Ana Sayfa Telgrafın Telleri Bilim ve Teknoloji Türk Tabipleri Birliği: Tam Zamanlı Yüz Yüze Eğitim Şart!

Türk Tabipleri Birliği: Tam Zamanlı Yüz Yüze Eğitim Şart!

0
Türk Tabipleri Birliği: Tam Zamanlı Yüz Yüze Eğitim Şart!

Ǝtelgraf Haber:

Türk Tabipleri Birliği, 6 Eylül’de açılacak olan okulların tam zamanlı yüz yüze yapılmasına ilişkin çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan TTB Okul Çalışma Grubu üyesi Türkan Günay, “Pandemi eğitimin önüne zorluklar koyuyorsa o zorluklar aşılmalıdır. Bu bir kaynak, imkan sorunu değildir. Bu bir tercihtir. Türkiye artık tercihini çocuklardan, gençlerden yana  yapmalı, her aşamada okulları amasız fakatsız açık tutmalıdır. Tam zamanlı ve yüz yüze eğitim her yaşta şarttır ve devam edilebilmesi için  olanaklar seferber edilmelidir” diye konuştu.

Toplantıya Eğitim Sen MYK üyesi Arzunur Şimşek, Eğitim İş Başkanı Orhan Yıldırım,Veli Der Temsilcisi, Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Öğretmenleri Derneğinden Ceyhun Bozdağ, Eğitimciler Derneği (Eğit Der) Temsilcisi Tahsin Doğan, Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Adnan Gümüş, TTB Okul Çalışma Grubu üyesi Tomris Cesuroğlu katıldı. 

“Türkiye yaz aylarını yine çocuklarımız konusunda bedeli çok yüksek olabilecek bir rehavet içerisinde geçirdi.” diyen TTB Okul Çalışma Grubu üyesi Türkan Günay, şöyle konuştu:

Okulların açılmasına dair açıklamalar yapılmasıyla birlikte bunun tam zamanlı olup olmayacağı, yüz yüze eğitimin devam ettirilebilmesi için hangi hazırlıkların yapıldığı konusunda bilgi verilmiyor. Geçtiğimiz 1 buçuk yıl içerisinde çocuklarımıza yaşatılan bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıplar için bütçe ayrılmıyor. Müfredat oluşturulmuyor. Planlama yapılmıyor.  Söz konusu çocuklar iken böyle bir ihtimalin bahanesi olamaz. Okulların açılmasına yaklaşık iki hafta kala çağrımız başta hükumet, siyasi partiler, sendikalar, uzmanlık dernekleri, sivil toplum örgütleri ve veliler olmak üzere çocuklarımızın sağlığı, hakları ve iyiliği ile ilgili çalışan tüm kurum ve kişilerdir.

Pandeminin çocukların geleceği ile oynamanın bahanesi olmadığına dikkat çeken Günay sözlerine şöyle devam etti:

Pandemi eğitimin önüne zorluklar koyuyorsa o zorluklar aşılmalıdır. Bu bir kaynak sorunu değildir, bu bir imkan sorunu değildir.Bu bir tercihtir. Türkiye artık tercihini çocuklardan, gençlerden yana  yapmalı, her aşamada okulları amasız fakatsız açık tutmalıdır. Özellikle okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar, köy ve belde okulları ile özel eğitim kurumları tam zamanlı olarak  açılmalı. Bu okullarda uzaktan eğitim  söz konusu olmamalıdır.Yüz yüze eğitimin 1 buçuk senedir ortadan kalkması çocuklara, gençlere ve kadınlara özellikle de dezavantajlı gruplara zarar vermiştir. Çocukların ve gençlerin  zihinsel, sosyal, bedensel  gelişimlerinde  geri dönüşü olmayan kayıplar yaşanmıştır. Okulun kapalı tutulmasının toplumsal zararları orta düşük  sosyoekonomik düzeyde olanlarda, kırsal bölgelerde yaşayanlarda ve farklı anadilleri olanlarda en fazladır. Evde kalmanın çocuklar için riskleri ağır ihmal, istismar, artan açlık, erken evlendirilme, örgün eğitimden tamamen  kopma ve sosyal ortamlardan kopmadır.Özellikle kız çocuklarının okullaşma oranı azalmış, ve çocuk yaşta evlilikler çoğalmıştır. Kadın istihdamı azalmış ve ekonomik gücü azalan, bakım yükü artan kadınların maruz kaldığı şiddet artmıştır. 4 milyon çocuk ve genç  eğitimden kopmuş durumdadır. Kapanma süresi uzadıkça, okula dönmeme artacaktır.

“EĞİTİMİN VE EĞİTİMCİNİN DEĞERSİZLEŞMESİ YILLARDIR SÜRE GELEN BİR SİYASETİN SONUCUDUR”

İlkokul dönemi için  uzaktan eğitimin  işlev gösteremediği  son derece açıktır. İktidar bu konuda  eğitim ya da bir sağlık politikası gütmemiş, çocukların eğitimine önem vermediğini itiraf etmiştir. Eğitimin ve eğitimcinin değersizleşmesi yıllardır süre gelen bir siyasetin sonucudur. Toplum olarak  çocuklara vermekten imtina ettiğimiz koruma, bakım ve saygı ise ülkenin  ezeli ve kanayan yarasıdır. Okulları güvenli bir şekilde açık tutmak değil, kapalı tutmak konusunda  bir siyasi uzlaşı sağlanmıştır. İktidarın eğitim politikasızlığına muhalefet de  alternatif getirmemiş, varsayılan durum kapalılık olunca açılması yolunda fikir belirtmek riskli görülmüş, çocukların iyiliği uğruna risk alınmamış. Oysa tam zamanlı ve yüz yüze eğitim her yaşta şarttır ve devam edilebilmesi için  olanaklar seferber edilmelidir.

“GERÇEKÇİ VE GÜVENLİ BİR EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI”

Pandemi süresince eğitimin vakalardaki dalgalanmalardan etkilenmemesi, yüz yüze eğitimin mümkün olan en fazla kademede , en uzun sürede devam ettirilmesi için  sınıf mevcutlarının seyreltilebilmesi ve hasta veya  temaslı olmaktan dolayı görevine devam edemeyen öğretmenlerin ikamesi için  öğretmen sayısının arttırılması gereklidir. Ayrıca sınıf mevcudu yüksek olan okullar tespit edilerek bu okullarda 7 gün eğitim yapılabilecek şekilde  ikili ya da üçlü  tam gün öğretim  planlama yapılmalıdır. Eğitimin aksamadan sürdürülmesi için acilen  geçici ve kalıcı ek derslikler oluşturulmalıdır. Okulların fiziksel özellikleri yaz döneminde  gözden geçirilmelidir. Çocukların öğrenim kayıplarının belirlenmelidir. Okul tüm çocuklar için devam mecburiyetiyle açılmalı, haftanın tüm günleri tam gün açık tutulmalıdır.Hesap verilecek en üst merci öğrencilerdir. 1 buçuk senede  çocuklara ve gençlere karşı ödemesi imkansız bir borç altına girdik. Çocuklarımızın geleceği kar getirmediği için, çocuklar oy vermediği için, ses çıkarmadığı için  göz ardı ettiğimiz değil geleceğine dair sorumluluklarımız dolayısıyla öncelikle düşündüğümüz şey olmasıdır. Salgın kadar eğitim de bir halk sağlığı sorunudur. Bilimsel bulgular ışığında acilen gerçekçi ve güvenli bir eylem planı oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.

TOPLANTIDA KONUŞAN DİĞER KURUM TEMSİLCİLERİNİN KONUŞMALARI ŞU ŞEKİLDE:

Eğitim Sen MYK üyesi Arzunur Şimşek:

Nitelikli eğitime erişim en temel insan haklarındandır. Uzaktan ya da yüz yüze eğitime erişimi engelleyen durumlara, yoksulluk, anadil, göçmen çocuklar gibi toplum içerisinde mevcut hangi olumsuz koşul varsa bunları azaltan hiçbir çalışma ve yapılandırma süreci yaşamadık. Okullar çocuklarımızı için birinci dereceden gelişimin yani sosyal ilişkinin, temasın,bir arada olmanın, var olmanın araçlarıdır. Hijyene indirgeyerek çözülecek değildir. Bir tercih meselesidir.

Eğitim İş Başkanı Orhan Yıldırım:

Yeni Milli Eğitim Bakanı her ne kadar ‘Hazırız, 6 Eylül’de başlayacağız’ dese de biz de açılması konusunda söylemlerimizi sürdürüyoruz. Ancak okulların açılması ile ilgili hangi hazırlıkların yapıldığı konusu hala Milli Eğitim Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı tarafında açıklanmış değil. Görünen o ki geçmiş yıllarda okullardaki yapılmamış olanlar aynı şekilde devam edecek. Özellikle hijyen sağlanması açısından yardımcı personellerin alınmasını hem de hijyen malzemesinin bakanlık tarafından teminini de öne çıkartmamız gerekiyor. Yaklaşık 4-5 milyon ile ifade edilen; tableti, bilgisayarı devlet tarafından sağlanmayan Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz’in doğusunda yaşayan çocukların 1 buçuk yılda kaybının ne kadar olduğu ile ilgili bir çalışma hala yok.

‘OKULLAR AÇILMALI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI’
Veli Der Temsilcisi Mehmet Aydoğan:

Mesele sadece okulların fiziksel olarak açılması değil, ki bu bile yapılamıyor. Kaldı ki okullar her sene yapılan boya yapma faaliyetlerini, temizlikleri bile henüz gerçekleştirebilmiş değil. Bakanlık bu konu da ketum davranıyor. Kamuoyunu şeffaf bilgilendirme söz konusu değil. Kaç öğretmenin aşılandığı, öğrencilerin aşılanma takvimine bağlanması gibi bir takım bilgilendirmelerin  maalesef yapılmadığını görüyoruz. Çocuklar için okuldan uzakta geçirilen bu iki yıl açısından oryantasyon yapılmalıdır. 5-6 aylık özel bir programa ihtiyaç vardır. Sosyal gelişim programları, psikolojik gelişim programları gibi. Maalesef böyle bir kaygı görmüyoruz. Okullar açılmalıdır ve sürdürülebilir olmalıdır.

Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Öğretmenleri Derneğinden Ceyhun Bozdağ:

Bizde eğitim 15 Haziran 2020’den beri yüz yüze devam ediyor. Özellikle otizmli çocuklarımızın ailelerinin yaşamalarındaki büyük bir değişimden dolayı sorunlar yaşadılar. Uzak eğitim yapamayacağımızı öğrendik bu süreçte.Yüz yüze eğitime geçildikten sonra bir çok kazanımın unutulduğunu, davranışlarda değişiklikler olduğunu eğitim konusunda gerileme olduğunu gördük.

Eğitimciler Derneği (Eğit Der) Temsilcisi Tahsin Doğan:

Okulların kesinlikle  açılması, çocukların arkadaş ilişkilerini başlaması, yüz yüze eğitimin yapılması gerekiyor. Bu iktidar döneminde bizim belki de fark etmediğimiz taşımalı okul sistemi ile 17 bin dolayında okul kapatıldı. Bu okullar hemen açılmalıdır. Bu okullar boş duruyor.

Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Adnan Gümüş: 

Üniversiteler de tam zamanlı ve kesintisiz bir şekilde açılmalı. Okul bir yaşam alanıdır, dijital platforma geçme şansı yoktur çünkü öğrenciler öğrenmeyi birbirleriyle ilişkileri içinde yapıyor.

TTB Okul Çalışma Grubu üyesi Tomris Cesuroğlu: 

Hijyen, okul sağlığı için önemli ama koronavirüs için özel olarak bir yeri yok aslında. Ellerin yıkanmaması ya da yüzeylerin temizlenmemesi  bulaşı riskini arttırmıyor. Bu demek değildir talep etmeyelim. Okulların temiz olması  her zamanki talebimizdir. Bu eksikliklerin olmasıyla ilgili lütfen endişe duymayalım. Güvenle okullarımıza gidebiliriz. Delta varyantı, çocukları özel olarak tutması söz konusu değildir, daha önceki varyantlarda da böyle bir şey yoktu.

Toplantının videosu

https://twitter.com/i/broadcasts/1DXGyRjLMVbJM

 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here