Ana Sayfa Ekoloji [ YAZI DİZİSİ- 3 -“ECDADIMIZ SİYASETİ”] Prof. Dr. Vedat Çalışkan

[ YAZI DİZİSİ- 3 -“ECDADIMIZ SİYASETİ”] Prof. Dr. Vedat Çalışkan

0
[ YAZI DİZİSİ- 3 -“ECDADIMIZ SİYASETİ”] Prof. Dr. Vedat Çalışkan

“Kent Meydanı” adlı AVM. Yapının üzerine eğlenircesine “Kent Meydanı” yazmışlar

Şeytanın şapka çıkaracağı bir başka gönül belediyeciliği hikayesi de 2004-2009 yılları arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yapan AKP’li Hikmet Şahin döneminde yaşandı. Bursa’nın eski otogarı (Santral Garaj) Bursa ovasındaki yeni terminal binasına taşındı. Santral Garaj yıkıldı ve çevresi yüksek paravanlarla çevrildi. 72.774 metrekarelik bu devasa alanın Kent Meydanı yapılacağı kamuoyuna duyuruldu. Paravanların üzerinde de proje adı olarak “Kent Meydanı Projesi” yazıyordu. Paravan kalktığında Bursa’nın orta yerinde nurtopu gibi bir AVM’si olmuştu. Adı mı? “Kent Meydanı AVM!”. Şehrin kalbinde 50 milyon dolara mal olan bir AVM şimdi mükemmel bir trafik yükü yaratmayı sürdürüyor. Müthiş bir kamusal kaynak şirketlere ve mağazalara dönüştürüldü. Hikmet Şahin ise belediye başkanlığından ayrıldıktan kısa bir süre sonra işyerinde bacağından vuruldu, fakat kan kaybı nedeniyle hayatını kaybetti. Bir zamanlar basına yansıyan haberlere göre, Hikmet Şahin’in ailesine ve gazetecilere söz ettiği, “içinde önemli bilgiler var, yakında açıklayacağım” dediği klasör, vurulduğu gün ortadan kayboldu. Acaba neler açıklayacaktı? Unutuldu gitti vesselam… Umarız bu gönül belediyeciliği ile Bursa’ya nasıl hizmet edildiğini yakın bir gelecekte detaylarıyla öğreniriz.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Vedat Çalışkan

Toplumumuzun kültürel ve tarihsel miraslara ilgisi genellikle çok düşüktür. Ören yerlerine bir şekilde gelmiş ebeveynlerin taşları inceleyen çocuklarına “ne bakıyorsun o kadar? Görmüyor musun daş işte!” dediğini duymuşluğum var. Durum ecdada ait kabul edilen miraslarda da çok farklı değil. Kentin peyzajını alt üst eden TOKİ gökdelenlerini Bursa’nın gelişimi sayan çok insan tanıdım. Yerel medyada yeni AKP li belediye başkanını zahmetten kurtarmak için “bu gökdelenler yıkılmasın. Hepimize ibret olsun” diye yazan ibretlik köşe yazarları bile var. Şu fıkra gibi, mahkuma asılırken son sözü sorulmuş, o da “beni asın ki bu bana bir ders olsun!” demiş.


“Kent Meydanı” adlı AVM. Yapının üzerine eğlenircesine “Kent Meydanı” yazmışlar

Bu arada ilginç bulduğum bir anımı da paylaşmak isterim sizlerle. Bir ulusal proje yarışmasında jüri heyetinde görevliydim. Askeri okul öğrencileri Bursa surlarının korunması ile ilgili güzel bir proje hazırlamış ve finale gelmişlerdi. Finallerde sözlü sunum yapılıyor ve proje ekibi jürinin sorularını yanıtlıyordu. Onlara “bu proje fikrinin oluşmasında motivasyon faktörünün ne olduğunu” sormuştum. Şöyle bir cevap almıştım: “surların üzerine boya ile yazılan ilan-ı aşk yazıları gördük ve bu bizi rahatsız etti”. Öğrencilerin Bursa’nın tarihsel miraslarına ilgilerinin derinliğini ölçmek için devam ettim: “Bursa bir başkentti. Bu şehrin bir sarayı da olmalı o zaman” dedim. Beni onayladı “evet, mantıklı” dedi. “Peki o zaman nerede bu saray?” diye sordum. Aslında bu soruyu askeri lise öğrencisi olduğu için bileceğini düşünerek sormuştum. Fakat yanıtı yoktu. Oysa Osmanlı’nın Bursa Sarayı ya da diğer adıyla Bey Sarayı kalıntılarının üzerine 1960’larda Bursa Ordu Evi inşa edilmişti!

Turizmin özellikle gelişmekte olan birçok ülkede tarihsel ve kültürel miras alanlarının korunmasına çeşitli araçlarla katkı sağladığı oldukça açıktır. Aspendos, Bergama, Efes, Truva, Assos, Afrodisias, Didyma, Sagalassos, vs. bunların görünür hale gelmesi olsun, birçok anıtsal yapının koruma altına alınması ve müzeciliğin gelişimi olsun bu süreçler üzerinde özellikle yurtdışından ziyaretçi talebinin önemli etkisi olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı kentlerine ve anıtsal yapılarına ilgi de yine de turizmle bağlantılı olarak gelişme göstermiştir. Hamdolsun ecdadımızı yabancılardan öğrenecek değiliz dediğinizi duyar gibi oluyorum. Gelin Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala’nın 2012 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin basın bültenindeki açıklamasına kulak verelim: “Konuştuğum turistler bana ‘…Tamam 130 yıl şehriniz başkentlik yapmış ancak nereden yönetildi?’ diye soru soruyor. Orada Bey Sarayı’ndan kalma bir tek duvar var. Surların yanında Bey Sarayı’nın da ortaya çıkması bir bütünlük sağlayacaktır…” Bursalıların aklına gelmeyen şeyi turistlerin merak ediyor olması ilginç görünmüyor mu? Turistler talep edince konu daha iyi kabul mu görüyor? Şu ecnebi turistler de olmasa ecdad mirasının peşine düşüleceği yok yani.

Kentsel tasarımların ve kentsel açık alanların, yürüyüş yollarının ve parkların ne kadar önemli olduğunu pandemi günlerinde hep birlikte hissettik ve yaşadık. Doğal yaşam alanlarının giderek daraldığı, kent ekolojisini hiçe sayan betonlaşmanın sonucunda nasıl bir hayat bekleniyor ki? Sığ, vizyonsuz ve rant kovalayıcı kadroların ve onların tel tel dökülen politikalarının sonunda nasıl bir gelecek olacağı umuluyor ki? Bu bir yok oluş. Doğada türlerin yok olması gibi kültürel ve tarihsel miraslar da yok oluyor. Bunlara ecdad yadigarı şehirler ve yapılar da dahil. Sağlıklı ve refah bir geleceği kurmak, ancak ve ancak coğrafyaya, mekanlara ve onun kaynaklarına, değerlerine sahip çıkma bilinciyle mümkün olabilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here