Ana Sayfa Haberler 6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” nedeni ile 1996 yılından bu yana katledilen gazeteciler anılıyor

6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” nedeni ile 1996 yılından bu yana katledilen gazeteciler anılıyor

0
6 Nisan “Öldürülen Gazeteciler Günü” nedeni ile 1996 yılından bu yana  katledilen gazeteciler anılıyor

İSTANBUL – Türkiye’de iktidarlar değişse de Kürt gazetecilerin hedef olmaya devam ettiğini belirten gazeteci Bayram Balcı, özgür basının tüm baskılara rağmen gerçeklerden vazgeçmediğini ifade etti.  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Hasan Sabri’nin öldürülmesinin yıl dönümünü, “Öldürülen Gazeteciler Günü” olarak kabul etti. 1996 yılından bu yana 6 Nisan’da katledilen gazeteciler anılıyor. Musa Anter, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Hrant Dink gibi bir çok gazeteci, gerçekleri kaleme aldıkları için katledildi. Özellikle 1990’lı yıllarda Kürt gazeteciler baskıların hedefi oldu. Birçok Kürt gazeteci ya katledildi ya da gözaltında kaybedildi.  Uzun yıllar baskılara karşı yayıncılık yapan Özgür Gündem’de çalışan isimlerden biri olan gazeteci Bayram Balcı, gazetecilere yönelik baskıları değerlendirdi.

  ÖZGÜR BASIN MÜCADELESİ

 Türkiye’de gazeteciğinin hiçbir zaman bir kamusal görev olarak yapılamadığının altını çizen Balcı, 1990’lı yıllardan sonra Türkiye’de gazetecilere yönelik baskı ve saldırılarda bir konsept değişikliğine gidildiğine dikkat çekti. Balcı, “Bunun nedeni 1992 yılında Özgür Gündem gazetesinin yayın hayatına başlamasıydı. Çünkü, Özgür Gündem gazetesiyle birlikte, ‘özgür basın mücadelesi’ başladı. Bundan dolayı özgür basına yönelik siyasi iktidarların topyekûn saldırıları da başladı. Gazetemiz yayın hayatına başlayalı bir hafta olmamıştı ki 8 Haziran 1992 yılında Amed’te Hafız Akdemir arkadaşımız katledildi. Onun ardından arkadaşımız Ferhat Tepe, Kemal Kılıç, Hüseyin Deniz, Ahmet Şenol, Nazım Babaoğlu, Apê Musa ve daha pek çok arkadaşımızı katletmeye başladılar. Bende o dönemde tesadüfen hayatta kalmış bir gazeteciyim” diye ifade etti. 

HAKİKATİN PEŞİNDEN GİTTİLER

 Baskılara rağmen tarihi bir görev yaptıklarını söyleyen Balcı, “Bu saldırılar karşısında o zaman böyle düşünmüştüm; eğer devlet güçleri bizim üzerimize böyle geliyorsa biz tarihi bir iş yapıyoruz ve tarihsel bir görevi yerine getiriyoruz. Karanlıkta kalınması istenen ‘gerçekleri’ açığa çıkartmaya çalışıyoruz. Devlet güçlerinin Kürdistan’da işlediği savaş suçlarını, kamuoyuna duyuruyoruz. Böyle tarihi bir misyonu üstlendiğimizin farkındaydık. Yaptığımız iş, insanlığa karşı bir sorumluluktu. Canımızdan olma pahasına bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyorduk. Bu insanın birazda kendisine duyduğu saygıyla ilgili  bir durum. O dönemde Özgür Gündem gazetesinde çalışan ve yaşamını ortaya koymuş arkadaşlarımın da benim gibi düşündüğüne eminim” dedi.

  ‘JİTEM TETİKÇİLERİ’

 Devletin saldırılarına karşı asla geri atmadıkları vurgulayan Balcı, “Katledilen arkadaşlarımız özgür basın geleneğini yarattı. 90’lı yıllarda katledilen arkadaşlarımızın yaptığı haberler sayesinde, bugün askerler tarafından 3 bin köyün yakıldığını herkes biliyor. 17 bin sivil insanın sokaklarda ‘JİTEM tetikçileri’ tarafından katledildi. Bu sivil insanların nasıl katledildikleri, neden katledildiklerini o dönemde katledilen arkadaşlarımız sayesinde biliyoruz” diye konuştu. 

