Bilim ve Teknoloji Makale Sağlık Telgrafın Telleri

Nur 36 yaşında- Yonca Sargın

Bu hafta kısa bir vaka çözümlemesi paylaşıyorum sizlerle. İsim, meslek, mekan ve olay kişilik haklarının gizliliği nedeni ile değiştirilerek, aslına ise sadık kalınarak kurgulanmıştır. Sevgiler…

1.Seans

Nur 36 yaşında, kendi ayakları üzerinde duran, turizm firmasında çalışan, çok güzel gülüşü olan ve oldukça enerjik görünen bir kadın. Annesi ve babası Nur 3 yaşındayken ayrılmışlar. Babası ile neredeyse kopuk denecek kadar bir bağları var. Nur’u ve kendisinden 4 yaş küçük erkek kardeşini annesi büyütmüş. Şu an 46 yaşında, boşanmış ve bir çocuğu olan, bir erkekle beraberliği var.

-Danışman: Hoş geldin Nur

-Nur: Hoş bulduk

-Danışman: Nasıl yardımcı olabilirim size, nedir sizi buraya getiren?

-Nur: Ben aslında erkek arkadaşımla ilgili sorunlarımı paylaşmak ve önerilerinizi almak istiyorum. Çok mutsuzum ve ayrılma kararı vermek üzereyim. Ama bir taraftan da doğru mu yapıyorum yanlış mı bilmiyorum

-Danışman: Neden mutsuzsun, nedir seni mutsuz eden konular, önce onları anlat istersen.

-Nur: Erkek arkadaşım daha önce evlenip boşanmış birisi. Bir de 5 yaşında kızı var. Erkek arkadaşım annesi ile beraber yaşamaya başladı boşandıktan sonra. Hafta sonları da kızını alıyor ve birlikte vakit geçiriyoruz genelde. Doğal olarak çok fazla özelimiz olmuyor. Arada hafta içi gelip bende kalıyor. Fakat beni çok sahiplenmediğini ve ilgisinin azaldığını düşünüyorum.

-Danışman: Ne zamandır birliktesiniz peki?

-Nur: Yaklaşık 3 yıldır birlikteyiz. Ama 7 yıldır tanışıyoruz. Aynı sektörde çalışıyoruz. Boşanma dönemini falan hep biliyorum. O sıralarda arkadaştık. Daha sonra birlikte olmaya başladık.

-Danışman: Nasıl başladı tam olarak birlikteliğiniz? Daha önceden var mıydı ilginiz birbirinize, yoksa arkadaşınız boşandıktan sonra mı başladı ilişkiniz?

-Nur: İyi arkadaştık, daha önce yoktu ilgimiz birbirimize karşı. Arkadaş grubuyla sürekli programlar yapardık. Ama o boşandıktan sonra baş başa da program yapmaya başladık. Sinemaya gittik, yemeğe çıktık, ben onlara gittim sık sık, annesiyle tanıştım. Ama o zamanlar yine arkadaştık. Sonradan aramızda bir elektriklenme oldu. Sonra da birlikteliğimiz başladı.

-Danışman: Boşanma sürecinden ne kadar sonra başladı bu elektriklenme?

-Nur: 5-6 ay gibi bir süre sonra başladı diyebilirim.

-Danışman: Nasıl hissediyordun kendini ilişkiniz başladığında?

-Nur: Sanırım aşık olmuştum. Mutluydum. Sürekli beraberdik, hoşuma gitti.

-Danışman: İlk zamanlar nasıldı peki ilgisi sana?

-Nur: Aslında şimdi nasılsa o zamanlar da öyleydi. Yine hafta sonları ben onlara gidiyordum. Hafta içi dışarı çıkıyorduk, o arada bende kalıyordu.

-Danışman: Şimdi nasıl?

-Nur: Şimdi de aynı

-Danışman: Peki ne değişti, o zaman mutluydun, şimdi neden mutsuzsun? Ne oldu da mutsuz olmaya başladın?

-Nur: Belirli bir olay yok aslında. Sanırım beklentilerim değişti.

-Danışman: Nasıldı beklentilerin ilk zamanlar?

-Nur: Mutlu oluyordum onunla vakit geçirmekten. Bana olan ilgisi de hoşuma gidiyordu. Zaten uzun zamandır hiç ilişkim de olmamıştı, yalnız yaşadığım için bu birliktelik iyi geldi. Heyecanlanıyordum.

-Danışman: Şimdi ne gibi beklentilerin var erkek arkadaşından ve ilişkinden?

-Nur: Beni sahiplensin istiyorum, verdiğinden daha çok ilgi istiyorum sanırım.

-Danışman: Sahiplenmek derken, neyi kastediyorsun? Ne yaparsa seni sahiplenmiş olacak?

-Nur: Ya ne bileyim, mesela hiç param var mı yok mu sormuyor, örneğin geçen gün sinemadan sonra beni otobüse bindirdi, ben eve gidecektim o da kendi evine gidecekti. Kartıma da para yüklemesi yapmamıştım. Sorabilirdi kartında para var mı yok mu diye. Ya da hastalandığımda ilaçlarımı alıp almadığımı sorabilir. Ama hiç böyle bir ilgi görmüyorum.

