Haberler Makale Manşet

Yeni eğitim, öğretim yılı hayırlı uğurlu olacak mı? – Uğur Türe

“Küçük bir çocuk gibi gerçeklerin karşısına oturun ve her türlü ezberden vazgeçmeye hazır olun, doğanın uçsuz bucaksız derinliğine dalarak onun götürdüğü her şeyi alçakgönüllülükle takip edin, yoksa hiçbir şey öğrenemezsiniz.”

                                  Thomas Huxley

Dünyadaki akademik başarıyı gösteren ölçeklerden biri olan Şangay Klasmanı’nda ilk 500’e Türkiye’den sadece bir üniversite girebildi. 2021 Yılında 71 Rektörlük yapan profesör ünvanlı hocanın hiçbirinin makalelerine tek bir atıf bile yapılmamış. Örgün eğitimden ise vatandaş iyice umudunu kesmiş yapılan son kamuoyu araştırmasında halkımızın sadece %2.5’luk kısmı eğitim sistemimiz için “çok iyi” demiş. Göteborg Üniversitesi’nin 2022 demokrasi raporuna göreyse Türkiye, 179 ülke arasında Ruanda ve Bangladeş’in gerisine düşerek 147’nci oldu. Eğitim kalitesini ölçen PISA sonuçlarında da ‘okuduğunu anlama’ ve ‘matematik’ gibi alanlarda sıralamamız, OECD eşiğinin altı oldu. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun ‘Küresel Haklar Endeksi’nde en kötü 10 ülkeden biri olmayı başardık.

Öte yandan bu kötü gidişe dur demek için “bağzı akademisyenler” “sorun öğretmen niteliklerinde” buyurmuş hedefi koymuşlar.  Maşallah, Sübhanallah! Bu sorunu tespit ederken hangi “ölçeği kullanıp da” bu teoriye ulaşmışlar. Hangi ölçek ve yöntemle artıracaklarmış bu nitelikleri “500 sayfalık pdf ezberleyerek girilecek tek bir sınavla” böyle akademyadan da ancak böyle bir fikir çıkar. İki “profesör” ÖMK neden çok süperdir diye yazı döşenmiş gördüğüm. Döşenir haklı nedenleri de olabilir bakalım ne demişler diye okudum tüm iddiaları temelsiz, eksik ve yanlış bazıları bile bile tahrif edilmiş. Sorunları bilimselse bile onlar açısından pedagojinin değil klinik psikolojinin alanı. Alanınız da iyi olabilirsiniz ama pedagojik meselelerde cahilsiniz kötü niyetlisiniz. Size bu ölçme yöntemi ölçmenin psikometrik niteliklerini taşımıyor niye taşımıyor diye anlattık, ölçmeyi murat ettiği şeyi ölçmüyor, ölçemez dedik. Çocuğa anlatır gibi anlattık yine aynı masalları anlatıyorsanız derdiniz başka demektir.

Yahu bir öğretmen sınıftaki/okuldaki eğitsel/bilişsel becerilerinin tümünden sorumlu tutulmalıdır. Bu becerileri teşvik edilip geliştirecek bir liderlikle öğretmenlerin niteliklerini artırabilirsiniz. 500 sayfalık biz ezber sınava 1000 liralık zam için giren insanları ölçmüş olursunuz bu sınavla sadece. İtaatkâr ve ezberci olanı ölçmüş olursunuz daha çok.  Ama derseniz ki bizim de niyetimiz bu bize böyle eğitimciler lazım o ayrı.

Koskoca profesör olmuşsun “ÖMK ve sınav iyidir” diyorsan bu bir hipotezdir. O hipotezi bilimsel parametrelerle doğrulayacaksın doğrulamak zorundasın yoksa yöntemin de fikrin de çöptür.

Bu iki “profesörün” bir diğer iddiasıysa bu sistem öğretmenleri “yüksek lisans ve doktoraya” teşvik ediyormuş. Saf mısınız yoksa bizi mi saf zannediyorsunuz? Yüksek lisansın öğretim elemanlarının, asistanların bilhassa yeni üniversitelerde nasıl seçildiğini bilmiyor musunuz? Onu geçtim yüksek lisans ayağa düşmüş çoğu gecekondu üniversitesinde bilimsel okur yazarlığı olmayan insanlar tezi bırakın ders projesi olamayacak uyduruk anketlerle yüksek lisans tezi yapıyor hatta artık ona da gerek kalmadı tezsiz yüksek lisans yapıyor hatta artık o bile yetersiz gelince online tezsiz yüksek lisans icat edilmiş. Niye? Akademik gelişme adına mı yoksa “kaynak ve istihdam, kadro yaratmak için mi?” Bazı özel üniversiteler parasıyla ve hatta gecekondu üniversiteleri eşe dosta jest olarak dağıtıyorlar artık yüksek lisans diplomalarını. Bir de alan dışı yüksek lisans da geçerli bu savundukları ÖMK sistemin de o nasıl bir katkı sağlayacak onu izah edemiyorlar çünkü bilmiyor veya kafaya takmıyorlar. Ama bilmeyenlere iri iri laflar söyleniyor “bu sistem öğretmeni akademik olarak yüksek lisans ve doktoraya teşvik ederek niteliklerini artırmaya teşvik ediyor” akademinin ülkemizde niteliği nedir de öğretmenin niteliğini yükseltecek. Ağrı’da, Şırnak’da, Hakkari’de Urfa’da, Yozgat’da hangi yüksek lisanla hangi alanda yükseltecek niteliğini öğretmen. Duyan da sanki ülkemiz üniversitelerinin her biri birer bilim teknoloji üssü kapılarını açmış öğretmenleri bekliyor yüksek lisans için sanır. “Derdiniz yüksek lisansla nitelik artırmak mı yoksa yeni bir kadro ve geçim kapısı daha açmak mı dürüst olsanıza.

Bana gelince ben “salağım” ve ağır derecede “aptalım” defalarca kendime “yapmayacağım” diye söz verdiğim halde beni ilgilendirmeyen konularda ilgilendirenlerden daha cevval ve atak davranıp onların adına konuşurum ve beni ellerinin üstünde tutup yolumu açacak yöneticilerle işbirliği yapmak yerine hakikati söyleyip çatışırım sanki herkesin koyun gibi kendi arasında fısıldadığı dedikodusunu yaptığı hakikati muhatabına haykırmak sadece benim gibi “cins” insanların göreviymiş gibi. Bu sayede bir sürü muhteris  haset, fesat adamın da düşmanlığını kazanmayı beceririm. Ne edelim fıtrat abiciğim bu fıtrat Allah’da bizi böyle yaratmış cezamızı çekiyoruz. Ben de isterdim alayım yürüyeyim tırnağıma taş değmesin diye olmadı bari sizleri rahatsız edeyim. Makam, mansıp ve güç sahipleri yerine hakikatin gönlünü hoş tutmakla cezalandırılmış meczuplardan biriyiz hamd olsun.

Bu da size dert olsun.

Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı uğurlu olsun efendim.

Uğur Türe Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı, Coğrafya Eğitimcisi ugurture@gmail.com

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir