Gönlüm yanık
Hiç olmadığı kadar
Ne bir sevdalım için
Ne bir dostum buradan göçmüş gitmiş
Ne de bir kırgınlık hani insanız ya
Gönlüm yanık
Tütüyor içimden beri
Boğazımdan burnuma kadar
Gözlerim yanık
Görmüyor maviyi yeşili
Toprağı bereketi
Portakalı limonu
Meşhurundan mandalinayı en Bodrumundan
Zeytini bin veren Milas’ın Memecik’ini
Balını akan ovalarından hani eskiden…
Gönlüm yanık
Koşuyorum peşinden bulsam şu Yılkıları
Kucaklasam Karabaşı Tekiri Sarmanı
Giymeden başlığı sanki bir kılıç üstadı gibi
Doldursam ceplerime arıları
Yüklensem ağıllardan süt verenleri
Ağırlıklarına bakmadan hani gelir ya vız
Bir de çaresiz naçar Kaplumbağı
Uçabilsem belki de martılarla
Hani en şanslı olanlar
Hatta kargalar her durumdan vazife çıkaran
Taşıyabilseydik göğe doğru henüz nefesteyken hepsi
Yanık
Bu gönül yanık
Tanık
Aklım tanık
Tüm mağdurlar gibi
Tüm delicesine ter akıtan köylülere
Her derde koşan pırıl gençlere
Yerellerdeki yöneticilere her imkanı seferber eden
Ayırım yapmadan her ihtiyaca cevap veren eli açıklara
Doğanın gücüne hilesiz karşı koyan
Sadece bu hayatı korumaya çalışan
Ayırım yapmadan
İnsan bitki hayvan toprak su
Tanıktır aklım
Her ne kadar yanıksa da gönlüm
Tanık
Aklım gözüm yüreğim elim ayağım her yanım tanık
Beceriksizlere fırsatçılara hainlere kötülere düşmanlara
Bu coğrafyanın yaşamına sırt çevirenlere
Yalancılara aymazlara yetki fukaralarına
Ve dilim varmasın dahasına
Ancak yazdım aklıma
Her yazan gibi
Tanık
Hepimiz tanık
Sanık
Onlar sanık
Adları belli
Tarih tanık
Gönlümüz yanık
Onlar sanık
6 Ağustos 2021- Attila Turnaoğlu