 BASKILARA RAĞMEN BUGÜNE GELİNDİ 

1994 yılında Milli Güvenlik tarafından Kürt basınını bertaraf etme yönünde kararlar alındığını belirten Balcı, “Bu karar sonucunda Özgür Gündem’in devamı olarak başlayan Özgür Ülke gazetesinin İstanbul ve Ankara’da büroları bombalandı. Gazete binamız yerle bir edildi. Bombalama esnasında Ersin Yıldız arkadaşımız yaşamını yitirdi. 23 tane gazeteci arkadaşımız yaralandı. Ancak özgür basın bu imha saldırılarına rağmen, yayınına bir gün bile ara vermeden devam etti. O dönemde Özgür Ülke gazetesinin dostları ve devrimci basın emekçilerinin yardımlarıyla, ‘Bu Ateş Sizi de Yakar’ manşetiyle başladı ve bugünlere kadar geldi” dedi. 

 AJANS VE GAZETELER KAPATILDI

 AKP iktidarı sürecinde de Kürt basınına yönelik baskıların arttığını söyleyen Balcı, bu süreçte yaşanan baskıları şöyle sıraları: “Birçok gazeteci arkadaşımız işkencelerden geçirildi. KCK basın adı altında yapılan saldırılarda 20’nin üzerinde gazeteci arkadaşımız tutsak edildi. 2016 yılında 13 DİHA muhabiri arkadaşımız tutsak edildi. Gazeteler ve haber ajansları, KHK’yle kapatıldı. Bilgisayarlarına, kameralarına el konuldu.” 

 GAZETECİLERDEN İNTİKAM ALINIYOR 

Cezaevlerinde birçok hasta tutuklunun olduğunu dikkat çeken Balcı, tutukluların sağlığa erişim hakkının engellenerek ölüme mahkum edildiklerini belirtti. Balcı, “Yine  2016 yılından beri tutsak edilen gazeteci arkadaşımız Ziya Ataman, haber yapmaktan başka ne suç işledi?  Dava dosyasına baktığımızda haber yapmaktan başka delil yok. Ama bunlara rağmen hakkında 9 yıl hapis cezası verildi. Üstelik Ziya arkadaşımızın davasına bakan hakimler tutuklanmış cezaevindeler. Ziya Ataman’da  bu hasta tutsaklardan biri. Tedavi olması engelleniyor. Yine aynı şekilde 2016 yılında tutsak edilen gazeteci Nedim Türfent arkadaşımız var. Nedim’in neden tutsak edildiğine baktığımızda, Yüksekova da özel harekat polislerinin inşaat işçilerine yaptığı işkencenin haberini yapmıştı. Devlette adeta işkence haberini yaptığı için Nedim’i tutsak ederek intikam aldı” dedi.  2017 yılında Diyarbakır Newrozu’nda dünyanın gözü önünde polis tarafından Kemal Kurkut’un öldürüldüğünü anımsatan Balcı, “Bunu belgeleyen gazeteci Abdurrahman Gök, bugün yargılanıyor. Fakat geri dönüp baktığımızda, 90’lı yıllardan günümüze kadar, özgür basını susturmak için yapılmamış bir saldırı ve baskı, tehdit işkence yöntemi kalmadı. Buna rağmen özgür basın gelenekçileri, kendilerini hem gençleştirerek,  hem de geliştirerek, yollarına devam ettiler” diye belirtti. 

 BASIN ŞEHİTLERİNİN İZİNDE

  Bugün canların vererek özgür basın geleneğini yaratan özgür basın şehitlerine laik olmak için gerçekleri yazmaya devam ettiklerini söyleyen Balcı, “Özgür basın geleneğini yok etmek hiçbir iktidara nasip olmayacaktır. Özgür basın geleneği içinde olan gazeteciler, hem kendilerini geliştirerek, hem de gençleştirerek yollarına devam edecektir” diye vurguladı. 

 ‘KÜRT BASINI ASLA GERİ ADIM ATMADI’

 6 Nisan’da katledilen gazetecilerin anıldığını ancak faillerinin bugüne kadar yargılanmadığına işaret eden Balcı, “Cezasızlık politikası, günümüzde devam ediyor. Bugüne kadar katledilmiş, hiçbir Kürt gazetecinin katili yargı önüne çıkarılmadı ve cezalandırılmadı. Buna rağmen Kürt özgür basın mücadelesi de taviz vermeden, günümüze kadar ulaştı. Ve asla geri adım atmadı” ifadesinde bulundu. 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here