Ana Sayfa Ekoloji G20 ülkeleri iklim hedeflerini baltalıyor, Türkiye’de kişi başına emisyon artıyor

G20 ülkeleri iklim hedeflerini baltalıyor, Türkiye’de kişi başına emisyon artıyor

0
G20 ülkeleri iklim hedeflerini baltalıyor, Türkiye’de kişi başına emisyon artıyor

G20 ülkelerinin iklim eylemlerini karşılaştıran 2022 İklim Şeffaflığı raporuna göre G20 üyeleri iklim çabalarını çöpe atıyor; fosil yakıt üretimine verilen destekler 2021’de şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaştı. 1,5 derece hedefine uyumlu politikaları olmayan Türkiye’de tüm sektörlerde emisyon arttı.

Küresel düzeyde en kapsamlı yıllık değerlendirmeyi içeren ve G20 ülkelerinin iklim eylemlerini karşılaştıran 2022 İklim Şeffaflığı Raporu (2022 Climate Transparency Report) bugün yayımlandı.

Rapor, Rusya’nın Ukrayna‘yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden önce dahi, iklim krizinin kötüleşen etkilerine rağmen G20 hükümetlerinin fosil yakıt üretimine verdiği desteğin 2021 yılında 64 milyar dolar ile yeni bir zirveye ulaştığını ortaya koydu.

G20 hükümetlerinin fosil yakıt sübvansiyonları 2020 yılında 147 milyar dolara düşmüşken, 2021 yılında yüzde 29 artışla 190 milyar dolara  yükseldi.

1,5 derecelik küresel ısınma sınırını canlı tutmak için 2030 yılına kadar emisyonları yarıya indirmemiz gerektiği yönündeki uyarılara rağmen, 2021 yılında G20 ülkelerinde enerji emisyonları yüzde 5,9 artarak salgın öncesi seviyelerin üzerine çıktı.

Fosil yakıtlar için en yüksek toplam desteğe sahip ülkeler Çin, Endonezya ve Birleşik Krallık oldu.

“G20’de enerjiye yönelik çok fazla kamu finansmanı hala fosil yakıt endüstrisine yönelmiş durumda. G20’nin enerjiye yönelik kamu finansmanının yüzde 63’ü 2019-2020 yıllarında fosil yakıtlara gitti” diyen ODI Kıdemli Araştırma Görevlisi ve raporun finansman sorumlusu İpek Gençsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçen yıl G20, 2009 yılında ‘verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının orta vadede aşamalı olarak kaldırılması ve rasyonelleştirilmesi’ taahhüdünü yineledi, ancak şu anda ‘orta vadede’ olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz ve G20’nin bunu yerine getirmediği, bunun yerine kamu fonlarını piyasayı fosil yakıtlar lehine bozmak için kullanmaya devam ettiği açıktır.”

G20 ülkelerinin enerji karışımı.

İyi haber şu ki, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı 2016 ve 2021 yılları arasında tüm G20 ülkelerinde artarken, en güçlü artış Birleşik Krallık (yüzde 67), Japonya (yüzde 48) ve Meksika‘da (yüzde 40) gerçekleşti.

Ancak uzun vadeli büyümeye rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı 2020-21 yılları arasında artmadı.

G20’de hava kirliliği kaynaklı ölümlerde en yüksek oranlardan biri Türkiye’de

Rapora göre Türkiye’nin kişi başı emisyonları G20 ortalamasının altında (0,69 katı); ancak kişi başına düşen toplam emisyon G20 ülkelerinde düşme eğilimindeyken, 2014 ve 2019 yılları arasında Türkiye’de yüzde 5,7 oranında arttı.

Türkiye’nin, sadece elektrik, bina, imalat ve ulaştırma sektörlerinde iddialı olduğunu belirten raporda “Gerçekçi önlemlerle 2030 yılına kadar tüm CO2 emisyonlarında 2018 seviyelerinin altında, yüzde 32’lik bir azalma sağlayabileceği” de kaydediliyor.

Kişi başına düşen emisyonların 2019’dakinden daha yüksek seviyeye ulaştığı yalnızca iki G20 ülkesi var: Çin ve Türkiye.

Raporda Türkiye’de her yıl 44 bin 200’den fazla insanın, hava kirliliğinin bir sonucu olarak inme, kalp hastalığı, akciğer kanseri ve kronik solunum yolu hastalıkları nedeniyle öldüğü belirtildi.

Bu, G20’deki enyüksek seviyelerden biri.

Türkiye yenilenebilir enerjide fırsatları kaçırıyor

Raporda “1,5 derece yolunda ilerlemeyen” ülkeler arasında gösterilen Türkiye’nin, Ekim 2021’de, resmi bir olağan senaryoda emisyonları 2030 yılına kadar yüzde 21 oranında azaltmayı hedefleyen bir Ulusal Katkı Beyanı sunduğu; bunun da emisyonların artmaya devam edebileceği anlamına geldiği kaydedildi.

Tükiyenin enerji karışımı. Yüzde 14’ü düşük karbonlu yenilenebilir kaynaklardan salğanırken, karışımın yüzde 85’i fosil yakıta dayanıyor.

2020’ye kıyasla 2021’de kişi başına enerji kaynaklı CO2 emisyonlarında  en yüksek artışa sahip ülkeler Brezilya (2019 ve 2020 arasında yüzde 6’lık bir düşüşün ardından yüzde 13 artış), Türkiye (yüzde 1’lik bir düşüşün ardından yüzde 11 artış) ve Rusya (yüzde 4’lük bir düşüşün ardından yüzde 10) oldu.