-Danışman: Peki sen kendini ifade etmeyi denedin mi erkek arkadaşına, bana anlattıklarını paylaştın mı kendisiyle?

-Nur: Evet konuştum. Ben bazen atlayabilirim, sen bir ihtiyacın olursa bana söyle dedi.

-Danışman: Peki denedin mi hiç?

-Nur: Evet bir iki sefer ihtiyacım olduğunda para istedim, o da verdi.

-Danışman: Nur kaç yaşındasın sen

-Nur: 35

-Danışman: Daha 3 yıl önceki birlikteliğinize kadar sen yalnız yaşayan bir kadındın değil mi

-Nur: …. Evet

-Danışman: Annen ve babandan bahseder misin bana.

-Nur: Annem ve babam ben 5 yaşındayken boşandılar. O zamandan beri de çok sık görmem babamı. Bizi annem büyüttü. Babam da hiç ilgilenmedi bizimle.

-Danışman: Neden boşandılar?

-Nur: Babam başka bir kadınla berabermiş. Annem bunu öğrenince boşandılar. Babam da daha sonra o kadınla evlendi. Bizimle de çok ilgilenmedi. Bizi annem büyüttü. Anneannemde kaldık uzun bir süre.

-Danışman: Babanla sıcak bir ilişkinin olmadığını ve güçlü bir bağ kuramadığını görüyorum. Yanılıyor muyum?

-Nur: Hayır yanılmıyorsunuz. Benim hayatımda babam neredeyse yok gibidir. Ama bunun konumuzla ne alakası var

-Danışman: Babanla sıkı bir bağ kuramamışsınız. Bir kız çocuğu için baba çok önemlidir. Baba güvendir, arkanı yaslayacağın sağlam bir duvardır. Ama senin çocukluğunda bu güven maalesef eksik kalmış. Ve babanın sana çocukken sağlayamadığı ilgi, gelmiş 35 yaşında senin karşına çıkmış. Şimdi söyle bana, bu mutsuzluk, içindeki çocuğun yaşadığı mutsuzluk mu yoksa 35 yaşındaki Nur’un yaşadığı mutsuzluk mu? Bu ilgi ve beklentiler içindeki çocuğa mı ait, yoksa yetişkin Nur’a mı?

-Nur…. Sessizlik

Öylece düşüncelere dalmasını izledim. Masmavi gözlerini dikmiş şaşkınca gözlerimin içine baktı uzun süre. Bu aralar ne kadar çok benzer konularla danışan var. Maalesef boşanmaların artmasıyla olan bu çocuklara oluyor. Baba ya da anne ilgilenmiyor çocuklarla, sevgisiz, şefkatsiz bırakılan çocuklar da içlerinde oldukça derin boşluklarla hayatta yürümeye çalışıyorlar. Babalarında bulamadıkları sevgiyi kendilerinden yaşça büyük erkek arkadaşlarında aramaları, anne sevgisi almamış, güvensiz bağlanma yaşamış gençlerin terk edilme korkularıyla sağlıklı bir ilişkiye adım atamamaları, ya da aşırı ilgi görmüş, şımartılmış adeta kral gibi göklere çıkarılmış erkek çocuklarının aynı ilgiyi partnerlerinde bulamadıkları için mutsuz olmaları… Ne büyük bir sanat oysa ki çocuk yetiştirmek. Her hücresi ilmek ilmek işlenesi bir sanat.

-Nur: …. Hiç bu açıdan düşünmemiştim. Evet aslında haklısınız. Babam bizlerle hiç ilgilenmedi. Okula başladığımda da, paraya ya da başka bir şeye ihtiyacım var mı diye sormadı. Hasta olduğumuzda gelmedi. Bazen aylarca aramadı bile. Ne sevgi ne ilgi, hiçbir şey göremedik babamdan. Gerçekten bununla ilgisi olabilir mi şu an yaşadıklarımın?

-Danışman: Yaşadığın mutsuzluğun en büyük kaynağı bu Nur. Öncelikle senden 10 yaş büyük bir erkekle berabersin. Belki de babanda bulamadığın sevgiyi ve ilgiyi bu insanda bulduğunu düşündün. Bir erkek arkadaştan ziyade babadan beklenecek durumları erkek arkadaşına atfetmeye başladın. Babandan göremediklerini erkek arkadaşından da göremeyince kendini mutsuz hissettin, sahiplenilmediğini düşündün. Bir de bu açıdan bakarak değerlendir ilişkini. Beklentilerini mantıklı bir zemine oturt.

-Nur: Doğru söylüyorsunuz. Bu açıdan bakınca aslında şu an tüm sorunlar kayboldu gözümün önünden. Saçma geldi mutsuzluğum

-Danışman: Bu duygular zaman zaman seni rahatsız edebilirler Nur. Önemli olan farkındalıklarla yaşamak. Babanın boşluğu hala orada duruyor, yok olmadı. Ama sen bunun farkındasın şu an. Yaşamının birçok aşamasında karşına çıkabilir bu boşluklar. Arzu edersen farklı bir seansta babanın yarattığı boşluk üzerine çalışabiliriz.

