sektörde arıyor.
Bu kez de normal fiyatının çok daha altında yeşil çayını satıyor. İşçilik, gübreleme, bakım hizmeti derken, attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor bile.
Anlayacağınız ekonomideki karanlık tablo buralarda da kendini iyice hissettiriyor. Doğu Karadeniz’de bir deyim vardır derler ki “Elbet bu darlukların vardur bir genuşluğu…”
“Geniş zamanlardan” söz etmek için elbette çok erken fakat yine de Rize ve çevresinde güzel şeyler de olmuyor değil. Onlardan biri, Rize Fındıklı’da 11 Ağustos’ta başlayan “Yeşil Altın Gümüş Deniz” festivali.
Yöre kültürünü tanıtmak ve sonraki kuşaklara aktarmak için düzenlenen festival sadece Fındıklı’ya dair tüm bölgeye önemli mesajlar veriyor, umut oluyor.
Gündüz, paneller, söyleşiler düzenlenirken, akşamları müzik gruplarının sahne aldığı sahil boyunca horonlar hiç durmuyor.
Ekolojistler, hak savunucuları ve uzmanlar, yurttaşlarla bir araya geliyor, toplumsal sorunlara dair fikir alışverişinde bulunuluyor. Festival, sayesinde Fındıklı sürekli yaşayan ve gelişen bir kente dönüşürken, kente olan ilgi de artıyor. Rize Fındıklı, bölgenin tutucu muhafazakar yapısı içinde bir farklılık yaratmayı, bir ışık yakmayı deniyor ve bu ışığı yakıyor.
Detaylar
Bugün, Festival nedeniyle Fındıklı’daydım.
Kentin ortasından geçen cadde trafiğe kapatıldı, standlar kuruldu. Cadde boyunca, yöresel yemekler, kültürel ürünler ilgililerinin beğenisine sunuldu.
En dikkat çeken standlardan biri Fındıklı Canlıları Derneği’ne ait. Dernek, muhtemelen bölgenin tek hayvan barınağı için yardım topluyor. Derneğin gönüllülerinden Semra Mamuk ve Sinem Memoğlu, deyim yerindeyse hayatlarını barınağa adamış iki kadın.
Sinem, barınakta profesyonel çalışıyor ama bir yandan da barınağa destek olmak için Fındıklı Canları Derneği’ni kurdu ve orada barınağa destek sağlamak için etkinlikler düzenliyor.
İki kadın özellikle kış ayları yaklaşırken barınaktaki hayvanların ısınma sorunu olduğunu belirterek, onlar için kışlık battaniyeye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Tahmin edeceğiniz gibi barınağın desteğe ihtiyacı var.
“Festivalde başka neler var?” diye soracak olursanız, Fındıklı Belediyesi’nin sosyal medya hesabından detaylara bakabilirsiniz.
Bir festivalle, bütün bir toplum değişmiyor bir anda sorunlar çözülmüyor, çay, fındık değerlenmiyor fakat ufak da olsa bir şeylerin değiştiği kesin. 21 Ağustos’ta sona erecek festival için bölgede 7’den 70’e herkes heyecanlı, çoşkulu.
Hayde festivale…
