Hollanda Başbakanı Mark Rutte, 10 ülkenin büyükelçisinin, tutuklu iş insanı Osman Kavala hakkında yaptıkları açıklama konusunda geri adım atmadıklarını, gelecekte de benzer uyarıları yapacaklarını söyledi.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, G20 zirvesinde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi de dahil olmak üzere “10 büyükelçiyi sınır dışı etme tehdidi” hakkında konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı kararın ardından büyükelçiler, Türkiye’yi Osman Kavala’yı serbest bırakmaya çağırmıştı. Rutte, cumartesi günü Erdoğan ile yaptığı görüşmede, Hollanda’nın bir dahaki sefere böyle bir çağrıyı yineleyeceklerini söyledi.
G20 zirvesinin ardından Roma’da basına yaptığı açıklamada Rutte, “AİHM açıklama yaptığında Hollanda’nın her zaman bu açıklamalara dikkat çekme hakkını saklı tuttuğunu kendisine bir kez daha açıkladım. Başkana, gelecekte de bunu yapmaya devam edeceğimizi söyledim” dedi.
Rutte, Hollanda ve diğer Batılı ülkelerin, söz konusu çağrıyı ‘içişlerine karışmak’ olarak değil, ‘daha evrensel değerleri teyit etmek’ olarak gördüklerini belirtti.
Hollanda Başbakanı, Erdoğan ile yapılan görüşmede ikili ekonomik ilişkiler, göç ve Afganistan konularının da ele alındığını sözlerine ekledi.
Ne olmuştu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Ekim’de Eskişehir’de toplu açılış töreninde yaptığı açıklamada, “Kavala dediğin Soros’un Türkiye şubesi. 10 büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı’na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir ya? Siz burayı ne zannediyorsunuz? Burası Türkiye, Türkiye! Burada kalkıp da Dışişleri’ne gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz. Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. ‘Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz’ dedim. Zira, bunlar Türkiye’yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler. Türkiye’yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler” demişti.
10 büyükelçinin Kavala ile ilgili çağrısının ardından başlayan diplomatik krizde ABD Büyükelçiliği’nin başlattığı Viyana Sözleşmesi’nde yer alan ‘ülkelerin içişlerine karışmama’ taahhüdü hatırlatılmıştı.