Haberler Toplumsal Örgütler

Türkiye’de inşaat mühendisleri gerçeği: İMO’nun “İş, İstihdam ve İşsizlik” raporu yayımlandı

Telgraf Haber Merkezi

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, “Türkiye’de İnşaat Mühendisleri Gerçeği: İş, İstihdam ve İşsizlik” raporunu bugün yaptığı basın açıklamasıyla duyurdu.

İnşaat mühendisleri işsiz ve güvencesizse yapı güvenliğimiz de tehdit altındadır!

Yapılan açıklamada güvenli ve sürdürülebilir yapılaşma açısından inşaat mühendisliği mesleğinin önemi vurgulanarak; inşaat mühendislerinin tarihte görülmemiş oranda işsiz kaldıkları, her alanda emeği ile geçinen meslektaşlarının düşük ücretlerle çalıştırılması ve hak kayıplarına uğramalarına dikkat çekildi.

Kamu yararını gözeten bir anlayış yerine serbest piyasa kurallarına göre yürütülen politikaların sonucu olarak ortaya çıkan her doğa olayında topluma bedel ödetildiği, verilmeyen her mühendislik hizmetinin iş cinayeti, enerji kaybı, güvenlik açığı, maliyet artışı olarak karşımıza çıktığı belirtilen açıklamada deprem ve afet riskleri taşıyan ülkemizde nitelikli mühendislik mesleğinin önemi vurgulandı.

İş, istihdam, ve işsizlik açısından önemli istatistik değerler içeren raporun bazı can alıcı noktaları şöyle;

– Her on inşaat mühendisinden üçü işsizdir (yüzde 28,2). Bu oran kadın mühendisler ve genç mühendisler arasında çok daha vahim boyutlardadır. Kadın inşaat mühendislerinin yüzde 47,1`i, 35 yaş altındaki inşaat mühendislerinin 48,3`ü işsizdir. Kısacası iki genç inşaat mühendisinden biri ve iki kadın mühendisten biri işsizdir.

– Her iki inşaat mühendisinden biri (yüzde 47,8) 4.200,00 TL`nin altında ücret almaktadır. Daha da kötüsü çalışanların yüzde 27,5`i ise asgari ücretin altında bir ücretle çalışmaktadır.

– Mühendislerin büyük çoğunluğu borçlanmak zorunda kalmaktadır (yüzde 58,9). Her iki mühendisten biri kredi kullanıcısıdır (yüzde 51,7).

–  Kamu kurumlarında istihdam mühendisler açısından neredeyse ortadan kaldırılmıştır. Çalışan on mühendisten yalnızca ikisi (yüzde 18,8) kamuda çalışmaktadır.

– Özel sektörde ücretli çalışan her on mühendisten ikisi (yüzde 19,5) ek iş yapmak zorunda kalmaktadır.

– Covid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik sorunlar da yine inşaat mühendisleri üzerinde etkisini göstermiştir. Özel sektörde çalışan mühendislerin, yüzde 37`si pandemide hak kaybı yaşamıştır.  Bunlardan yüzde 33,2`si ücretsiz izne çıkarılmış, yüzde 26,6`sı ücretlerde düşüş yaşamış ve yüzde 19,6`sı ise işten çıkarılmıştır.

– Mühendislerin yüzde 79,2`si gelecek için kaygılıdır. Gelecek kaygısı kadın ve genç mühendislerde daha yüksektir.

– Mühendisler yurt dışına gitmek istemektedirler (yüzde 65,4). 35 yaş altı mühendislerde ise bu oran yüzde 82,3`dür.

–  Kendi işyerinde faaliyet gösteren inşaat mühendislerinin yüzde 88`inin iş hacmi azalmıştır.

– Bu karamsar tabloyu değiştirmek imkansız değildir. Siyasi iradenin ve ilgili idarelerin yapacağı düzenleme ve uygulamalarla hem kamu yararına hem de meslektaşlarımızın yaşadığı sorunlara çözüm üretmek mümkündür.

– Resmi rakamlar dikkate alındığında, inşaat mühendisi işsizliğine tezat olacak şekilde inşaat mühendisi ihtiyacı olduğu görülmektedir. Ruhsat verilen yapıların sayısına ve mevzuat gereği bu yapıların projelendirilmesinden, inşasına, denetimine kadar görevlendirilmesi gereken mühendis ihtiyacına baktığımızda bırakalım ihtiyaç fazlasını, büyük oranda hizmet açığı olduğu görülecektir. Mevcut mevzuatın uygulanmasıyla bile büyük oranda mühendis istihdamı sağlanabilecektir.

– İnşaat mühendisliği ara eleman statüsüne indirilemez. Projelendirmeden yapı üretimine ve denetimine kadar süreçlerin öznesi inşaat mühendisleridir. Enerji yatırımlarından, ulaştırma yatırımlarına, altyapıdan projelendirmeye, iş güvenliğine kadar birçok alanda nitelikli bir üretimin sağlanması için inşaat mühendisleri mesleki donanımlarının gereğine uygun bir biçimde istihdam edilmelidir.

– Yapı denetim kuruluşlarında ve laboratuvarlarda çalışan/çalışması gereken personelin varlığını, faaliyetlerini daha sıkı denetleyecek mekanizmalar kurulmalı, bu personelin kamu hizmeti yaptığı gerçeğinden yola çıkarak kamu görevlisi olarak hakları ve ücretleri güvenceye alınmalı, bağımsızlıkları ve güvenlikleri sağlanmalıdır.

– İstisnai durumlar dışında, her şantiye şefi sadece bir şantiyede tam zamanlı olarak görevlendirilmeli, şantiye şefliğinin üstlenilmesinde; yapım işinin konusunun, niteliğinin, büyüklüğünün ve ilgili imalatların oranı dikkate alınmalı, keyfi uygulamaların sonlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

– Kamu kurumlarında, yatırımcı kuruluşlarda, belediyelerde kadro açıkları ivedilikle doldurulmalı, kamu kurumlarında zaafa uğratılan mühendislik-kontrollük hizmetleri yeniden tesis edilmeli, personel alımlarında yandaşlığa son verilerek liyakate önem verilmeli, sözlü sınav kaldırılmalıdır.

– Depreme hazırlık, zorunlu bir kamu görevi ve hizmetidir. Bu çerçevede yerel yönetimler dahilinde bina, altyapı izleme ve inceleme birimleri oluşturulmalı, gerek envanter çalışmaları, gerekse iskan sonrası periyodik denetimleri yapılmalı, bu işler için mühendis ve mimar istihdamı sağlanmalıdır.

– Kamu ihalelerindeki anahtar teknik personel sayısı artırılmalı işin gerekliliğine göre gerçekçi bir düzeye çıkarılmalıdır. Bu personelin çalıştırılıp çalıştırılmadığının kontrolüne önem verilmelidir.

– Ruhsata tabi işlerde faaliyet gösteren müteahhitlik firmaları için, yaptıkları işlerle uyumlu bir oranda mühendis-mimar ve yardımcı teknik eleman istihdamı zorunlu hale getirilmelidir.

– Ülkemizdeki uluslararası projelerde veya yurt dışında hizmet veren müteahhitlik, müşavirlik veya özel hizmet firmalarının Türk vatandaşı mühendis ve mimarları istihdam etmeleri, teşvik veya cezai yöntemlerle tesis edilmelidir.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir