Türkiye’de geçen yıl 13 şehirde “yüksek hava kirliliği” görülürken, yeterli derecede ölçüm yapılabilen 175 istasyonun yüzde 97,7’sinde yıllık partikül madde değerleri (PM10) ortalaması, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) kılavuz sınır değerlerini aştı.Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) “Kara Rapor 2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” başlıklı çalışmasına göre, geçen yıl Türkiye’de hava kalitesi ölçümü yapılan istasyon sayısı arttı.Geçen yıl yeterli derecede ölçüm yapılabilen 175 istasyonun yüzde 97,7’sinde yıllık partikül madde değerleri ortalamasının DSÖ’nün kılavuz sınır değerlerinin üzerinde olduğu görüldü.Geçen yıl Türkiye’deki 42 şehirde kanserojen olan ince partikül (PM2.5) seviyesi yeterli düzeyde ölçülemezken, yeterli veri alınabilen 72 ilin PM10 değerleri incelendiğinde 45 ilde hava kirliliğinin ulusal sınır değerlerini aştığı belirlendi. Muş, Iğdır, İstanbul, Sinop, Malatya, Edirne, Tokat, Kayseri, Denizli, Düzce, Karabük, Ağrı ve Ankara’daki 15 istasyonda 2020 boyunca yapılan ölçümlerde “yüksek hava kirliliği” gözlenirken, Türkiye’de sadece Bitlis ve Hakkari’de hava kirliliği (PM10) DSÖ’nün kılavuz değerlerinin altında ölçüldü.Rapora göre, hava kirliliğinin en yüksek oranda olduğu Muş’ta yılın 306 günü kirli hava solundu.
3 büyükşehirde ilçelerin havası kirli
Rapor, 2020’de İstanbul’da PM10 ortalamasının önceki yıllara göre daha düşük seviyelerde kaldığını ancak bu seviyenin bile DSÖ’nün önerdiği kılavuz değerlerin iki katı olduğunu ortaya koydu.İstanbul’un ilçeleri Mecidiyeköy, Sultangazi, Esenyurt ve Alibeyköy’de PM10 ortalamasının DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 3 katından fazla seviyede olduğu hesaplandı.Ankara Siteler istasyonunun yakınında ise yıllık PM10 ortalaması DSÖ kılavuz değerlerinin 4 katı olarak ölçüldü.İzmir’deki en kötü hava kalitesi Aliağa’da ölçüldü. DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 2 katından fazla kirlilik tespit edilen ilçede, en önemli kirletici kaynaklar kömürlü termik santral, hurda metal işleyen demir-çelik fabrikaları ve haddehaneler, rafineri ve petrokimya tesisleri oldu.
Kirli hava Kovid-19’un vücuda girişini kolaylaştırıyor
Rapora göre, Türkiye’de son 10 yılda sıcak hava dalgalarının artması ve yaşanan orman yangınları, hava kirliliğinin önemli sebepleri arasında yer aldı.Orman yangınlarında oluşan hava kirliliği ve dumanın içindeki partikül madde, yer seviyesi ozonu ve karbonmonoksit maruziyeti, en büyük sağlık riskini oluştururken, 2020’de Hatay Samandağ’da yaşanan yangın sebebiyle havaya iklim değişikliğine de sebep olan siyah karbon kirleticisi salındı.Raporda, hava kirliliğinin daha yüksek olduğu bölgelerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayılarının daha yüksek olduğu tespit edildi.THHP Koordinatörü Buket Atlı, rapora ilişkin değerlendirmesinde, hava kirliliği kaynaklı hastalık yükü ve ölümlerin anlaşılmasındaki en temel gösterge olan PM2.5 seviyesinin yeterli ölçümünün yapılamadığını belirterek, “Türkiye, 2030 yılına kadar hava kirliliği kaynaklı erken ölümleri yüzde 55 azaltacağını taahhüt etti. Artık büyük bir halk sağlık sorunu olan hava kirliliği ile mücadele için ulusal düzeyde bir hava kirliliği ile mücadele stratejisinin açıklanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.DSÖ verilerine göre, dünyada yaklaşık yılda 7 milyonun üzerinde kişi iç ve dış ortam hava kirliliğinden dolayı hayatını kaybediyor.Uzun dönem hava kirliliğine maruz kalan milyonlarca insan solunum ve kalp damar sistemi hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıklar veya kanserle mücadele ediyor ve Kovid-19 gibi virüslere karşı daha savunmasız hale geliyor.