Raporda, 2021’in başından 2022’nin ortasına kadar 2,9 GW’lık ek yenilenebilir enerji üretimi onaylanmasına rağmen “bunun Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinin çok altında kaldığı ve enerji ithalatını azaltmak için büyük bir fırsatın kaçırıldığına” yer veriliyor.

Türkiye’de tüm sektörlerde emisyonlar arttı

Türkiye’nin enerji politikaların dair raporda öne çıkan bulgular şöyle:

  • Türkiye önemli bir yenilenebilir enerji potansiyeline sahiptir, ancak daha iddialı yenilenebilir enerji hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmayı destekleyecek politikaları uygulamaya koyması gerekmektedir. Bunun yerine, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji karışımındaki payı 2023 hedefinin altına düşmüştür.
  • Türkiye, kömür üretimini arttırmak yerine yenilenebilir enerji yoluyla enerji bağımsızlığını güvence altına alma niyetini gerçekleştirebilir, yeni istihdam yaratabilir ve kısmen yüksek fosil yakıt fiyatlarından kaynaklanan mevcut enflasyonu azaltabilir.

Türkiye’nin enerji bağlantılı sektörlerdeki emisyon dağılımı. Elektrik üretimi bu emisyonların yaklaşık %30’una katkıda bulunarak başı çekiyor. Bunu sırasıyla %25 ve %21 ile sanayi ve ulaşım takip ediyor.

  • Türkiye’nin sera gazı emisyonları (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık hariç) 1990 yılında 226 ton CO2E iken, 2019 yılında yüzde 127 artarak 514 ton CO2e’ye yükseldi.
  • Toplam emisyonlardaki artış büyük ölçüde enerji ile ilgili emisyonlardaki yüzde 157 ‘lik artış ve endüstriyel proses emisyonlarında yakaşık yüzde 139’luk sürekli bir artıştan kaynaklandı; aynı zaman diliminde tüm sektörlerde emisyon artışı görüldü.

İklim değişikliği artık burada

  • Türkiye’de 2021’de özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında yayılanlarla beraber orman yangınların sayısı, 2020’ye göre yaklaşık yüzde 450 daha fazlaydı.
  • Türkiye’deki tüm doğal afetlerin yaklaşık yüzde 30’u sel kaynaklı ve 1930 ile 2020 yılları arasında 2 binden fazla sel kaydedildi.
  • Ülkeded sıcaklıkların doğu ve orta kesimlerde 2,5 derece artması beklenirken, kıyılarda 1,5°C artış yaşanması bekleniyor. 40°C’nin üzerine çıkan sıcaklıkların  yaz aylarında düzenli yaşanan bir olay olacağı tahmin ediliyor.

Küresel emisyonlar afetleri tetiklemeye devam ediyor

Öte yandan enerji sektöründe küresel emisyonlar 2021’de 2020 seviyelerinin üzerine çıktı ve yüzde 2,8’lik bir azalmayı yüzde 7,1’lik bir artış takip etti.

Tahhütlere rağmen metan emisyonları 2015 ve 2019 yılları arasında yüzde 1,4 oranında arttı.Metan emisyonlarında en yüksek paya sahip ülkeler olan Çin, ABD ve Endonezya, 2015 ve 2019 yılları arasında metan emisyonlarını azaltmadı.

İklim Şeffaflığı raporu ayrıca iklim değişikliğinin bazı G20 ekonomilerini halihazırda nasıl etkilediğine dair bilgiler de içeriyor.

Artan emisyonlar rekor düzeyde sellere, yangınlara, kuraklıklara ve fırtınalara yol açarak milyarlarca dolarlık zarara neden oldu.

Raporun ana yazarlarından Berlin Yönetişim Platformu’ndan Sebastian Wegner, “Artan sıcaklıklar hizmet, imalat, tarım ve inşaat sektörlerinde gelir kayıplarına yol açtı ve bu durumdan en çok etkilenen ülkeler HindistanEndonezya ve Suudi Arabistan oldu” dedi.

Brezilya ve Hindistan’da mevcut nüfusun yüzde 10’u muhtemelen sıcak hava dalgalarından etkilenecek. Küresel ısınma 3 dereceye ulaştığında bu oran Brezilya’da yüzde 20’nin üzerine, Hindistan’da ise neredeyseyüzde 30’a çıkacak.

İklim finansmanına para yok

Rapor, sekiz G20 ülkesinden beşinin, yıllık 100 milyar dolar iklim finansmanı hedefine adil katkı paylarını sunmadığını gösteriyor.

Birleşik Krallık, İtalya, Kanada ve Avustralya bu konuda yetersiz kalırken; ABD hesaplanan yıllık adil payının sadece küçük bir kısmına, yüzde 5’ine katkıda bulundu.

Ayrıca karbon fiyatları artsa da hala çok düşük seviyede.

Birkaç ülke dışında G20’deki kapsamın “son derece yetersiz ” olduğuu söyleyen rapora göre Avustralya, Brezilya ve Hindistan dahil G20’nin yedi üyesinde karbon fiyatlandırma mekanizması bulunmuyor; yalnızca Kanada ve Fransa ton başına CO2 için yeterince yüksek fiyatlara sahip.

Yeşil Gazete

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here