Bir şüpheli asker ölümü davasında daha etkin soruşturma yürütülmedi. Şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden er Osman Özçalimli’nin ölümüne ilişkin açılan soruşturmada 25 asker hakkında takipsizlik kararı, 1 asker hakkında ise “görevi ihmal” davası açıldı.

MA’dan Dindar Karataş’ın haberine göre; İzmir Aliağa Kapalı Hapishanesi’nde “düştüğü” iddia edilerek şüpheli şekilde hayatını kaybeden er Osman Özçalimli’nin dosyasında etkin bir soruşturma yürütülmedi. Açılan kamu davası kapsamında ifadesi alınan 25 asker hakkında takipsizlik kararı verildi. Bir asker hakkında ise “görevi ihmal” nedeniyle dava açıldı. Özçalimli ailesi adına avukatların, “Resmi belgede sahtecilik”, “Görevi ihmal”, “İntihara yönlendirme” ve “İhmali davranışla kasten öldürme” nedeniyle görevli 3 asker hakkında suç duyurusuna da İzmir Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verildi.

Savcılık “kasten öldürmeyi” hayatın olağan akışına ters buldu

Savcılık, “Ölenin üçüncü şahıslar tarafından aşağıya sarkıtılarak ölümüne sebebiyet vermesi ihtimalinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu hususta şüphe uyandıracak somut herhangi bir delilin bulunmadığı, tüm bu açıklamalar ve deliller doğrultusunda ölümün Osman’ın kendisini camdan sarkıtarak bırakması şeklinde gerçekleştiğinin değerlendirildiği” diyerek, “İhmali davranışla kasten öldürme” suçunun oluşmadığını öne sürdü.

Savcılık, “Osman’ın psikolojik sorunlarının ölümünden önce sabit olduğunu ancak amirleri tarafından muayenesinin bayram sonrasına bırakılması” nedeniyle görevi ihmal suçunun oluştuğunu ve konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü kaydetti.

Belge tarihini değiştirmişler

Soruşturmada, Tabur Komutanlığı’nda uzman jandarma olarak görev yapan A.U.’ın, Özçalimli’nin ölümünden önce hazırladığı iddia edilen belgenin yapılan araştırmasında, belgenin Özçalimli’nin ölümünden sonra hazırlandığı ortaya çıktı.

Savcılık, “A.U.’nun tanık sıfatıyla alınan ifadesi ekinde 31 Temmuz 2020 tarihinde akşam saatlerinde Osman Özçalimli ile yaptığı görüşmeye ait tutanağı da dosya kapsamına sunduğu, tutanak incelendiğinde: 21.40 sıralarında Osman ile idari işler odasında görüşüldüğü, Osman’ın babası Ahmet Özçalimli ile görüştürüldüğü, Osman’ın nöbetlerden çıkarılarak ilk mesai gününde psikiyatri doktoruna sevkinin planlandığı hususlarının yer aldığı ve tutanak tarihi olarak 31 Temmuz 2020 tarihinde 22.10 saatinde yazıldığını ancak tutanağın düzenlendiği bilgisayar incelendiğinde ise tutanağın 1 Ağustos 2020 tarihinde yani ölüm olayından 1 gün sonra yazılmış olduğunun tespit edildiği” bilgilerine yer verdi.

Tutanakta açık bir şekilde evrakta sahtecilik olmasına karşın savcılık, “Tutanak içerik itibarıyla doğru olduğunu beyan ettiği, tutanakta adı geçenlerin alınan tanık ifadeleriyle tutanak içeriğinin aynı mahiyete olduğu ve yalnızca tarih ve saat kısmının geçmiş tarihli olarak yazıldığı kanaatiyle eylemin suç işleme kastı ile gerçekleştirilmediği, neticesi itibariyle de faydasız sahtecilik olarak değerlendirildiği, bu nedenle, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve intihara yönlendirme suçlarına sübut verilecek şekilde işlendiğine yönelik somut herhangi bir delil bulunmadığı, yine resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ise suçun yasal unsurları oluşmadığı anlaşıldığından kovuşturmaya yer bulunamamıştır” kararını verdi.

2020’de en az 10 asker şüpheli şekilde hayatını kaybetti

Kamuoyuna yansıyan haberlere göre Türkiye’de son bir yıl içerisinde en az 10 askerin şüpheli şekilde hayatını kaybettiği öğrenilmiştir. 10 askerin şüpheli biçimde ölümünü Millî Savunma Bakanlığı, 5 asker ölümünün intihar olduğu, 4 askerin silah veya mühimmat kazası sonucu öldüğü, 1 askerin ise yüksekten düştüğü şeklinde açıklandı.

Askeriyede yaşanan şüpheli ölümlere ilişkin açılan davalarda ne yazık ki etkin bir soruşturma yürütülmemektedir. Çok azından olumlu sonuç alınan davalar arasında 22 yıl süren davalar bile vardır. Anayasa mahkemesi birkaç ölüm vakasına yaşam hakkı ihlal kararı verirken, kararlarında etkin soruşturma yürütülmediğine dair hükümlere de yer vermiştir.

Bakanlığın son açıkladığı veriler göre 2000 ile 2012 yılları arasını 934 askerin şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği belirtilmiştir. Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği’ne göre ise şüpheli şekilde hayatını kaybeden asker sayısının 2000-2020 arasında 3 binin üzerinde olduğu, son 2 ayda ise gelen başvuru sayısının 7 olduğu açılanmıştır.

Kendisi de 2012 yılında Muş’ta askerde oğlunu yitiren Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği Başkanı Rıza Doğan, askerde şüpheli şekilde yaşamını yitirenlerin % 80’nin Kürt veya Alevi gençleri olduğunu ifade etmektedir.

Bir Cevap Yazın