Ana Sayfa Ekoloji Fatsa Halkı Ormanına Ağacına Sahip Çıkıyor.

Fatsa Halkı Ormanına Ağacına Sahip Çıkıyor.

0
Fatsa Halkı Ormanına Ağacına Sahip Çıkıyor.
fotoğraf Nurcan karasu

Telgraf-Nurcan Karasu’nun Haberi Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, düzenlediği basın açıklamasıyla ağaç katliamını protesto etti. Dernek
adına yetkililere seslenen Alaattin Yılmazer:
‘İlçenin sınırlarında bulunan Altıntepe isimli maden şirketi tarafından yeni bir katliam başlatılmıştır.
Siyanürle altın ayrıştıran maden alanının genişletmek amacıyla çevre ormanlardaki ağaçların bütün
mücadelemize karşın acımasızca yok edilmesi, bu çerçevede yaşanılan hukuk tanımazlık hepimizi
derinden kaygılandırmaktadır. Fatsa’nın geleceği çalınmaktadır’ dedi. ÇED raporuna göre süresi
dolmuş olan bu şirketin kimden destek aldığının açıkça belli olduğunu belirterek; ‘Bugün zehirli
madene destek veren, sessiz kalan siyasetçiler, anayasanın açık hükümlerini kanunlarını yerine
getirmeyen yöneticiler gün gelecek yaptıklarından sorumlu olacaklardır ve hesap vereceklerdir. Bizler
toprağımızı, suyumuzu, havamızı, ormanlarımızı korumak için sonuna kadar mücadele edeceğiz’ dedi.

Fotoğraf Nurcan karasu

FATSA DOĞA VE ÇEVRE DERNEĞİNDEN YAPILAN AÇIKLAMA METNİ:

lçemiz sınırlarında bulunan Altıntepe isimli siyanürlü maden için yeni bir orman katliamı başlatılmıştır. Siyanürlü madenin genişletilmesi için çevresindeki ormanlardaki ağaçların bütün tepkilerimize, karşı girişimlerimize ve hukuki mücadelemize karşın acımasızca yok edilmesi ve bu çerçevede yaşanılan hukuk tanımazlık bizleri derinden kaygılandırmaktadır. Fatsa’nın geleceği çalınmaktadır.1. İlgili işletme 11.02.2013 tarihinde çalışmaya başlamış, ÇED raporunda taahhüt ettiği üzere madencilik faaliyetlerinin Eylül 2016 tarihinde biteceği ve yine maden sahasının Eylül 2018’de rehabilite edilip kapatılacağı taahhüt edilmiştir. Maden hala faaliyetlerine devam etmektedir2. Kasım 2018 tarihli liç alanı kapasite artırımında ise, “İş bu proje kapsamında planlanan kapasite artışı yalnızca ocak alanlarının genişletilmesi konusunu içermekte olup, ocak üretim kapasitesinde herhangi bir artış gerçekleştirilmeyecek” denilmektedir.“ 2872 sayılı Çed belgesine göre 3.4 milyon ton kapasite taahhüt edilmiştir. Kapasite artırma dosyasında ise ilgili şirket açıkça, “Aralık 2019 itibariyle 3,4 milyon ton cevher, yığın liç sahasına serilmiştir” demektedir.. şu anda faaliyetini sürdüren Altıntepe adlı şirket kapasitesini doldurmuş ve Aralık 2019 tarihinden itibaren kaçak olarak çalışmaktadır.3. KAPASİTESİNİ DOLDURMUŞ VE SÜRESİNİ GEÇİRMİŞ BİR İŞLETME İÇİN HANGİ YASAL DAYANAĞA GÖRE ORMAN KESİMİ YAPILMAKTADIR? ÇIKARILAN CEVHERLER İÇİN ÇED RAPORU VAR MIDIR? YOKSA HERHANGİ BİR ÇED RAPORUNA DAYANMADAN BÖYLE BİR KESİM NASIL YAPILABİLMEKTEDİR?!4. Aralık 2019 tarihinde Fatsa Doğa ve Çevre Derneği tarafından siyanürlü altın madenciliğinin yarattığı çevresel kirliliğin belirlenmesi ve bu kirliliğin maden kaynaklı olup olmadığının araştırılması amacıyla bölgede bir bilimsel araştırma-analiz çalışması yapılmıştır. Bu kapsamda maden çevresinden, yakın yerleşim yerlerinden (Bahçeler, Erenyurt v.b), madenin etrafındaki derelerden, bu derelerin kavuştuğu Elekçi Irmağı’nın denize kadar olan her bir kilometresinden ve maden sahasından daha yüksek bölgelerden, yani Elekçi Irmağı’nın üst kesiminden, madenin kirletici unsurlarından muhtemel etkilenmeyen kontrol noktaları belirlenerek toprak (sediment) ve su örnekleri alınmış ve akredite laboratuvarlarda analizleri yaptırılmıştır. Elde edilen sonuçlar kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Sonuçlar bölgedeki altın madenciliği faaliyetleri, çevre ve insan sağlığı için çok tehlikeli boyutlara ulaştığını ortaya koymuştur. Hatta siyanürlü madenin yakın çevresindeki ağır metal kirliliğinin tüm canlı popülasyonunun yarısından daha fazlasını ölümcül düzeyde etkilediği tespit edilmiştir.Araştırma sonuçlarına göre özetle:Yer kabuğunda ortalama 20 ppm düzeyinde olması gereken kurşun değerleri (kontrol gruplarında normal) madenin çevresinde yaklaşık 5 ila 7 kat fazla,,Yer kabuğunda ortalama 13 ppm olan Arsenik değerleri ise madenin yakın çevrelerinde 6-7 kat daha fazla,,Kadmiyum değerlerinin olması gerekenden 5 kattan daha fazla olduğu ortaya konmuştur.5. Bölgedeki sulardaki ağır metal değerleri de araştırılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerde altın madeninin yakın çevrelerinde alüminyum değerleri, madenden daha uzak yerlere oranla 3000 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir.6. Kadmiyum değerleri 100 kat daha fazla, bakır değeri 80 kat; demir ve kurşun değerleri ise 100 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda maden çevresindeki su kaynaklarında ciddi oranda ağır metal kirliliğinin olduğu bilimsel verilerle tespit edilmiştir.Yine Maden firmasının ilgili kapasite artım başvurusunda yer üstü su kaynaklarında oluşan kirlilik beyanı ile FATSA DOĞA VE ÇEVRE DERNEĞİ’nin yaptırmış olduğu çalışmanın paralellik gösterdiği açıkça görülmektedir.YANİ ALTIN MADENİ ÇEVREYİ ÇOK CİDDİ ORANDA KİRLETMEKTEDİR. 