Ana Sayfa Haberler KÖKSAL ENGÜR’ÜN ARDINDAN GÖRMEYE DAİR- Hakan Tuncal

KÖKSAL ENGÜR’ÜN ARDINDAN GÖRMEYE DAİR- Hakan Tuncal

0
KÖKSAL ENGÜR’ÜN ARDINDAN GÖRMEYE DAİR- Hakan Tuncal

Onu ilk kez koyu kopkoyu karanlık bir odada, karanlıklar içinde, karanlık dağılıp da yansıdığında ışık yüzüne gördüm. Sesini çokça duymuştum fakat. Okuldan eve gelir gelmez acardım o sihirli kutuyu. Bazen Büdü olurdu, bazen Red Kit. Ama en çok “saçççmalama kuzen” diyen Balki’yi sever onun, kuzeni Larry ile yaptığı mutluluk dansını ağabeyimle yapmaya çalışırdım.

Onu ilk kez koyu kopkoyu karanlık bir odada, karanlıklar içinde, karanlık dağılıp da yansıdığında ışık yüzüne gördüm. Eski binyılın son günleriydi. Aksanat’ta, o küçücük salonda, gördüm onu ben. Zaten büyük oyuncuları küçük salonlarda görmeyi sevmişimdir hep. İki dev oyuncu daha vardı sahnede. Tilbe Saran ve Cüneyt Türel. Frank olmuştu bu kez. Karısı Molly’yi görmeye ikna etmeye çalışan Frank. Yönetmen Işıl Kasapoğlu Brian Friel’in Molly S. oyununu sahneye koyuyordu. Tüm seyirciler salonda yerlerini aldığında ışıkları tamamen kapatıp bizleri koyu kopkoyu bir karanlığın ortasında bırakmıştı yönetmen, dakikalarca. Görmemenin ne demek olduğunu biraz anlayalım diye. Algılamanın, tanımanın sadece göz ile ilgili olmadığını kavratmak için belki de.

Onu ilk kez koyu kopkoyu bir karanlık içinde Frank olarak gördüm. Molly’yi karanlıklar içinden çıkarmaya çabalıyordu. Molly istekli değildi ama buna. Görmüyordu ama algılıyordu. İçinde bulunduğu dünya, düşlediği, hissettiği bir yerdi. Mutluydu orada. Herkesin gördüğü dünyayı görmeye pek de sıcak bakmıyordu. Hayal ettiklerinden oluşan tanıdık âlemde kalmayı tercih ederdi. Israrlarına dayanamadı ama sevgili kocasının. Razı oldu görmeye. Karanlık ama tanıdık dünyası, eğlenceli ve hoştu Molly’nin. Aydınlık ama yabancı dünyasında tedirgindi Molly. Korkuyordu artık. Bu görsel dünya tehlikeliydi, saldırgandı, huzur bozucuydu, tehditkârdı.

Hakan Tuncal

Onu ilk kez koyu kopkoyu bir karanlık ortasında bizleri görmeye davet ederken gördüm. Işıklar üzerindeydi hep onun. Işığını yaymak istiyordu, yayıyordu da. Kaybettik bir gün onu. Onunla beraber ne çok şeyi de kaybettik. Görmeye, duymaya, hissetmeye, algılamaya devam edeceğiz ama. Red Kit’te, Balki’de, Büdü’de ve daha nicelerinde…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here