Ana Sayfa Makale Köy Okulları Gerçeği- Alaaddin Dinçer

Köy Okulları Gerçeği- Alaaddin Dinçer

0
Köy Okulları Gerçeği- Alaaddin Dinçer

Öğrenci bulunmayan köy okullarının “Köy Yaşam Merkezi” olacak şekilde planlanıp tasarımlanacağı söylense de, bu merkezlerin açılma, kapanma, temizlik hizmeti ve mesleki eğitimleri verme gibi işlerin nasıl yapılacağı da bilinmemekte. Son dakikada bir önerge ile Şura kararları arasına dahil edilen “din eğitiminin okulöncesini de kapsamı içine alan” kararının yaşama geçirilmesi durumunda okulların yeni “sıbyan mektepleri” ne dönüşmesinin kaçınılmaz olacağı eleştirisi de eğitim bilimcileri kaygılandırmakta.

Köy okullarının kapanması ve ardından süren tartışmalar sonrasında okulların yeniden açılmasına karar verildi. MEB’in okul açma kapatma yönetmeliğinde yaptığı yeni düzenleme ile, taşımalı eğitime geçilmesinin ardından yıllardır kapalı olan ve bir çoğu harabeye dönen köy okulları yeniden açılacak. Yeni düzenlemeyle öğrenci sayısına bakılmaksızın köy ilkokullarının hepsi eğitime geçecek. En az 5 çocuk bulunan köylerdeki okullarda ana sınıfı açılabilecek. Düzenleme ile kapalı okul binalarının yeniden eğitim birimi olarak açılması amaçlanıyor.
Bu kapsamda okul binalarının yeniden eğitim birimi olarak kullanılması için harekete geçileceğini açıklayan MEB’in, “Köy Yaşam Merkezleri” konseptiyle de köy okullarında tarım ve hayvancılık gibi alanlarda halk eğitimi kursları düzenleneceği ve yaz kamplarında çocukların hem deneyimleyip öğrenecekleri hem de eğlenceli bir tatil geçirecekleri, böylece her 10 çocuktan birinin köyde yaşadığı Türkiye’de çocukların, kilometrelerce yol gitmeden nitelikli eğitime ulaşabileceği iddia edilmekte.

Köylerde bulunan okulların kapatılmasının nedenlerinin başında; köylerde nüfusun azalması, kalan az sayıdaki nüfusun yaşlanmış olması, çocukların çoklu öğretmenin bulunduğu okullarda farklı yerleşimlerden gelen çocukların etkileşimleri, sosyalleşmeleri, birleştirilmemiş sınıflarda geniş olanaklı ortamlarda öğrenmenin daha sağlık olabileceği gerekçelerine dayandırılmıştı. Köy okullarının kapatılması uygulaması 2012-13 eğitim öğretim yılında geçilen 444’lük eğitim modeli ile taşımalı eğitim yaygınlaştırılmıştı. MEB’in 2020-21 verilerine göre taşımanın yapıldığı merkez sayıları ile taşınanların bulunduğu merkez sayılarına bakıldığında;

*özel eğitim taşınılan merkez 7 bin 897 taşınan çocuk sayısı 106 bin 369

*ilkokul taşınan öğrenci sayısı 288 bin 579, ortaokul 433 bin 540, taşınılan merkez sayısı toplamı 41 bin 845 taşınan merkez sayısı 12 bin 58

*ortaöğretim taşınan merkez 6 bin 112 taşınan öğrenci sayısı 450 bin 527

Ayrıca taşınan öğrenci dışında kalan ve halen köylerde okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde 622 bin 695 öğrenci okumakta,55 bin 764 öğretmen görev yapmakta.

Her ne kadar köy okullarının sayı sınırına bakılmaksızın açılacağı söylense de bunun çok kapsamlı olması olası görünmemekte. Ayrıca okulöncesi açılabilmesi için sayısının 5’e çekilmesi de pek çok soruyu beraberinde getirmekte. Bu sorunların ve soruların başında; oluşacak öğretmen açıklarının nasıl kapatılacağının açıklanmamış olması,  öğretmen ihtiyacının kapatılmasının yeterli eğitim süreçlerini tamamlamamış ek ders ücreti karşılığı görevlendirmeler ile kapatılması ilk sırada gelmekte. Bunların yanında okullarda yürütülecek eğitim öğretim faaliyetlerini denetleyecek yeterli teftiş ve rehberlik personelinin yokluğu da başlı başına bir sorun alanı oluşturmakta. Öğrenci bulunmayan köy okullarının “Köy Yaşam Merkezi” olacak şekilde planlanıp tasarımlanacağı söylense de, bu merkezlerin açılma, kapanma, temizlik hizmeti ve mesleki eğitimleri verme gibi işlerin nasıl yapılacağı da bilinmemekte. Son dakikada bir önerge ile Şura kararları arasına dahil edilen “din eğitiminin okulöncesini de kapsamı içine alan” kararının yaşama geçirilmesi durumunda okulların yeni “sıbyan mektepleri” ne dönüşmesinin kaçınılmaz olacağı eleştirisi de eğitim bilimcileri kaygılandırmakta.

Sonuç olarak, öğrenci ve öğretmenlerin köylere yeniden dönüşü olumlu olmakla birlikte “kervan yolda dizilir” anlayışı ile açılacak olması yararlı olmaktan çok telafisi mümkün olmayan zararlara neden olabilir. Yukarıda belirtilen kaygı ve ihtiyaçların giderilmesi, okul binalarının yenilenmesi ve gerekli alt yapı, bakım ve onarım sorunlarının çözülmesi ve tamamlanmasının ardından köy okulları açılabilir. Mevcut kamu okullarının öğretmen ataması dışında bütün hizmetlerini ve ihtiyaçlarını velilere bırakan Bakanlık, köy okullarının ihtiyaçlarını karşılamayı eğer köy halkına bırakacaksa, bu durum da yeni eşitsizliklerin ve haksızlıkların yaşanmasına kapı aralamış olacaktır. T.C yurttaşı olan ve olmayan, Türkiye okullarında eğitim görmeye devam eden çocuklara verilen eğitimin; eşit, kamusal, bilimsel, laik, demokratik ve anadilinde bir hak olarak uygulanması hemen şimdi.

Alaaddin Dinçer
Alaaddin Dinçer Eğitimci -yazar-Eğitim Sen Eski genel başkanı

             

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here