-Nur: Tamam ben yeniden randevu alırım. Teşekkür ederim. Şu an sanki gözümün önünden bir perde kalktı. Aydınlanma geldi gibi hissediyorum. Çok teşekkür ederim

-Danışman: Ne demek. Kendine çok iyi bak.

Nur bir daha randevu almadı. Ama ayrılırken o kadar mutluydu ki. Hatta mutluluktan ağlayarak boynuma sarıldı. Umarım sonrasında mutluluğunu korumuştur. İnsanların yaşamlarına minik dokunuşlar yapmak, göremediklerini göstermek ve ardından gözlerindeki o parlak ışıltıyı görmek de benim en büyük mutluluklarımdan. Keşke daha çok kişiye erişebilsek ve daha çok kişiyi aydınlatabilsek. Gözlerinin önündeki perdeyi kaldırabilsek ve insanlar daha net görebilse etrafını. İnsanlar çocuk sahibi olmadan önce birkaç defa daha düşünse. Evliliği kurtarmak için değil de gerçekten topluma ve insanlığa fayda sağlaması amacıyla çocuklar doğurulsa ve eğitilse. Kavga değil de sevgi ortamında büyüseler…

Yonca Sargın
 
1973 doğumlu olan Yonca Sargın, 1995 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur.
Akdeniz Üniversitesinde 2010 yılında MBA yüksek lisansını tamamlamıştır. Uzun yıllar özel sektörde değişik alanlarda yöneticilik yapmış, 2016 yılında Marmara Üniversitesi’nde; evlilik ve boşanma, evlilik öncesi/sonrası, cinsel danışmanlık, boşanma sonrası çift ve bireysel danışmanlık, boşanma sonrası çocuk uyumu, yas, ergen danışmanlığı, bireysel danışmanlık, doğum sonrası çiftlerin yeni düzene uyumu konularını içeren, MEB onaylı, Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlayarak, uluslararası geçerliliği olan Aile Danışmanı sertifikasını almış ve bu danışmanlığı yapmaya hak kazanmıştır.
Bunun yanı sıra, Mindfulness-Bilinçli farkındalık, Kuantum, Aile ve Çift terapisi, BDT eğitimleri almış, Wisc-r, Oyun Terapi, Masal Terapi ve aşağıdaki psikolojik testleri de uygulayıcı sertifikasına sahiptir. 2018 yılından bu yana ODTÜ Gençlik merkezinde, sosyal sorumluluk projesi kapsamında öğrencilere kişisel gelişim ve farkındalık kazandırma seminerleri vermekte ve bireysel ve aile danışmanlıklarına da Antalya Enki psikolojide devam etmektedir.
 
Uygulanan Testler:
 
Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE)
Arzu Listesi
Gessel Gelişim Figürleri Testi
Beier Cümle Tamamlama
Louisa Duss Psikanalitik Hikâyeler Testi
D2 Dikkat Testi
Burdon Dikkat Testi
Frankfurter Dikkat Testi
Catell 2-A Zeka Testi
Peabody Resim Kelime Eşleştirme Testi
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi
Sınav Kaygısı Ölçeği
Raven Progressive Matris Testi
Yonca Sargın
 
1973 doğumlu olan Yonca Sargın, 1995 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur.
Akdeniz Üniversitesinde 2010 yılında MBA yüksek lisansını tamamlamıştır. Uzun yıllar özel sektörde değişik alanlarda yöneticilik yapmış, 2016 yılında Marmara Üniversitesi’nde; evlilik ve boşanma, evlilik öncesi/sonrası, cinsel danışmanlık, boşanma sonrası çift ve bireysel danışmanlık, boşanma sonrası çocuk uyumu, yas, ergen danışmanlığı, bireysel danışmanlık, doğum sonrası çiftlerin yeni düzene uyumu konularını içeren, MEB onaylı, Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlayarak, uluslararası geçerliliği olan Aile Danışmanı sertifikasını almış ve bu danışmanlığı yapmaya hak kazanmıştır.
Bunun yanı sıra, Mindfulness-Bilinçli farkındalık, Kuantum, Aile ve Çift terapisi, BDT eğitimleri almış, Wisc-r, Oyun Terapi, Masal Terapi ve aşağıdaki psikolojik testleri de uygulayıcı sertifikasına sahiptir. 2018 yılından bu yana ODTÜ Gençlik merkezinde, sosyal sorumluluk projesi kapsamında öğrencilere kişisel gelişim ve farkındalık kazandırma seminerleri vermekte ve bireysel ve aile danışmanlıklarına da Antalya Enki psikolojide devam etmektedir.
 
Uygulanan Testler:
 
Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE)
Arzu Listesi
Gessel Gelişim Figürleri Testi
Beier Cümle Tamamlama
Louisa Duss Psikanalitik Hikâyeler Testi
D2 Dikkat Testi
Burdon Dikkat Testi
Frankfurter Dikkat Testi
Catell 2-A Zeka Testi
Peabody Resim Kelime Eşleştirme Testi
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi
Sınav Kaygısı Ölçeği
Raven Progressive Matris Testi

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir