Ana Sayfa Ekoloji IPCC: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SU DÖNGÜSÜNÜ YOĞUNLAŞTIRIYOR

IPCC: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SU DÖNGÜSÜNÜ YOĞUNLAŞTIRIYOR

0
IPCC: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SU DÖNGÜSÜNÜ YOĞUNLAŞTIRIYOR

Bu yaz yaşanan aşırı sıcaklıklar ve buna bağlı olarak görülen aşırı kuraklık (ABD’de 1200 yılda bir görülen-Avrupa da Beşyüz Yıldan beri ilk kez görülen) ve ardından gelen aşırı yağışlar ile yaşanan yıkıcı seller son IPPC raporunda değinilen dünyanın su döngösünün değişmesi ya da bozulmasının bir sonucu. İklim değişikliğini etkilerini yavaşlatmak mümkün ama artık durdurmak mümkün değil. Bu da önümüzdeki yıllarda bu tür aşırı hava olaylarının daha şiddetli ve daha yoğun yaşanacağını ortaya koymakta.

Dünya, Temmuz 2021’de aşırı yağışların Avrupa’daki asırlık evleri yıkayan, Asya’da toprak kaymalarını tetikleyen ve Çin’deki metroları sular altında bırakan sellere dönüşmesini izledi. 900’den fazla kişi bu yıkımda öldü. Bu yıl ise Avrupa ve Amerika yüz yıllardır görülmeyen aşırı sıcaklar ve nehir çekilmelerine bağlı aşırı kuraklıkla boğuştu. Aşırı kuraklığı ise seller takip ediyor. Ortada net bir iklimsel dengesizlik var ama dünya çaresizmiş gibi davranıyor. En son geçen yıl yayınlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunda ise dünyanın su döngüsünün bozulmasına bağlı olarak bu aşırlıkların olacağı belirtilmişti.

En son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporunun mesajı çok netti: iklim değişikliği yaygın, hızlı ve yoğunlaşıyor ve karbondioksit emisyonlarını büyük ölçüde azaltmak için acil eylem gerekiyor.  Ancak bu konuda gene havanda su dövüldü ve Putinin emperyalist hevesleri ile başlattığı Ukrayna savaşı da iklim değişikliğini yavaşlatmak için yapılacakları şimdilik rafa kaldırttı. En göze çarpan etkilerden bazıları, iklim değişikliğinin su döngüsünü yoğunlaştırmasından, daha yoğun yağış ve buna bağlı taşkınların yanı sıra birçok bölgede daha yoğun kuraklık getirmesinden kaynaklanmaktadır. Su güvenliği ve su ve sanitasyon sistemlerinin iklim direnci, küresel toplumun istikrarı ve sürdürülebilir kalkınma çabası için kritik öneme sahip.

Suyun Buharlaşıp Sonra Yağmur Olarak Geri Dönmesine Dayanan Su Döngüsü Bozuldu Bu da Aşırı Hava Olaylarını Tetikliyor-Fotoğraf Pexel-Pixabay

Su Döngüsü Bozuldu.

IPCC raporunda iklim değişikliğinin sonuçları ile ilgili bir çok saptama bulunuyordu bunlardan birisi de sun döngüzünün bozulduğu yönündeki saptma idi. Su döngüsü basitçe nehirlerdeki denizlerdeki suyun buharlaşarak atmosfere çıkması ve bulut oluşumlarını çoğaltması neticesinde buharlaşan nemin bulutlarda çöl tozları vb’lerin bulutları tohumlaması ile damlacıkların yoğunlaşarak yağmuri dolu ya da kar biçiminde tekrar yeryüzüne inmesi ve daha sonra bu suyun bir bölümünün tekrar buharlaşması ile bu sürecin döngüsel bir biçimde tekrar etmesine dayanıyor.

Su döngüsünü yoğunlaştıran bir dizi faktör var, ancak en önemlilerinden biri, ısınma sıcaklıklar havadaki nem miktarının üst sınırını yükseltiyor. Bu, daha fazla yağmur potansiyelini artırıyor. İklim değişikliğinin bu yönü, tüm kanıtlarla tarafından doğrulanmakta.:Bilgisayar modelleriyle öngörülen temel fizikle ve gözlemsel verilerde, sıcaklık artışıyla birlikte yağış yoğunluğunun genel bir artışı net olarak gözlemlenebiliyor. Bunu ve su döngüsündeki diğer değişiklikleri anlamak, afetlere hazırlanmaktan daha fazlası. Su, tüm ekosistemler ve insan toplulukları ve özellikle tarım için temel bir kaynak. Ve bunun bozulması tüm bunlarda istikrarsızlık yaratıyor.

