Ana Sayfa Ekoloji [Kömür kokusunda kamp İzlenimleri Cansu Acar 1-2-3] İklim Adaleti Koalisyonu, Yeşil Sol Parti, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistler ve vatandaşlar Çaycuma’da buluştu

[Kömür kokusunda kamp İzlenimleri Cansu Acar 1-2-3] İklim Adaleti Koalisyonu, Yeşil Sol Parti, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistler ve vatandaşlar Çaycuma’da buluştu

0
[Kömür kokusunda kamp İzlenimleri Cansu Acar 1-2-3] İklim Adaleti Koalisyonu, Yeşil Sol Parti, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistler ve vatandaşlar Çaycuma’da buluştu
fotoğraf telgraf

ZONGULDAK – İklim Adaleti Koalisyonu ve Yeşil Sol Parti üyeleri, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistler ve vatandaşlar Çaycuma’da bir araya geliyor. Yeşil Gazete’nin de kamp çantası hazır; beş günlük kamp için 17 Ağustos’ta yollara düşüyoruz. 

Sabah saat 9.00’da Kadıköy’den ekoloji aktivistleriyle birlikte yola çıkıyoruz. Kampa yolculuk minik bir minibüste 11 kişiyle başlıyor. 

Ağaçların arasında

İstanbul’dan Çaycuma’ya yedi saatlik yolculuğun sonlarına doğru gözlerinizi ağaçlar kaplıyor. Ancak bu, yolculuğun yalnızca bir saatlik kısmı. 

Bu ana kadar ormanlık alanları delip geçen taş ocaklarıyla, çevresinde tozdan bir fanus varmışçasına görünen fabrikalarla, suyu çekilmiş ırmakla baş başasınız. Bir noktada sizi tarihi 1937’lere varan, kömür nakliyesi için işletmeye açılmış Filyos-Çatalağzı demiryolu hattı takip ediyor. Kömürlerin taşındığı yoldan usulca Zonguldak’tan, Filyos’tan geçiyorsunuz. 

Çaycuma’ya yolculuk, son durakta yaklaşık 70 kişiyi buluyor. 

Kampa katılan 7’den 70’e yurttaşları ekolojik yıkımdan, LGBTİ+ haklarına; ekonomik krizden, aktivizme kadar çeşitli alanlar forum ve atölyeler bekliyor. 

Kaygı ve umutsuzluk

Çadırların kurulmasının ardından kendimizi birden felsefe üzerine Metin V. Bayrak’ın moderatörlüğünde yapılan etkinlikte buluyoruz.

Çaycuma’da bir araya gelenler birbirlerine, insan ilişkilerinde çoğunlukla çok daha sonraki evrelerde konuşulan duygularından, kaygılarından bahsediyor. 

İkili konuşmalardan yükselen ortak duygular var: Kaygı ve umutsuzluk. Gelecek kaygıları, mücadele ederek hayatta kalmak, gözaltına alınmanın travmaları ve özlem üzerine konuşuluyor. 

Madenci mendili

Zonguldak Çevre Koruma Derneği‘nden tiyatro sanatçısı, müzisyen ve yazar Fahri Bozbaş’ın kömürün karası üzerine gerçekleştirdiği tiyatro gösterisinde ise en çok madenci mendili dikkat çekiyor. 

Bozbaş, madencinin akan kanından ve terinden bahsediyor. Kanın ve terin birbirine karıştığı keten dokuma bir mendilin şarkısını dinliyoruz:

 “Mendilim keten dokuma

Çalışırım soluk soluğa

Ciğerim kömürden körük

Mendilim bağlı boynuma”

Zonguldak ve kömür kokusu… Bunu takiben de termik santraller… 

2022 Mart sonu itibarıyla kurulu gücün kaynaklara dağılımında linyit, ithal kömür, taş kömürü ve asfaltitin payı yüzde 20,3 boyutunda. 

Türkiye’nin 2020’deki sera gazı emisyonlarının yüzde 25’i de kömürden kaynaklanıyor. 

İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Levent Büyükbozkırlı Türkiye’de hükümetin ve şirketlerin söylemlerine göre enerji arzı ihtiyacının aslında doğru olmadığına dikkat çekiliyor. 

Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk ise Zonguldak’taki ekolojik yıkımları aktarıyor.

Bir ağacın rahatı nasıl kaçar?

Alaplı’dan Erdemir‘e, Ereğli‘den Çaycuma‘ya kadar çeşitli çevre tahribatlarına dikkat çeken Öztürk, Alaplı’daki Anıt Ağacı’na işaret ediyor.

Ağaç, dört bin yaşını geçeli bir yüz yıl olmuş. Etrafında koruma yerine altın ve bakır arandığını, cüruf tesisi açılmaya çalışıldığını söyleyen Ahmet Öztürk, ağacın bile rahatının kaçırılmaya çalışıldığını aktarıyor.

Kirlilik turizmi

OYAK Maden Metalürji‘nin ana şirketi olan Erdemir’in fabrikasına değinen Öztürk, balıkçı kasabasının endüstri kentine dönüşümünü anlatıyor ve Zonguldak’taki tahribata ilişkin şunları aktarıyor:

“Kömür Ereğli’de çok ciddi bir kirlilik kaynağı. Kandilli Borcam‘da ise silis çıkarılıyor.

Çatalağzı’nda da bir tür turizm gelişti: Kirlilik turizmi. Işıkveren’le birlikte Türkiye’de dağıtımı başlıyor. Biz önceden Işıkdere ile çok iftihar ederdik ‘Ticari niteliği olmayan kömür, Işıkdere’de yakılıyor ve Türkiye’ye ışık saçıyor’ diye. O zaman bilmiyorduk. Çocuktuk. “

Bugünün çocuklarının da arasında bulunduğu kampçılarla birlikte Zonguldak’taki ekolojik yıkım üzerine konuşmalar yapılıyor. Kampın gündem maddesi doğa, özgürlük ve aktivizm.

Gübre için milyarlarca lira yatırım öngörülen şirket vergiden muaf

Bir sonraki durağımız ise Filyos olacak. 596 hektardaki Filyos Endüstri Bölgesi… Alanın tamamı gübre fabrikası için Tosyalı Holding’e devredilmiş durumda. Bugün ise Resmi Gazete‘de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla duyurulan yeni bir karar var.

Karar kapsamında şirkete gümrük vergisi muafiyeti, KDV iadesi ve istisnası, yüzde 100 vergi indirimi, 10 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği, 75 milyon TL nitelikli personel desteği gibi ayrıcalıklar sağlandığı görülüyor.  

Gübre üretimi için öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 31 milyar 500 milyon TL. 

[Kömür kokusunda kamp-2] Zonguldak sokaklarında dolaşan hayalet: Kanser

Ekoloji kampı üçüncü gününde hız kesmeden devam ederken sokaktan çıkan seslere kulak veriyoruz: Halkın yüzde 60’ı solunum yolları hastalıklarından mustarip. En çok görülen hastalık ise; kanser.

ZONGULDAK – 17 Ağustos’ta katıldığımız İklim Adaleti Koalisyonu’ndan ve Yeşil Sol Parti’den üyelerin, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistlerin ve vatandaşların katıldığı ekoloji kampında, yağmur geçirmiş çadırımızda yeni bir güne uyanıyoruz. 

[Kömür kokusunda kamp-1] Çaycuma yolunda: Kirlilik turizmi

Gündemde Filyos’a yapılacak gezi var. Ancak Filyos’un öncesinde pazarda, kahvehanelerde ve marketlerde konuşulanlara dikkat kesiliyoruz. Çaycuma kadınlarını dinliyoruz:https://www.youtube.com/embed/j6XkJdMaO_w?feature=oembed

2700 yıllık geçmişi olan Tios Antik Kenti’ne çıkmadan evvel kampçılar GBT testinden geçiriliyor. Eksiksiz devam edilen yokuşun sonunda antik kent var. Yol boyunca kuraklığın ve kirliliğin yansıdığı su kaynaklarıyla yüzleşen kampçılar Tios’tan Karadeniz’e bakıyor. 12,5 yaşındaki kampçı Elif’in sözleriyle:

“Okyanus gibi!”

