Afgan göçmen dalgasının beklenmesiyle birlikte Türkiye’de bir süredir göç ve göçmenlik üzerine tartışmalar yapılmaya devam ediliyor. Bu tartışmalardan en önemlisini de özellikle çocuk emeğine dayanan göçmen emeği oluşturuyor.
BirGün’den Deniz Güngör, az ücret, güvencesizlik ve uzun süreli çalışma koşulları için göçmen emeğine dayanıldığını belirterek, göçmen emeği arasındaki kayıtsızlığın Türkiye ekonomisini nasıl ayakta tuttuğunu Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen ve göçmen işçiler ile görüştü. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) 2020 yılı iş cinayetleri raporunda, geçen yıl 101 göçmen işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtildi.
“Sömürü anlatılıyor”
DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, AKP’nin yaklaşımını değerlendirirken “AKP’li Özhaseki ‘Göçmenler sanayiyi ayakta tutuyor gidin Antep’e bakın yüz binlerce Suriyeli en zor en ağır işlerde çalışıyor’ derken insanlığa dair bir duyguyu ifade etmek için konuşmuyor. Aslında sömürüyü anlatıyor” diye konuştu.
Kaçak, güvencesiz, ucuza çalışma
Suriye’den Türkiye’ye 8 yıl önce gelen Şükrü Nhasen, işçisi olduğu atölyede diğer tüm göçmenlerle beraber ucuza çalıştırıldıklarını aktardı. Sosyal güvenceleri olmadan çalışmak zorunda olduklarını belirten Nhasen, “Bize çalışma izni verilmiyor bu yüzdense kaçak çalışıyoruz. Sosyal güvencemiz yok. İş kazası geçirsek karşımızda bir muhatabımız olmayacak. Sigortasız olunca da hastanelerde ücretsiz tedavi olamıyoruz. Mecbur karın tokluğuna çalışıyoruz” dedi.
Suriyeli oldukları için kendilerine biçilen değerin emeklerinin karşılığı olmadığını belirten göçmen Sadık El Naccar, “Sürekli olarak ‘O Suriyeli, ona az maaş ver’ diyorlar. Irkçılığa maruz kalıyoruz” dedi. Türkiye’ye ilk geldiğinde 13 yaşında olduğunu ve hurdacıda çalışmak zorunda kaldığını aktaran Naccar “Yaşıtlarım okula giderken ben hurdacılık yapıyordum. Orada çalıştığım dönemde küçük olduğum için az maaş alıyordum. O yaşta iş kazası da geçirdim. Sigortasızdım bu yüzden patronum beni hastaneye götürmedi. Kendi imkânlarımla giderek tedavi oldum” diyor.
Veriler gerçeği yansıtıyor mu?
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, 2020 yılı Türkiye Nüfusu içinde Suriye doğumluların sayısı sadece 225 bin. Yani Türkiye’nin nüfus verilerinde, bu verilere dayalı olarak yapılan hesaplamalarda Suriyeliler ve diğer göçmenler hesaplamalara katılmıyor.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, geçici koruma statüsü ile Türkiye’de yaşayan, kayıtlı 3 milyon 691 bin Suriyeli bulunuyor. Sadece İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin sayısı 500 binin üzerindeyken, Türkiye’ye farklı yıllarda gelen düzensiz göçlerin sadece bir kısmı tespit edilebiliyor.
Ülke içerisindeki göçmen nüfus hareketliliğini, kayıt dışı çalışan mültecilerin artışıyla ilgili değerlendiren Doç. Dr. Serkan Öngel, “Türkiye’de devasa bir nüfus hareketi yaşandığı halde, istatistikler bu gerçekliği yansıtmaktan uzaktır. Bu veriler aynı zamanda kayıt dışı çalışmanın geldiği boyutları da ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. Nüfus verilerinde ülke içerisindeki göçmenlerin yeterince hesaplamalara katılmadığına dikkat çeken Öngel şunları söyledi: “Türkiye’nin nüfus verilerine dayalı olarak yapılan hesaplamalarda Suriyeliler ve diğer mülteciler yeterli düzeyde hesaplamalara katılmamaktadır.”