Rapora göre Küresel olarak, günlük aşırı yağış olayları, küresel sıcaklıkların arttığı her 1 Santigrat derece (1.8 Fahrenhayt derece) için yaklaşık %7 oranında yoğunlaşacak. Rapor, dağ buzullarındaki azalmalar, mevsimlik kar örtüsünün süresinin azalması, karların erken erimesi ve farklı bölgelerdeki muson yağmurlarındaki zıt değişiklikler de dahil olmak üzere, küresel sıcaklıklar arttıkça aşırılıklara ek olarak su döngüsünün diğer birçok önemli yönünün de değişeceğini gösteriyor. Bu durum milyarlarca insanın su kaynaklarını etkileyecek.

IPCC Raporunda Yaşananlar Öngörülüyor

Raporda su döngüsündeki değişime ilişkin şu saptamalar yapılıyor. ”Daha sıcak bir iklim, hava sistemlerine nem taşınmasını artırır, yüksek güvenirlikle yağışlı mevsimleri ve atmosferik olayları daha ıslak hale getirir. Yüzeye yakın atmosferik su tutma kapasitesindeki 1°C ısınma başına yaklaşık %7’lik bir artış, şiddetli yağış olaylarının (günlükten mevsimlik zaman ölçeklerine kadar) benzer bir şiddetlenme büyüklüğünü açıklar; aşırılıklar meydana gelir. Çok ıslak ve çok kuru olayların şiddeti, ısınan bir iklimde artar (yüksek güvenilirlik), ancak atmosferik sirkülasyon modellerindeki değişiklikler, önemli bölgesel farklılıklar ve mevsimsel zıtlıklar ile bu aşırılıkların nerede ve ne sıklıkla meydana geldiğini değiştirir. Tropikal dolaşımın küresel ısınma ile yavaşlaması, muson bölgelerinde ısınmanın neden olduğu yağış güçlenmesini kısmen dengeler (yüksek güven). Arazi üzerindeki ısınma, atmosferik buharlaşma talebinde ve kuraklıkların şiddetinde bir artışa neden olur (yüksek güven). Karada okyanusa göre daha fazla ısınma, atmosferik sirkülasyon modellerini değiştirir ve ortalama olarak, bölgesel kurumaya (yüksek güvenirlik) katkıda bulunan kıtasal yüzeye yakın bağıl nemi azaltır.

Kuraklık ve Aşırı Yağış Birlikte Görülecek

Artan atmosferik CO2 konsantrasyonları, bitki büyümesini ve su kullanım verimliliğini arttırır, ancak bu faktörlerin bölgesel su döngüsü değişikliklerini nasıl yönlendirdiği konusunda düşük bir güven vardır. İnsan kaynaklı iklim değişikliği, 20. yüzyılın ortalarından bu yana küresel su döngüsünde saptanabilir değişikliklere neden olmuştur (yüksek güvenirlik). Küresel ısınma, atmosferik nem ve yağış yoğunluğunda genel bir artışa (yüksek güvenilirlik), artan karasal evapotranspirasyona (orta güven), kuraklıktaki küresel kalıpları etkilemiştir. Sera gazı zorlaması, yağışlı ve kurak mevsimler ve tropik araziler üzerindeki hava rejimleri arasındaki yağış miktarlarında artan kontrastlara (orta güvenirlik) ve kuzeydeki yüksek enlemlerde tespit edilebilir bir yağış artışına (yüksek güvenirlik) neden olmuştur. Sera gazı zorlaması aynı zamanda Akdeniz, güneybatı Avustralya, güneybatı Güney Amerika, Güney Afrika ve batı Kuzey Amerika (orta ila yüksek güvenilirlik) dahil olmak üzere kuru yaz iklimlerinde kurumaya da katkıda bulunmuştur. İlkbaharda eriyen karların erken başlaması ve buzulların artan erimesi, yüksek enlem ve düşük rakımlı dağ havzalarında akarsu akışındaki mevsimsel değişikliklere zaten katkıda bulunmuştur (yüksek güven).”

Bu saptamalar ile bu yaz yaşanan aşırı sıcak hava ve ardından gelen seller. Özellikle de Pakistanda “canavar muson” olarak adlandırılan aşırılaşmış muson döngüsü sonucu yaşanan olağanüstü sel olgusunu büyük oranda izah ediyor. İklim değişiminin durdurulamaması bu iklimsel aşırılıkların giderek daha çok yaşanacağını net olarak ortaya koymakta.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here