Filyos – Fotoğraf: Cansu Acar

Filyos’a bakınca karşılaşacağınız kirliliğin ve çekilmenin ötesinde ve/veya gerisinde bulunan faaliyetler ise yıllardır gündemde.

Tios antik kentine doğru… – Fotoğraf: Cansu Acar

Filyos Vadisi, resmi kaynaklardaKızılırmak’tan Sakarya’ya kadar bölgenin en değerli ekosistemi şeklinde ifade ediliyor. “Türkiye’nin ilk mega endüstri bölgesi”… Şöyle de denebilirdi: Termik santrallerin, çimento fabrikasının, petrokimyanın, kömür-cevher depolama tesislerinin mekanı… Ancak yıllardır buna karşı mücadele yürütülüyor.

Bayram Sarı (solda), Önder Öner (sağda) – Fotoğraf: Cansu Acar

Bu konuyu sürekli gündemlerinde tutan ekoloji aktivistleri, Ereğlili Yazar Bayram Sarı‘ya binevi mücadele üzerine yazılmış bir kitap olan Kağıt Gemi üzerinden mücadeleye ilişkin sorular yöneltiyor. Yurt içi ve dışında birçok farklı alanda çalışmış olan yazar, 12 Eylül’ü ve devrimi anlatıyor; parçalanan yaşamları, işkenceleri ve açlık grevlerini aktarıyor. Aktivizme ve mücadeleye dair değerlendirmelerde bulunan Sarı, günümüzdeki hak mücadelelerine geçmişten ışık tutuyor. 

‣ Gaz gaz, nereye kadar? Cennet Filyos’ta sona doğru…

Kirlilik akan bir ırmak

Filyos Çayı veya Yenice Irmağı’yla karşılaştığımız herhangi bir nokta aslında bir manzaraya bakmanın hazzını vermiyor. Daha çok bir yokluğa bakıyormuşsunuz hissi hakim. Akan ırmak duran toprağı ve kirliliği işaret ediyor. 

Yenice/Filyos Irmağı – Fotoğraf: Cansu Acar

Şehirde sudan çok iş makinalarıyla karşılaşıyoruz. Kamyonlar, vinçler her bir yanda… Bir yandan 2023’te tamamlanması planlanan Filyos Vadisi Projesi, bir yandan milyonlarca liralık devlet desteğiyle yüzde yüz vergisiz çalışmasına onay verilmiş gübre üretim fabrikası, yüzlerce hektarlık alanları kaplayan projeler yapılıyor. 

Ayrıca Zonguldak’ta gözlemlediğimiz çevre tahribatlarına ek Ereğli’deki sorunları da Karadeniz Ereğli Çevre Platformu koordinatörlerinden Önder Öner’den dinliyoruz. 

Sümerbank Filyos ateş tuğlası fabrikası – Fotoğraf: Cansu Acar

Öner, Çatalağzı termik santralleriyle Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan Erdemir’in yarattığı hava kirliliğinden, son dönemde artan ağaç kesimlerine; borcam tesisindeki silisyumun etkilerinden, demir çelik fabrikalarından çıkan cürufların yarattığı tahribata ve geçmiş yıllara göre 3-4 kat artan ağaç kesimine kadar birçok soruna değiniyor:

“Ereğli’de ciddi bir hava kirliliği problemi yaşıyoruz. Bu İl Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Müdürlüğü’nün ortaya koymuş olduğu verilerle de örtüşen bir sonuç.”

‣ Çatalağzı: Kömürün nefesi

Öner, bir ay önce düzenlenen Sevgi, Barış ve Dostluk Festivali’nde yaptıkları bir ankete işaret ediyor: Sonuçlar bölgede ankete katılan kişilerin yüzde 60’ında solunum yolu hastalığı olduğunu gösteriyor.  