7. Bu durumda derneğimiz tarafından sürekli dile getirilen, Fatsa ve Ordu için en kötü senaryo olan ASİT MADEN DRENAJI’nın artık kaçınılamaz bir gerçek olarak karşımızda olduğu açıktır.Tüm bunlara rağmen;8. Kasım 2020’de Orman Bölge Müdürlüğü’nce tarafımıza yazılı olarak sunulan bildirimde, planlı bir kesim olmadığı söylenmesine rağmen, maden bölgesinde ağaçlar damgalanmış ve sonrasında kesim için ihale edilmiştir. İhalenin iptali için açılan dava henüz devam ederken de kesim başlamıştır. Bu ağaç kesimi katliamına olur verenler unutmamalıdır ki;Ordu ili ortalama 200 Bin Ton kabuklu fındık ile tüm Türkiye’de üretilen fındığın % 30’nu ve yine tüm dünyada üretilen Bir Milyon Ton fındığın % 20’sini üretmektedir. Siyanürlü madenin etki alanı içerisinde bulunan Ordu, Fatsa, Ünye, Kumru, Korgan havzası Ordu ilinde üretilen fındığın yarısını ve yine dünya fındığının % 10-15 ini üretmektedir. Sadece Fatsa ilçesi 30 Bin Ton kabuklu ile dünya fındığının % 3-5’ ini üretmektedir. Türkiye’de üretilen fındığın ülkemize getirisi 2,5 milyar dolar olup, sadece Fatsa’nın ürettiği ihraç geliri 100 Milyon Dolar seviyesindedir. Adına madencilik denilen bu yıkıcı ve zehirli sistemin sürdürülmesiyle ülkemizin fındık üretimindeki imajı yara almakta, buna bağlı olarak ülkemiz ekonomisi için büyük önem arz eden fındık ihracat gelirlerimiz riske atılmaktadır. Ayrıca çoğunluğu kestane ormanı olan ve bu ağaçlara bağlı arıcılık faaliyeti ve buna bağlı bal üretimi kayıpları; ayrıca orman ürünleri kaynaklı ekonomik gelir kaybı göz ardı edilmektedir. Toplamda 20 yılın sonunda madenden elde edilecek gelirle bölgede yaşanacak 20 yıllık gelir kaybı karşılaştırması olmadan altın madeni için kamu yararından bahsedilemez. Ayrıca orman varlığımızın en büyük nimeti olan içme suyu kaynaklarımızın kaybını hiçbir maddi gelirle kıyaslamaksa mümkün değildir. Bölgede yapılacağı söylenen hiçbir rehabilitasyon çalışması temiz içme suyu kaynaklarının tahribatını gideremeyecektir. 9. Koronavirüs gibi dünyayı sarsan salgınlar, iklim değişikliği ve buna bağlı yaşanan kuraklıkların artık her geçen gün hayatımızı daha çok etkilemekte olduğu bir dönemde, orman alanlarını yok etmek, su kaynaklarını zehirlemek bırakın Fatsa ve Ordu halkına, insanlığa karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Yaşanan bu ekokırım karşısında sessiz kalan siyasetçiler, seçim dönemi geldiğinde bölgedeki vatandaşların karşısına nasıl çıkacaklardır.10.Faaliyete başladığı 2013 yılından bu yana çevresindeki köylerin içme sularını kirleten ve zehirleyen siyanürlü maden şirketi, zaten içme suyu konusunda sıkıntılar yaşayan ve dönemsel kuraklıklarla sarsılan vatandaşlarımıza hayatı zindan etmiştir. Yine ilgili DSİ ve OSKİ raporlarına göre, bölgedeki bir çok köyün ve Evkaf Mahallesi’nin içme suyu, zehirli madenin deşarj alanı olarak kullanılan Elekçi Irmağı’ndan karşılanmaktadır. Maden kaynaklı ağır metal kirliliğinin Elekçi Irmağı’nı olumsuz etkilediği ortadayken, bölgedeki kuyulardan elde edilen suların vatandaşlara nasıl içirilebildiği acilen yanıtlanması gereken hayati bir sorudur. 11.. Son olarak Fatsa Doğa ve Çevre Derneği olarak daha önce yaptığımız kirlilik çalışmalarına devam edecek, su ve toprak örneklemeleri yanı sıra sebze, meyve, süt ve fındık dahil tüm tarımsal ürünler üzerinde çalışmalar sürdürülecektir. Bölgedeki kirlilikten kaynaklı doğacak olan tüm olumsuzluklardan bizleri yönetenlerin sorumlu olduğunu açıkça hatırlatmak isteriz.Bugün hukuku ayaklar altına alarak ağaç kesenler, buna ön verenler, siyanürlü madeni destekleyenler bilmelidir ki, bu yaşananların sorumlusu köylerinin dibindeki ormanları kesilen, fındık bahçeleri gasp edilen, içme suları elinden alınan, hasta edilen köylülerimiz, vatandaşlarımız değildir. Bu yaşananların faturasını tüm fındık üreticileri tüm Fatsa tüm Ordu ve tüm Türkiye ödeyecektir. Bugün zehirli madene destek veren ve vatandaşların çektiği bu acılar karşısında sessiz kalan siyasetçiler, Anayasa’nın açık hükümlerini ve kanunların gereğini yerine getirmeyen yöneticiler gün gelecek yaptıklarından sorumlu olacaklardır. Kutsal vatan topraklarını korumak için mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here