yaşam bugün bombaya teslim
dün ateşe teslim yangınlara
bazen yağmura sele
önceleri kasırgaya soğuğa dona
acımasız depremlere
yaşam teslim olmuş iradesi dışından gelenlere
yaşam hep teslim açlığa
lokmaya aç
huzura aç
sevgiye aç
aşka aç
yaşam hep aç
yaşamı aç bırakıyorlar
doyarsa özgür olur diye
düşünürse müsebbipleri görür diye
onları keşfeder diye
lanetler diye
yaşama vurulan zincirlerin
çelikten olduğunu sansın diye
kadere tapınma telkinleri kol geziyor
yaşam
sis perdeleri ardındaki olanları
görmesin diye
o yapay kataraktları takanları bilmesin diye
cellat
bugün istiklalde kol geziyor
elde edinilmesin diye
karşıtı ölüm diye
yaşam bugün izliyor
elleriyle yarattığına bakıyor
ben ne yaptım diye
kendini kendine şikayet ediyor
elbet bıçak olmadan açacaktır ağzını
yaşam
toprağının suyunun oksijeninin
dengesinin bozulduğuna şahit oluyor
can verilen insana eziyet ediliyor
bir lokmayı huzurla yemeğe çalışan insanının
sevgisini aşkını elinden alıyor
sanki alan veren değilmiş gibi
insan soruyor
neye dua edelim ki
niye dua edelim ki
yine açız
ve hep aç mı kalacağız
doğal tarihi içinde gidince ölüme
yaşam çenemizi bile bağlıyor
gülümsemeyelim diye ölüme
sarılıyor insan insana
biliyor ki onu yaşatan
sevgidir özündeki şefkattir
soruyor insan
reva mıdır bu hayat
bu başkalarının tahakkümü
sırçanın el koyduğu adaletin
çenemizi bağlaması
haykırmalı insan
yolun yakını uzağı olmadığını bilerek
emanetleri geri almalı
rozetlerini takmalı birbirlerine
yürümeli istiklalde
karşıtı yok demeli
açlığını doyurmak için
kolların kavuşmasını istemeli
sevgiyle
buyurun sofraya
