Haberler Makale Manşet Uncategorized

Türkiye Öğretmen Hareketinde Bir Rol Modeli ve Örnek İnsan Olarak: İbrahim Çerçi

Bugün içlerinde şahsen tanıdıklarımız da olan çok sayıda insanın IŞİD denilen sapıklar sürüsü taşeron terör örgütü tarafından Anakara Garı önünde bombalı bir saldırıda katledilmesinin yıl dönümü. O alçak saldırıda katledilen kardeşlerimiz, yurttaşlarımızın aziz hatırasını saygıyla selamlıyorum.  

Uğur Türe Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı, Coğrafya Eğitimcisi ugurture@gmail.com

Bugün aynı zamanda kıymetli bir ağabeyimizin, hocamızın, aksiyon adamı bir güzel insanın ölüm yıl dönümü. TÖS ve TÖB-DER’de öğretmen mücadelesinin içinde ve çoğunlukla da merkezinde yer almış bir demokrattır İbrahim Çerçi. 12 darbesi olduğunda TÖB-DER Genel Yönetim Kurulu üyesi olan İbrahim ağabey 12 Eylül’ün ağır faşizm koşullarında yıllarca zindanda tutularak ağır işkencelere maruz bırakılmıştır. O bütün yaşadığı trajedilere rağmen güzel gülmeyi, güzel konuşmayı asla unutmamış biriydi.   Ben İbrahim ağabeyle o dönemlerde Tokat’ın hayli gelişmiş ve büyük bir ilçesi Turhal’a coğrafya öğretmeni olarak atamam yapıldıktan kısa bir süre sonra tanıştım. O dönemde kamu çalışanları sendikalarını yeniden kurmak için çok zorlu bir mücadele veriyorduk. Sadece iki sendika vardı: Eğit-Sen ve Eğitim-İş. Ben Eğit-Senli genç bir öğretmendim. İbrahim ağabeyimde Eğitim-İş’i kuran ekip içindeydi. Uzun yıllar 12 Eylülcüler tarafından zindanda tutulduktan sonra yine yıllarca çok sevdiği mesleğini yapması engellenmişti. O yıllarda geçimini sağlamak için yine eğitim ortamlarından kopmamış o dönemin öğrencilerinin iyi hatırlayacağı ünite dergilerinin dağıtımını yapmıştı.

Onun mizacında insan az bulunur İbrahim Çerçi nümayişsiz bir mücadele adamıdır. O  konuşurken ajitasyona, tumturaklı laflara, hamasete asla başvurmazdı. Onun tüm konuşmaları aklı, bilimi ve mutlaka sevgiyi merkezine alan birleştirici konuşmalardı. Sevdiklerine karşı gülümsemesini ve nezaketini asla esirgemezdi.  Demokratik öğretmen mücadelesini de devrimciliğini de kimsenin gözüne sokmadan, abartılı retoriklere müracaat etmeden ama hiç geri basmadan ve kararlı bir biçimde ölene kadar da devam ettirdi. Yapısı gereği hem demokrasi mücadelesinden hem hukuk mücadelesinden vazgeçmedi. Yargı kararıyla görevine geri döndü ve kaybolan tüm özlük haklarını geri aldı ve akabinde de emekli oldu. Ancak asla demokrasi mücadelesi alanını boş bırakmadı.

İbrahim ağabeyle İlk tanıştığınız andan itibaren onun farklı bir insan olduğunu hissederdiniz. İbrahim ağabeyde kendi politik habitatında çok sık görülen, kerameti kendinden menkul bazı tiplerde görülen saplantıların ve kabalığın zerresini göremezdiniz. Yanından asla eksik etmediği çantasında her zaman size tavsiye edeceği bir kitap, bir dergi veya bir gazeteden kesilmiş kupür mutlaka bulunurdu. Yanımıza gelir ve bize “gelin bakalım gençler şu yazıyı bir değerlendirelim” der, tek tek görüşlerimizi dinler, dikkatle dinler bazen not alır, bizi cesaretlendirir takdir ederdi. O sadece konuşmayı seven tiplerden değildi aynı zamanda çok iyi bir dinleyiciydi. Çelebi, zarif bir adamdı. Onun çevresinde bulunup onun rahlei tedrisatından geçip de ondan pozitif olarak etkilenmeyen bir insan yoktur.

O Türkiye solunun içinde bulunduğu örgütsel problemlerin ve o yapıların, sendikaların, partilerin, derneklerin yönetsel arızalarının farkındaydı. Bu yapıların içinde bulunan pek çok tipin de arızalarının farkındaydı. Bu arızaların demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yaygınlaşmasının önünde engel olduğunu net bir biçimde görüyor ve dile getiriyordu. “Bugün artık yeni bir şeyler söylemek lazım” diyordu. Şansım Orta Anadolu’nun kenarında bir beldede onun gibi bir bilge adamla tanışmış onun talebesi olma fırsatını yakalamış olmaktı. Şansızlığımsa tam ben onun da tavsiyeleriyle olgunlaşmaya başlarken onun hayata veda etmesi oldu. Ben ondan çok şey öğrendim. İsterim ki onun tarzını ve kişilik tipini yansıtabileyim. İsterim ki onu tanımayanlar da onu bilsinler unutmasınlar demokrasi ve özgürlük mücadelesi böyle de verilebiliyormuş desinler.

İbrahim ağabey çocuklarını ve ailesine düşkün bir insandı kendi tercihleri yüzünden onlara acı çektirmiş olabileceği için kederlendiğine şahit oldum. Ama o çok sevdiği ailesi ve çocuklarına layık gördüğü yaşamı tüm ülkenin çocukları yaşasın isteyen bir vicdanın adamıydı. Unutulmaması, örnek alınması gereken bir mücadele insanıdır, fikir ve aksiyon adamıdır. Gönlüm isterdi ki onun gibi insanların sayısı artsın. Az sayıda talebesinden en kıdemsizi olarak sadece bu dünyadan bir İbrahim Çerçi geçti diye onun hakkında yazabiliyorum. İnsan unutulmadığı sürece ölmezmiş. Unutmadık seni ağabey, unutmayacağız.

Uğur Türe

ugurture@gmail.com

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir