Ana Sayfa Muhalefet Kızılöz: “Çözüm yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu ortadan kaldırılmaktır”

Kızılöz: “Çözüm yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu ortadan kaldırılmaktır”

0
Kızılöz: “Çözüm yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu ortadan kaldırılmaktır”

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, kadın yoksulluğunun önüne geçebilmek için toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanması gerektiğini söyledi. DİSK Ankara Kadın Komisyonu Sözcüsü Nevin Kızılöz, mücadele alanlarının genişletilmesi çağrısı yaptı. Türkiye’de, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve AKP’nin politikaları nedeniyle yoksulluktan en çok etkilenen kesim kadınlar oluyor. Gıdadan hijyen ürünlerine kadar gelen fahiş zamlar ve işsizlikle beraber katmerleşen yoksulluk, kadınların ortak gündemi haline geliyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara Kadın Komisyonu Sözcüsü Nevin Kızılöz ile gün geçtikçe derinleşen kadın yoksulluğuna ilişkin konuştuk. 

KADIN EMEĞİ DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR

 Kadınların, kaynaklara ve gelirlere ulaşmada erkeklere göre dezavantajlı olduğunu belirten Koyun, cinsiyete dayalı iş bölümünde kadının emeğinin değersizleştirilirken, erkeğin emeğinin “kıymetli” hale getirildiğine işaret etti. Koyun, “Bu da ücret politikasını belirleyen bir statüye geçiyor. Kadınlar daha az ücretle karşı karşıya kalırken, ‘erkek işi’ olarak tanımlanan yerlerde ücretlerin kadınlara oranla daha fazla olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. Kadın yoksulluğunun ne iktidarın ne de muhalefetin temel gündemi olmadığı yönünde eleştiri yapan Koyun, “Kadınlar dışarıda emek üretirken evde de emek süreçlerinin birebir yürütücüsü. Bu da aslında kadınların çalışma hayatının içerisine girmesine ve istihdam sürecinde yer almasının önüne geçiyor. Geçim sürecinden erkeklerin sorumlu olduğu düşünülen bir kültürel algı içerisinde cinsiyet eşitliği politikalarını öncü almak gerekiyor” dedi.

 AKP’NİN TABANI DA RAHATSIZ

  Diyanet İşleri Başkanlığı’nın din üzerinden halkın tepkisini dindirecek söylemlerine hatırlatan Koyun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibariyle geniş kesimler enerji ve gıda gibi temel ihtiyaçlara erişemiyor. Siyasal islamın geliştirdiği bu dil, toplumda karşılık bulmuyor. Şatafatın olduğu, sermayenin lüks içerisinde yaşadığı ve iktidarın kendi yaşam algısı üzerinden topluma ‘azla tamah edin’ demesi isyanı ortaya çıkartıyor. Artık insanlar ‘tencerelerimiz kaynamıyor’ diyor. AKP’nin kendi tabanı içerisindeki insanlar geçinemediklerini birçok yerde dillendirmeye başladı. Yoksulluğun üzerini bu söylemlerle kapatacak durumları kalmadı artık.” Ülkede yaşanan kriz karşısında sokak eylemlerinde ısrar etmek gerektiğinin altını çizen Koyun, “Önümüzdeki dönemde hem kadın örgütleriyle bir araya geleceğiz, hem de bölgede de güvencesiz çalışmanın yoğun olduğu iş kollarında emekçilerle bir araya gelerek kadın yoksulluğuna dair çözüm önerilerini tartışacağız. Şu anda bir program hazırlığındayız. Kadın emeği mücadele hattının oluşturulması bizim açımızdan önemli. Bu ağı oluşturmak için kadınlarla bir araya geleceğiz” ifadelerini kullandı.

 BEDELİNİ KADINLAR ÖDÜYOR

 DİSK Ankara Kadın Komisyonu Sözcüsü Nevin Kızılöz, ekonomik krizin sebebi kadınlar değilken, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle krizin bedelini kadınların ödediğini söyledi. Kızılöz, “Çözüm yoksulluğu yönetmek değil, yoksulluğu ortadan kaldırılmaktır. 2018’de başlayan kriz, pandemiyle beraber derinleşti. Bu dönemde kadınların üzerine daha çok yük bindi. Çünkü işten çıkartılan ve ‘evde tencere kaynatması gereken’ ne yazık ki kadınlar oldu” şeklinde konuştu. 

 ÇÖZÜM SOKAKTA 

Kızılöz, kadın işsizliğinin 3 milyon 693 bine ulaştığını belirterek, çözüm için sokağı işaret etti. “Mücadele alanlarının genişletilmesi” çağrısı yapan Kızılöz, “Sözün bittiği yeri geçtik. ‘Sosyal yardım’ adı altında üç beş paket makarna vermek bu yoksulluğu ortadan kaldırmıyor. Devletin yaptığı bundan öteye gitmiyor. Bunun tek çözümü, örgütlenerek mücadele etmek. Bizim başka şansımız yok. Sendikalar olarak bize düşen de iş yerlerindeki kadınları sendikal faaliyetler içerisinde örgütlemek” dedi.

  MA / Berna Kişin 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here