Ana Sayfa Manşet ÖZEL HABER| KESK’in teklifi” İnsanca Yaşam-Güvenceli İş- Güvenli Gelecek”

ÖZEL HABER| KESK’in teklifi” İnsanca Yaşam-Güvenceli İş- Güvenli Gelecek”

0
ÖZEL HABER| KESK’in teklifi” İnsanca Yaşam-Güvenceli İş- Güvenli Gelecek”

Telgraf haber:

Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) üye sendikaların MYK üyelerinin katılımıyla basın toplantısı gerçekleştirdi. Emekçilerinin hak kayıplarını ve (TİS) Toplu İş Sözleşmesi taleplerini kamuoyu ile paylaştı. Basın toplantısını KESK Eş Genel Başkanları Mehmet Bozgeyik ve Şükran Kablan Yeşil’in sunumuyla gerçekleştirdi.

Kamu görevlilerinin 2 yıllık zam oranının belirleneceği 6’ncı dönem toplu sözleşme süreci başladı. Tarafların ilk görüşmelerini 2 Ağustos’ta gerçekleştirmesi planlanıyor.

Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren toplu sözleşmede, 2022 ve 2023 yıllarında ücretlere yapılacak artışın belirlenecek. 6’ncı dönem toplu sözleşme sürecinin takvimine göre;

Sendikalar; tekliflerini, temsilcilerini ve Hakem Kurulu üye listelerini 14 Temmuz’a kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na iletecek.

Türkiye anayasası kamu emekçilerinin beklentilerini karşılamaktan uzak anti demokratik bir içeriğe sahip. Kamu emekçileri için Toplu Sözleşme sürecinde grev hakkını uluslar arası sözleşmeleri de dikkate almadan anayasal düzeyde yasaklamıştır. Grev hakkının olmadığı görüşme süreçlerinin emekçilerin lehine sonuçlanması beklenmiyor.

Taraflar arasındaki ilk görüşme 2 Ağustos’ta yapılacak. Son toplu sözleşme görüşmelerinde 2020 yılı için yüzde 4 artı 4, 2021 yılı için yüzde 3 artı 3 zam yapılması konusunda KESK itiraz etmiş fakat hükmet tarafından desteklenen yetkili sendika MEMUR SEN anlaşma sağlanmıştı.Daha sonra TÜİK’in tartışmalı verileri dayanak gösterilerek enflasyon zammı ücretlere yansıtıldı.

KESK Bu yılda grevsiz bir Tolu İş Sözleşme görüşmelerinden uzlaşma çıkmasını beklememektedir. 6 dönemdir yapılan görüşmelerin hiç birisine onay vermeyen KESK Hükumetle bugüne kadar TİS imzalamamıştır.

Bu nedenle KESK teklifini öncelikle kamuoyu ile paylaşmayı tercih etmiştir. KESK’ten yapılan açıklamada

”Teklifi vermeden önce teklifin asıl sahibi olan 3 buçuk milyon kamu emekçisi ve 2 milyonu aşkın kamu emeklisiyle siz basın emekçileri aracılığıyla paylaşmak istiyoruz” denildi.

KESK bugün yapmış olduğu açıklamada geçmişe dönük olarak değerlendirmede bulundu. ”Bugüne kadar beş defa kurulan masadan, insanca yaşamaya yetecek bir ücretten güvencesiz, sözleşmeli istihdama son verilmesine, gelir vergisi adaletsizliğinin ve ek gösterge adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasından ek ödemelerin emekli aylıklarına yansıtılmasına kadar hiçbir temel sorunumuz çözülmemiştir. Çözülmediği gibi giderek derinleşen ekonomik kriz mevcut sorunlarımızı daha da ağırlaştırmıştır.” denildi.

KESK sadece kamu emekçileri için değil aynı zamanda  işçisinden,  emeklisinden asgari ücretlisine, küçük esnafından çiftçisine kadar emeği ile yaşam mücadelesi verenleri bir bütün olarak sorunlarının ortak olduğunu vurguladığı açıklamada

”Bu ülkenin sadece kamu emekçileri değil tüm emekçileri, ezilenleri, emeği sömürülenleri, işsizleri, emeklileri aslında aynı şeyleri talep ediyor.” tespitinde bulundu.

KESK;

  • Toplumun emeğiyle geçinen %99’u öncelikle bugüne kadar ellerinden alınanları, gasp edilen, budanan haklarını geri istiyor.
  • Yoksullaştırılan, borçlandırılan, mülksüzleştirilen, güvencesizleştirilen milyonlar Temel Gelir Güvencesi istiyor.
  • Kamu emekçileri ve emeklileri bugüne kadar hep ertelenen, fazlası ile hak ettikleri insanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek için haklarının garanti altına alınmasını istiyor.

KESK bu yaklaşımı çerçevesinde 2022-2023 yıllarını kapsayacak TİS sürecinde tüm emekçilerin ve emeklilerin  “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş Ve Güvenli Gelecek” sloganını öne çıkartmıştır.

KESK Mücadele edeceği talepleri şu şekide belirlemiştir:

  • İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret
  • Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti
  • Temel Gelir Güvencesi
  • Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek
  • Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı
  • Gerçek Bir Toplu Pazarlık.

KESK Kamu emekçilerinin ücretlerindeki kayıpları dikkate alarak hazırladığı teklif ise şöyledir:

  • Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını esas aldığımızda bugün itibariyle 408,68 TL çalışmayan eş yardımı, 179,80 TL 0-6 yaş arası 2 çocuk yardımı ile birlikte net maaşı 4.810 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşının AGİ hariç 219 TL’ye yükseltilmesini,
  • Bu tutar üzerinden en son açıklanan Haziran 2021 TÜFE %17,53 + Haziran 2021 ÜFE %42,89 = %60,42 / 2= % 30,21 ve %3 pay verilerek toplamda %33,21 artırılarak (5.219,33 * %33,21)  952 TL’ye yükseltilmesini,
  • Sonuç olarak 2022 yılı için tüm kamu emekçilerinin maaşlarında yansımalarla birlikte %43,5 artış yapılmasını,
  • Hali hazırda 408,67 TL olan eş yardımının asgari aylık gıda harcaması olan 707,50 TL’ye çıkarılmasını,
  • Yine 0-6 yaş arasındaki çocuklar için 89,90 TL, 6 yaş üstü çocuklar için 44,95 TL gibi komik tutarlarda ödenen çocuk yardımının her bir çocuk için asgari aylık gıda harcaması olan 707,50 TL’ye çıkarılmasını,
  • Eşi çalışmayan, bakmakla yükümlü olduğu çocuğu bulunan emekli kamu emekçilerine de eş ve çocuk yardımı verilmesini,
  • Lojmanda oturan kamu emekçisi 100 m2 için 630 TL kira ödemektedir. Ödediği lojman kira bedelinin ortalama konut kira bedeli olan 1.180 TL’den düşülmesinden sonra kalan 550 TL’nin lojmanda oturmayan kamu emekçisine ödenmesini,
  • İş yerinde yemek çıkmayan kamu emekçilerine aylık 520 TL yemek yardımı yapılmasını,
  • Tüm kamu emekçilerine Türkiye doğalgaz tüketim ortalaması düşünülerek yıllık 4.357 TL, aylık 363 TL yakacak yardımı yapılmasını,
  • Taleplerimizin kabulü halinde 2023 yılı için 2022 yılında gerçekleşen TÜFE+ÜFE ortalaması üzerine + 3 puan refah payı verilerek maaş hesabının yapılmasını İSTİYORUZ.

AYRICA:

  • Tüm kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından faydalanacağı ücretsiz aylık abonman kartı verilmesini,
  • Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesini,
  • Göreve ilk başlayan kamu emekçilerine iki maaş tutarında “Hoş Geldin İkramiyesi” verilmesini,
  • Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 1100 TL tutarında kreş yardımı verilmesini,
  • Bugün mevcut bütçe cetveli uyarınca kamu emekçilerine çalıştıkları her fazla saat için 2,40 TL tutarında fazla çalışma ücreti (fazla mesai ücreti) ödenmektedir. Eve dönüş minibüs parasını bile karşılamaya yetmeyen söz konusu tutarın kamu emekçisinin maaşının aylık çalışma saati olan 140 bölünmesi sureti ile bulunan tutara çıkarılmasını,
  • Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, maaşlarımızın asgari ücret tutarını aşan kısmı için gelir vergisinin ilk dilim oranın uygulanmasını,
  • Lisans ve ön lisans mezunu tüm kamu emekçilerinin ek göstergesinin 3600’e çıkarılmasını, bunun dışında kalan tüm kamu emekçilerinin mevcut ek göstergelerinin 800’er puan artırılmasını,
  • Ek gösterge konusunda en mağdur kesim olan Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin ek gösterge cetveline dâhil edilmesini,
  • Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını,
  • Zorunlu BES kesintisinin kaldırılmasını,
  • Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı baz alınarak artırılmasını,
  • EYT haksızlığına son verilmesini,
  • Kadın çalışanların 20 hizmet yılı, erkek çalışanların 25 hizmet yılı dolduğunda yazılı talepleri halinde emekli olma hakkı kazanmasını,
  • Kademeli geçişle ilgili yaş hadleri uygulanmamasını, 5510 sayılı kanunda kademeli geçiş süresinin sonundan itibaren öngörülen yaş hadleri yerine kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşın dikkate alınmasını, 
  • Ek ödeme adaletsizliğinin ortadan kaldırılmasını, farklı kamu kurumlarında aynı unvanda çalışan tüm kamu emekçileri arasında ücret eşitliğinin sağlanmasını, adil ücret politikasının esas alınmasını,
  • 4/C den 4/B ye geçen personelin mevcutta %20 olan ek ödeme tutarının kademeleri temel alınarak %70 ile %105 bandına çekilmesini TALEP EDİYORUZ.

TİS sürecinin sadece ücretlerle sınırlı bir durum olmadığını vurgulayan KESK hiçbir zaman salt ücret sendikacılığıyla sınırlı bir mücadele yürümemiştir vurgusunu hatırlattı. Halktan yana bir kamu hizmetinin önündeki engellerin kaldırılması artık tüm insanlığın ortak talebine dönüşmüştür. belirlemesi yapıldı.

Bu kapsamda yalan açıklama :

HALKTAN YANA KAMUSAL HİZMETLER İÇİN

  • Özelleştirmelere son verilmesini,
  • Kamu yatırımlarının artırılmasını,
  • Kamuda istihdamın yeterli hale getirilmesini,
  • Kamu kaynaklarının, faiz ve Kamu Özel İşbirliği, Yap İşlet Devret adı altında sermayeye aktarılmasına son verilmesini,
  • Haftalık çalışma sürelerinin düşürülmesini, kamunun bu konuda öncü olmasını,
  • Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını İSTİYORUZ!

“İnsanlık Hakkı” kapsamında; artan yoksulluğa, gelir bölüşümü adaletsizliğine ve açlığa karşı emekçi halkları korumak, insanların hayatlarını iyileştirmek, kendilerine nitelikli zaman bırakmak, onları güçlendirmek ve geleceğe daha umutla bakabilmelerini sağlayabilmek için, hem üretimdeki emekçileri, hem işsizleri, hem de kadınları güçlendirici, aynı zamanda doğadaki müşterek varlıklarımızın daha az tüketilmesine yardımcı olabilecek ekoloji dostu bir programa ihtiyaç olduğu açıktır.

Nitekim Covid-19 salgını sonrasında, Temel Gelir Güvencesine talep tüm dünyada tartışılır ve aranır olmuştur. Salgınla birlikte, ekonomiler daraldıkça, işçiler işsiz kaldıkça, hükümetler yaşam standartlarındaki erimeyi önleyebilmek için benzeri programlara yöneldiler. Birçok ülkede de şimdiden uygulaması başlamıştır.

Böyle bir programın finansmanı devlet bütçesinde yapılacak değişikliklerle rahatlıkla sağlanabilir. Burada karşımıza çıkabilecek sorun kaynak yetersizliğinden ziyade tercih sorunudur. Bütçeyi emekten ve halktan yana kullanma tercih edildiğinde Temel Gelir Güvencesi için gereken kaynak sağlanabilir. Toplumsal bir fayda sağlamayan, insanı güçsüzleştiren, ekoloji ve barışı yok eden aşırı güvenlik harcamalarının asgariye indirilmesi, israf niteliğindeki devlet harcamalarına ve büyük sermayeye verilen mali desteklere son verilmesi, KÖİ projeleri nedeniyle bütçeden büyük müteahhitlere yapılan ödemelerin durdurulmasıyla Temel Gelir Güvencesine çok rahat kaynak yaratılabilecektir.

Bu nedenle; Konfederasyonumuzun önerdiği Asgari Geçim Standardı Tespit Komisyonu tarafından yalnızca toplumun bir ferdi olmaları sebebi ile ülkemizde bulunan insanlara temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzenli ve koşulsuz bir gelir kapsamında belirlenecek bir tutarın, Temel Gelir Güvencesi olarak belirlenmesini TALEP EDİYORUZ.”  denildi.

