İzmir’in Gaziemir ilçesinde radyoaktif atıkların gömülü olduğu Emrez Mahallesi’ndeki eski kurşun fabrikasının 70 dönümlük alanında yapılan ölçümde 7 bin 291 katı oranında radyasyon tespit edildi.
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda “Buradaki nükleer atıklar tüm İzmir’i tehdit ediyor. Yetkililer bir an önce harekete geçerek tüm canlıları zehirleyen bu alandaki atıkları temizlemelidir” dedi. Arda bu atıkların nereden geldiğinin de ortaya çıkartılması gerektiğini belirtti.
‘Tüm İzmir’i tehdit ediyor’
Cumhuriyet’te yer alan habere göre Avukat Arif Ali Cangı ile birlikte fabrikanın harabeye dönmüş binalarında giren Arda, Almanya’dan getirilen cihazla radyasyon ölçümü yaptı. Yapılan ölçümlerde cihaz 832.3µSv/h (mikrosievert/saat) rakamını gösterdi.
Arda “Avukat Arif Ali Cangı ile yaptığımız ölçümlerde gördüğümüz rakamlara inanamadım. Bilim insanlarının söylediklerine göre 1 mSv/y oranı normal kabul ediliyor. Ancak kurşun fabrikasında ölçtüğümüz oran bunun 7 bin 291 katı. Buradaki nükleer atıklar tüm İzmir’i tehdit ediyor. Yetkililer bir an önce harekete geçerek tüm canlıları zehirleyen bu alandaki atıkları temizlemelidir” diye konuştu.
3 haftadır nükleer atık alanında sürdürdüğü 11 dakikalık “Duran Adam” eylemini de ölçümde çıkan şok değerlerin ardından atık alanının dışına taşımaya karar verdiğini belirten Arda, “Bu değerleri gördükten sonra kimsenin sağlığını tehlikeye atmamak adına eylemimizi atık sahasının dışındaki otoparkta sürdürmeye karar verdik. Gördüklerimize halen daha inanamıyorum. Burada bir halk sağlığı katliamı var. Buranın 14 yıldır temizlenmemiş olması tam bir garabettir. Vicdansızlıktır. Artık yeter. Gaziemirlileri daha fazla zehirlemeyin ve bu alanı temizleyin” dedi.
Fabrika bahçesine bulunan atık kutularını da inceleyen Arda ile Cangı, topraktan duman tüten alanlarda da ölçüm yaptı.
‘Bu atıkların nereden getirildiği ortaya çıkarılmalı’
Fabrika alanında ülkeye girişi yasak olan atıkların gömüldüğü ifade eden Avukat Cangı da, bu atıkların nereden getirildiğinin ortaya çıkarılması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Ülkeye girişi yasak olmasına rağmen bölgede Europium 152 izotoplarının gömülü olduğu devletin yetkili kurumları tarafından resmi olarak tespit edildi. Nükleer santrali olmayan bir ülkenin üçüncü büyük kentinde nükleer atıklar ortaya çıkıyor. Bu nasıl geldi, kimler getirdi? Nükleer atık ticareti dünyanın başına bela olan işlerden bir tanesi. Dolayısıyla bu atık dışarıdan geldi. Muhtemelen Aliağa’da kaçak yollarla sökülen gemi veya denizaltılardan geldi ama bunun ortaya çıkarılması gerekiyor. Buradaki atıkları temizleyemiyorken nükleer santral yapıldığı zaman halimizin ne olacağını düşünemiyorum. Bu küçücük atığı bertaraf edemiyoruz, nükleer santralin atıklarını ne yapacağız. İzmir’de böyle bir yerin olması hepimiz için utanç kaynağı olması gerekiyor.”
Bu atıkların 2007 yılında tespit edildiğini belirten Cangı alanda yapılacak çalışmayla ilgili şu öneriyi dile getirdi:
“Ege Üniversitesi Nükleer Araştırma Enstitüsü’ne ölçüm yaptırıp resmi rapor hazırlanmasını öneriyorum. Bu atıkların alınıp götürülmesi için ne gerekiyorsa yapılmalı, koruma altına alıp beton ya da çelik blokların içine koyulup gömülmesi gerekiyor nükleer atık oldukları için. Nükleer atıkları bertaraf edecek bir teknoloji şu an için yok.”
Dr. Küçükgül: Bu iş uluslararası kaçakçılık ve organize suçlar kapsamında
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden emekli öğretim üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül de, ölçüm yapılan aletin son yıllarda en çok kullanılan Gammascot marka yeni bir cihaz olduğunu son okunan değerin 832.3 µSv/h olduğunu da belirterek, “Bu oran çok çok yüksek bir değerdir” dedi. Küçükgül “Gaziemir’de, Sayın Arda ve Cangı’nın ölçtüğü anlık değerin Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu ve bizim radyasyon güvenliği yönetmeliğine göre kabul edilebilir sınır değer olan 1mSv/y değerinin tam 7 bin 291 katı radyasyon çevreye yayılmaktadır. Güvenli bir radyasyon sınır değeri yoktur. Yetki, sorumluluk ve vatana, halka hizmet borcu olan herkesi göreve davet ediyorum. Bu iş uluslararası kaçakçılık ve organize suçlar kapsamında araştırılacak bir konu olup Interpol ve uluslararası yargıyı da göreve çağırıyorum” diye konuştu.