Çaycuma pazarı – Fotoğraf: Cansu Acar

Zonguldak’tan yükselen acı: Kanser

Bunu Çaycuma’daki vatandaşlara da soruyoruz. Kadınlar seralarında ürettikleri sebze ve meyveleri Çaycuma pazarında satıyorlar… 

Hayatları boyunca Zonguldak’ta yaşamış emekçi kadınlara hava kirliliğinden kaynaklı solunum yolu sorunları, hastalıkları olup olmadığını soruyoruz. 

Çaycuma pazarı – Fotoğraf: Cansu Acar

Neredeyse her kadından kanser kelimesini duyuyoruz. Bazılarında ciğer bazılarında kalp bazılarında solunum yolu rahatsızlıkları olduğunu dinliyoruz. Bölgedeki yaygın kanser sorunu ise herhangi bir konuyla ve/veya sorunla ilişkilendirilmiyor. Memleketlerinin çok iyi olduğunu, sanayinin şehri geliştirdiğini söylüyorlar.  

Fakat Zonguldak’tan yükselen ortak sesin kanser olduğunu söyleyebiliriz. Bir sokaktan geçtiğinizde muhakkak duyduğunuz bir kelime. 

İnsanların selamlaşmasının ardından bir ölüme dair söylenen bir kelime. 

Eşe dosta markette bildirilen bir kayıptan yükselen bir kelime:

Kanser.

[Kömür kokusunda kamp-3] Dönüş: Zonguldak’tan kalanlar…

Beş günlük ekoloji kampı son buldu. Zonguldak’ta kömür yollarına paralel yolculuk ederken tünellerden, pazarlardan, müzelerden ve meydanlardan geçtik ve şu sözler hala aklımızda: Her türlü havasını teneffüs ederler. O insanlar tedavi olmazsa yaşama şansları yok.

ZONGULDAK– İklim Adaleti Koalisyonu ve Yeşil Sol Parti‘den  üyelerin, çeşitli ekoloji derneklerinden aktivistlerin ve vatandaşların katıldığı beş günlük ekoloji kampı son buldu.

‣[Kömür kokusunda kamp-1] Çaycuma yolunda: Kirlilik turizmi
[Kömür kokusunda kamp-2] Zonguldak sokaklarında dolaşan hayalet: Kanser

Yaklaşık 70 kişinin katıldığı kamp boyunca ana gündem maddesi kömür ve termik santrallerin çevrede ve canlı yaşamında yapmış olduğu tahribattı.https://www.youtube.com/embed/KdOA2DB-JX8?feature=oembed

Neredeyse her sokağında madene yıllarını vermiş emekçiler veya yakınlarıyla karşılaştığımız Zonguldak’a yaz döneminde gidilmiş olmasının da etkisiyle şehirde kara’msar bir hava söz konusu değil. Kına gecelerinden ve düğünlerden köçek sesleri geliyor. Sokaklardan yükselen kanser kelimesinin dışında her şey yolunda görülüyor.

Zonguldak Maden Müzesi – Fotoğraf: Cansu Acar

Madenin çok ötesindeki bahçelerde asılan çamaşırların dahi karardığı nam-ı diğer kömürün memleketinde, kampçılar iklim krizini, ağaç kıyımını, hava kirliliğini, kuraklığı, LGBTİ+ haklarını ve ekonomik krizi konuşuyor.

Her gün bir başka bölgedeki ekolojik tahribatlar kampçıların masalarında konuşulan konular arasında kendine yer buluyor. Her an bir yerlerde ekoloji mücadelesi verildiğine dair değerlendirmelerde bulunuluyor. Ancak kampçılarla yöre halkının en çok kesiştiği konu hayat pahalılığı.

Fener Mahallesi, Liman Tünelleri – Fotoğraf: Cansu Acar

Pazarda karşılaştığımız Zonguldaklı kadınlar, çocuklarının iş bulamayışını, hastalıklarını, seralarda yetiştirdikleri sebzelerin ne kadar zor şartlarda yetiştiğini ve kazançlarının yetmediğini söylüyor.

