Yapılan gözlemlere göre büyük bir kısmı biten yol daha şimdiden bölgedeki kaya oluşumlarına ve tarihi yapılara zarar vermiş ancak esas ciddi tahribat yolun kalan 500-600 metrelik bölümünde olacak.
Evrensel‘den Özer Akdemir’in haberine göre; bölge UNESCO Dünya Mirası korumasının yanı sıra 1. Derece Arkeolojik ve doğal sit alanının tam ortasında, Göreme Açık Hava Müzesi’nde bulunuyor.
Ortahisar-Göreme arasındaki eski yoldan geçen araçların yarattığı titreşimin önemli bir kültür mirası olan Tokalı kilisesine zarar verdiği gerekçesiyle kapatılması meselesi de yeni değil.
2011 yılında Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu bu yolun kapatılması kararını vermiş ama yol aradan 11 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen kullanmaya devam edilmiş. İşte bu eski yolun trafiğe kapatılması için geçtiğimiz haftalarda başlanılan yeni yol da eski yola paralel bir konumda bulunuyor. Eski yolla yeni yol arasında peri bacalarından oluşan bir vadi var. Yapımı süren yeni yol bu vadinin yamaçlarını oluşturan kayalık bir arazinin tam üzerindeki platodan geçiyor.
Yol, hem peri bacalarının hem tarihi eserlerin tam ortasında bir konumda yer alıyor.
Yol aynı zamanda Kapadokya’nın en önemli tarihi yapılarından Saklı Kilise’nin de neredeyse üzerinden geçiyor. Her ne kadar Kapadokya Alan Başkanlığı yolun Saklı Kilise’ye 18 metre uzaklıkta olduğunu ileri sürse de (ki bu bile yolun kiliseye çok yakın olduğunun itirafı bir anlamda) dronla yapılan çekimler yolun Saklı Kilise’nin giriş kısmının hemen üzerinde bulunduğunu ortaya koyuyor.
Kapadokya Koruma Grubu sözcüsü Mükremin Tokmak drone çekimleri üzerinden yaptığı değerlendirmede Saklı Kilise’nin kayaların içine doğru uzadığını, yani yolun altında kaldığını ileri sürüyor. Tokmak şunları söylüyor;
“Evet eski yoldaki trafik Tokalı Manastırı’na zarar veriyordu hakikaten ancak bunun önlemi alınabilirdi. Mesela başta tur otobüsleri olmak üzere ağır tonajlı araçların bu bölgeye gelmesine izin verilmez, tur araçları aşağıda bir yere park ettirilip turistler Manastır’a yürür ya da taşınabilirdi. Bunu yapmak yerine Kapadokya’nın en karakteristik özelliklerinin olduğu bir yerin ortasına yeni yol yapıyorlar. Bu akılla bilimle, vicdanla anlaşılabilir bir şey değil. Bunun adı vandalizmdir.”
Kayalık bir platonun üzerinde geçirilen yolun toprakları aşağıda, dik bir eğimin olduğu yerden Saklı Kilise’nin bulunduğu vadiye doğru akıtılmıştı.
Mükremin Tokmak bu dik eğimin düşürülebilmesi için kayalık platonun oyularak düzleneceğini, bu arada altta bulunan bütün mağaraların yok olacağını iddia ediyor. Yol, vadiden 500-600 metre daha gittikten sonra eski yolla birleşecek.
Yolun devamının yapılması durumunda şimdiye kadarki kısımlarda yol açtığı tahribattan çok daha büyük bir tahribata neden olacağı bir bakışta görülebiliyor.
Öte yandan manastırın giriş kapısı üzerindeki kırmızı desenleri göstererek yapının Hıristiyanlık resim yapmanın yasak olduğu erken Bizans dönemine ait olabileceğini dile getiren Tokmak, kilisesi, barınma odaları, kileri ve iç içe gezilebilen kat kat yapısı ile son derece önemli bir manastır kompleksinin yol inşaatı ile yok edileceğini söylüyor. Platonun altının kaya mağaraları ile dolu olduğunu belirten Tokmak’a göre yol bu mağaraları da yok edecek.
Tokmak iş makinelerinin Kapadokya’da koruma altındaki alanlara girmesinin yasak olduğunu belirterek “Bu makinelerin burada olması bile başlı başına suç” dedi.
Yolun genişliğini adımlayan Tokmak yaklaşık 16 adımda geçtiği yolun Alan Başkanlığının ileri sürdüğü gibi 5-6 metre genişliğinde değil en az 12-13 metre genişliğinde olduğunu ifade etti.
Yolla ilgili TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin dava açtığını aktaran Tokmak, Kapadokya’yı koruma gönüllüleri olarak kendilerinin de bu tahribatın durdurulması, şu ana kadar verilen zararın tespiti ve sorumluların cezalandırılması için sonuna kadar çaba göstereceklerini söyledi.