Ana Sayfa Haberler Pervin Buldan: “İlk yapılması gereken Türkiye’nin derhal erken seçime gitmesidir”

Pervin Buldan: “İlk yapılması gereken Türkiye’nin derhal erken seçime gitmesidir”

0
Pervin Buldan: “İlk yapılması gereken Türkiye’nin derhal erken seçime gitmesidir”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin son gelişmelere değinen Buldan, “İktidar kendi kurduğu mahkemede hakikatler karşısında mahkum olacak” dedi. Erken seçim çağrısı yapan Buldan, “İlk yapılması gereken Türkiye’nin derhal erken seçime gitmesidir” ifadelerini kullandı.

“Ülke tam anlamıyla tam bir yangın yerine dönüşmüş durumda. Ortaya saçılan pislikler, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, mafya düzeni, yalan, talan, haram almış başını gidiyor” ifadelerini kullanan Buldan, “Patates-soğan dağıtımına kadar her şeyi kendisi karar veren tek adam rejimi bu yaşananlardan “haberim yoktu” diyerek sıyrılamaz” şeklinde konuştu.

HDP yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane davasına ilişkin de konuşan Buldan, “HDP’yi demokratik siyasetten vazgeçirmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Arkadaşlarımız cesur bir şekilde mücadele etmektedir. Herkes bu tarihi mücadeleye tanıklık edecektir” ifadelerini kullandı.

“İktidar suçüstü yakalandı”

Yapılan duruşmalarda ortada bir hukuk davasının olmadığını herkesin gördüğünü belirten Buldan, ülkede hukukun olmadığını söyledi. Buldan, “Bu kumpas; çökmeye yüz tutmuş AKP iktidarının HDP’den siyasi intikam alma davasıdır. Tek cümleyle 7 Haziran’da, 31 Mart’ta iktidara neden kaybettirdiniz davasıdır. Sandıkta istedikleri sonucu alamayınca siyasi hınçlarını hukuksuz mahkeme kürsüsüne taşıdılar. Kobani davası AKP’nin HDP’yi engellemeye yönelik yürüttüğü bir siyasi parti faaliyetidir. Seçim çalışmasıdır. Kumpaslarla siyasi yargılama yapmak isteyen iktidar bu davada suçüstü yakalanmıştır. IŞİD’i sahiplenerek suçüstü yakalanmıştır” şeklinde konuştu.

Buldan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Ülke tam anlamıyla yangın yerine dönüşmüş durumda. Çöküş, çürüme, ortaya saçılan pislik, mafya, çete düzeni, kara para, yalan, haram almış başını gidiyor.

Bütün bunlar yaşanırken iktidar Sincan’da bir AKP mahkeme kurmuşlar, geçmişler kürsüye senaryosunu önceden kurguladıkları Kobani kumpas davasıyla güya HDP’yi yargılayacaklar. Yapılan duruşmalarda herkes tanık oldu ki ortada bir hukuk davası yoktur. Bu ülkede hukuk diye bir şey asla söz konusu değildir.

Bu kumpas çökmeye yüz tutmuş AKP iktidarının HDP’den siyasi intikam alma davasıdır. Bu dava HDP’den siyasi intikam alma davasıdır. 7 Haziran’da, 31 Mart’ta iktidara neden kaybettirdiniz davasıdır. Sandıkta istedikleri sonucu alamayınca hukuksuz mahkeme kürsüsüne taşıdılar.

Kobane davası

Kobane davası AKP’nin HDP’ye engellemeye dönük yürüttüğü bir seçim çalışmasıdır. İktidar bu davada suçüstü yakalanmıştır. IŞİD’i sahiplenerek suçüstü yakalanmıştır. Dosyada AİHM’in başka kararlarını referans gösterirken Demirtaş kararını yok sayan mahkeme yaptığı hukuk gaspıyla suç üstü bir kez daha yakalanmıştır. Hakikatler dava süresince bir bir ortaya dökülecektir. İktidarın çarpıttığı gerçekleri teker teker arkadaşlarımız aydınlığa çıkaracaktır. Milyonların iradesini yargı yoluyla engellemeye güçleri asla ve asla yetmeyecektir.

HDP’yi demokratik siyasetten vazgeçirmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Arkadaşlarımız cesur bir şekilde mücadele etmektedir. Herkes bu tarihi mücadeleye tanıklık edecektir.

İktidar kendi kurduğu mahkemede hakikatler karşısında mahkûm olacaktır. Kobani’de başaramadılar, Sincan’da da başaramayacaklar.

Susurluk kazası

Tarih 3 Kasım 1996. Susurluk kazasıyla mafya-devlet-siyaset ittifakının suç ortaklığı ortaya saçılmıştı. Susurluk’ta devlet içinde kurulan devlet ve 90’larda Kürt halkına karşı işlediği insanlık suçları bir bir deşifre olmuştu. 28 Şubat darbesiyle Susurluk’un üzerini apar topar kapattılar. Oradaki tuğlaya dokunmadıklarını hepimiz hatırlıyoruz. Yıl 2021. Çeyrek asır sonra Türkiye, AKP-MHP iktidarında bir kez daha siyaset-bürokrasi-mafya ilişkileriyle ve ürettiği suç karanlığıyla karşı karşıyadır. Nedeni bellidir: Susurluk’tan bugüne uzanan çete örgütlenmelerinin dayandığı en önemli zemin, Kürt sorununun inkârı ve güvenlikçi politikalardır. Kürt düşmanlığıdır.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here