Bir yandan da eskiden madende çalışan ve artık sebze meyve satmaya başlayan Kemal Özkan‘dan kendisinin de lokomotif sürücüsü olarak madencilerin anayol dedikleri kısımda kömür vagonlarını çektiğini ancak yerin altında çalışmadığı için kömür çıkarma süreçlerinden çok etkilenmediğini öğreniyoruz. Özkan yerin altında çalışanların hayatını şöyle anlatıyor:

“Her türlü havasını teneffüs ederler. O insanlar tedavi olmazsa yaşama şansları yok. O insanlardan nadir, kendine bakabilenler ayakta kaldı, kendine bakamayanlar maalesef bu dünyadan göçtü gitti. Ciğerler gitti, böbrekler gitti.”

Zonguldak Maden Müzesi – Fotoğraf: Cansu Acar

Zonguldak Maden Müzesi’ndeki kömüre övgüler yağdıran tanıtım videosundan ise şu sözler duyuluyor: 

“Çocuğunu babasız bırakan işçi, ülkesini kömürsüz bırakmadı. İçinden üç il, üç üniversiteyi işte böyle çıkardı.”  

Kampta cinsiyet ve LGBTİ+ üzerine…

Kampta kömürün çevre ve dolayısıyla canlı sağlığına etkilerinin yanı sıra kadın ve LGBTİ+ mücadelesine yoğun bir şekilde değinildi. 

LGBTİ+ toplantısından – Fotoğraf: Cansu Acar

Yeşil Sol Parti temsilci ve üyeleri LGBTİ+ hak ve toplumsal cinsiyet normları üzerinde değerlendirmelerde bulunurken bu alanda Türkiye’de daha çok farkındalık olması için öncelikle dil üzerinde değişiklikler yapılması gerektiğine işaret etti. 

Bazı üyeler ise cinsiyetsiz tuvaletler gibi çözümlerin ayrıştırıcı normlara karşı bir nebze olsun yardımcı olabileceğine değindi.  Ayrıca cinsel kimlik ve bunlara toplumun yüklediği anlamlar üzerine de konuşuldu.

Fener Mahallesi’nden Zonguldak’a dönüşte yollarda taş ocakları ve yollar için çalışmalar yapılıyor. Fotoğraf: Cansu AcarKamp alanında onlarca köpek ve yavruları dolanıyor. Kampçılarla birlikte kalkıp onlardan biraz erken uyuyorlar.

Geceleri ise Zonguldak Çevre Koruma Derneği‘nden tiyatro sanatçısı, müzisyen ve yazar Fahri Bozbaş’ın düzenlediği eğlenceler sürerken, masaların konusu, memleket meseleleri…

Kanser düşüncesiyle Zonguldak’tan dönüş…

Amasra’ya doğru dönüş yolculuk başlıyor. Sokaklarında çoğunlukla Zonguldaklı ve Ankaralı yurttaşlara rastlayacağınız Amasra sokaklarında her şey biraz daha sakin görünüyor. Dönüşte ise kampçıları Prof. Dr. Haluk Levent’in ‘Ekonomik Kriz: Enflasyon ve Hayat Pahalılığı’ başlıklı sunumu karşılıyor. 

Amasra’da denizden sonra gelen rahatlamanın ardından ekonomik krizle karşı karşıya kalmanın vermiş olduğu bir şok var. Sonrasında her biri bir gerçekliğe işaret eden rakamlara kulak kesiliyor kampçılar. Kampta son gece…

Ereğli – Fotoğraf: Cansu Acar

Zonguldak’tan İstanbul’a bir kanser düşüncesiyle geri dönüyoruz. Bir de aklımızda 12,5 yaşındaki Elif’in, 11 yaşındaki Esma’nın ve 6 yaşındaki Miran’ın Fahri Bozbaş’la birlikte söylediği dillere pelesenk olan eve dönüş şarkısı var: 

“Parkta yeşil ağaçlar, 

Çadırda serili matlar

Misafir olduk toplandık 

Dostluk, eğlence için…”

Yeşil Gazete

İzlenimlere bazı fotoğraflar Telgraf tarafından eklenmiştir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here