Milyonlarca insanın işsiz olduğu günümüzde tüm çalışanlarında gelecek güvencesi kalmadığı vurgusu yapıldı.

”Kamu emekçileri olarak yaşadığımız temel sorunlardan birisi de en başından beri sınırlanan iş güvencemizin OHAL süreci ile birlikte kullanılamaz hale getirilmesidir. Bu kapsamda konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyesi toplam 4 bin 272 KESK’li KHK’ler ile sorgusuz-sualsiz,  hukuksuz ve keyfi olarak işinden ekmeğinden edilmiştir.

23 Ocak 2017 günü 685 sayılı OHAL KHK’si ile iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla görevlendirilmiş olmasına rağmen aradan neredeyse 4 yıl geçmiş, Komisyon hala 16.050 dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağladığı dosyaların %88,5’ini ise ret etmiştir. Hala 2.500 KESK’linin dosyası karara bağlanmayı bekliyor. Tüm başvurulardan %11’nin karara bağlanmadığı göz önüne alındığında kalan dosyalar içerisindeki KESK’lilerin oranının yüksekliği bilinçli bir geciktirme ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.” denildi

Maliyeti düşük tutma adına istihdamı parçalı hale getirme politikası tüm kamu hizmetleri alanına yansımıştır. Kamu emekçilerinin sözleşmeli, idari hizmet sözleşmeli, kadro karşılığı sözleşmeli, geçici sözleşmeli, vekil ve ücretli olarak farklı adlar altındaki güvencesiz istihdamı sürmektedir. denilen açıklamada konuya ilişkin herhangi bir çözüm üretilmediğinin altı çizilmiştir.

KESK bugün yapılan açıklamada

 Güvenceli İstihdam ,Güvenli Gelecek için talepleri

  • Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını,
  • Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini,
  • İş güvencemizi fiilen kullanılamaz hale getiren tüm düzenlemelerin kaldırılmasını,
  • Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini,
  • Performans, esnek çalışma gibi kamu hizmetlerinde niteliği düşüren, kamu emekçilerini birbirinin rakibi haline getiren uygulamalara son verilmesini,
  • Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını,
  • Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, başta covid 19 olmak üzere meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini,
  • 30 Haziran 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı tasarruf genelgesi ile kreşlerin kapatılması yetmezmiş gibi yerel yönetimler bünyesindeki geriye kalan sayılı bazı kreşlerin kapatılmasına yol açacak ifadelerin bulunması kabul edilemez. “İtibardan tasarruf olmaz” adı altında Saray üstüne Saray yapılmasını değil, 0-6 yaş grubundaki çocuklarımız için tüm kamu kurumlarında bir an önce ücretsiz kreşlerin açılmasını İSTİYORUZ.

KESK’in Demokratik, Adil Bir Çalışma Yaşamı talepleri

  • İşe almada ve görevde yükselmede-unvan değişikliğinde kariyer ve liyakatin esas alınmasını,
  • Torpilin ve kayırmanın kapısını ardına kadar açan mülakatın, güvenlik soruşturması ve arşiv kaydı araştırmasının kaldırılmasını,
  • Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açılmasını, sendikal ayrımcılığa son verilmesini,
  • Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını,
  • İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı fesih edilmesini tanımıyoruz, dolaysıyla İstanbul sözleşmesi’nin uygulanmasını,
  • 25 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe giren 190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını,
  • İstihdam, terfi ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını İSTİYORUZ.
  • Beş milyon kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan,
  • İktidarın hem işveren olarak tarafı hem hakemi olmadığı,
  • Her sendikanın, konfederasyonun kendi üyeleri adına masaya oturabildiği,
  • Kadın kamu emekçilerinin kendi talepleri ile masada temsil edildiği,
  • Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu,
  • Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu sözleşme temel talebimizdir.

Basına yapılan açıklamada bütün emekçilerin birlikte mücadele etmesi gerektiği vurgusu öne çıktı.

Bu endişelerden kurtulmak, yıllardır süren bu kâbustan uyanmak sizin, bizim, hepimizin elinde!Daha fazla bedel ödemek istemiyorsanız; gelin hangi sendikanın üyesi olursak olalım hep birlikte haklarımız için omuz omuza verelim.Gelin işyerlerinden, yani sizlerden topladığımız taleplerle hazırladığımız İnsanca Yaşam, Güvenceli İş Ve Güvenli Gelecek” teklifimize hep beraber sahip çıkalım! denildi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here