Cizre’de 40’ı aşkın öğrenciye cinsel tacizde bulunan Eğitim Bir-Sen Temsilcisi Burak Ercan’a, 22 ay 15 gün hapis cezası verilmesini “özel savaş politikasının devamı” olarak değerlendiren kadınlar, failin birileri tarafından korunarak, ödüllendirildiğini söyledi. Şırnak’ın Cizre ilçesindeki Merkez Anadolu Lisesi’nde 2019 yılında 40’ı aşkın öğrenciye cinsel tacizde bulunan müdür yardımcısı ve Eğitim Bir-Sen Temsilcisi Burak Ercan’ın yargılandığı davanın karar duruşmasında, “Basit istismar” suçundan 22 ay 15 gün hapis cezası verildi. Karara tepki gösteren kadınlar, mahkemelerin tutumunun özel savaş politikalarının bir parçası olduğunu belirtti.
‘ÖZEL SAVAŞIN PARÇASI’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekilli Nuran İmir, yaşanılanları “özel savaş politikalarının parçası” olarak nitelendirerek, “Tamamıyla istismar failinin lehine bir karar çıktı. Bir nevi ödüllendirildi diyebiliriz. İktidarın Kürt kentlerine yönelik başlatmış olduğu savaş politikasından ayrı değerlendirmiyoruz. Özellikle de karanlık güçler tarafından özel savaş konsepti üzerinden düşürme, ahlaki çöküntü ve yozlaştırma faaliyetleri yürütülüyor. Kürdistan’da yüzlerce örnek verebileceğimiz üniformalı kesimler üzerinden toplu olarak taciz veya tecavüze varan durumlar yaşanıyor” dedi.
‘FAİLİ BİRİLERİ AKLADI’
Failin çocuklar için tehlike arz ettiğini söyleyen İmir, “Her alanda buna karşı tepkiler gösterildi. Meclis gündemine de getirdik. Ancak birileri bu kişiyi aklamaya çalıştı. Eğitim Bir-Sen bile üstünü kapatarak, buna karşı tepki gösterenleri ‘Örgüt propagandası’ yapmakla suçladılar. Ancak geri adım atmadık. Failin tutuklanması ve görevden men edilmesi yönünden çabalarımız oldu. Bu istismarın içinde bir tecavüz durumu da var. Fakat mağdurun ailesinde tabular var. Bu yüzden gelip suç duyurusunda bulunamadı. Ailelerin bir kısmı bu noktada sessiz kaldı. 40 genç kadının geleceği karartıldı. 40 öğrenci okullarından alındı. Eğitimlerine devam bile edemediler. Hem aileler tarafından hem de bu öğretmenin tehditleri üzerinden öğrenciler toplumdan izole edildi. Bu olay batının herhangi bir kentinde olsaydı Burak Ercan öğretmenlikten men edilirdi. Bu karar vicdanımızı yaralamıştır. Fail nereye giderse gitsin biz kadınlar, karşısında durmaya ve mücadeleye etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.
‘ADALETE İNANÇ KALMADI’
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şırnak Şubesi Kadın Sekreteri Serap Ok, adli sürecin yeterlilik anlamında zayıf kaldığını belirtti. Yargılama süreci uzun sürdüğü için mağdurların bir kısmının ifadelerini geri çektiğini hatırlatan Ok, çocukların adalete karşı inancını yitirdiğini kaydetti. Failin ağır bir şekilde cezalandırılması için davanın takipçisi olacaklarını vurgulayan Ok, “Çocuklarımızın her daim yanında olacağız ve nerede olursa olsun davanın takipçisi olacağız. Geleceğimizin hiçbir şekilde kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Bundan sonraki süreçlerde Eğitim Sen olarak tüm şubelerimizle olayın takipçisi olacağız” dedi.
BENZER OLAYLAR ÖRTBAS EDİLDİ
Karara tepki gösteren HDP Cizre İlçe Eşbaşkanı Zilan Ecevit de, aynı okulda daha önce de benzer olayların yaşandığına değinerek, “2008 yılında bende Anadolu Lisesi’nde okudum. Daha başlamadan yine müdürler tarafından yapılan bir taciz olayı gündem olmuştu. Bu olay basına da yansıdı ve tüm Cizre’ye de yansıtıldı ama o zaman da bir şekilde olay örtbas edildi. Yine ‘Öğrencilerin kıyafetleri uygun değil’ söylemiyle olayı kapattılar. O dönemin müdürü de görevine kaldığı yerden devam etti. Daha sonra görev yeri değiştirildi. Sürekli olarak bu okulda bu tarz olaylar yaşanıyor. Daha ayrıntılı bir şekilde araştırılması gerekir. Bu sistematik bir şekilde kız öğrencilerine yapılıyor. Yine basit bir kıyafet düzensizliği üzerinden kapattılar. Cizreli kadınlar olarak bu cezayı asla kabul etmeyeceğiz. Daha ağır bir ceza alması için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu kararlar halkın vicdanını yaralıyor” ifadelerini kullandı.
FAİL ÖDÜLLENDİRİLDİ
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivisti Güler Tunç ise, verilen kararın kabul edilir olmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Konu Kürt ve Kürt kadınları olunca istismarcı ve tacizcilere ödül gibi ceza veriliyor. Bunun örneğini önce ki gün gördük. Failin avukatı sürekli olarak ‘Bu bir siyasi komplodur. 4 yıl içinde B.E. Güneydoğu’da halka hizmet etti ve çocuklara iyi bir eğitim verdi’ üzerinden bir savunma yaptı. Cizre, direnişleriyle bilindiği için özellikle bu şekilde hedef alınıyor. Biz bunu sıradan ele almıyoruz. Bu cezasızlık politikasının bir sonucudur. İpek Er davasında da buna tanık olduk. Bu duruşmayı takip ettiğimiz süreçte de mahkeme heyetinin tutumunu gördük. Yıllardır Cizre’de yürüttükleri politikalar sonuç vermedi. O yüzden de özel savaş politikalarını devreye soktular. Bu politikalara karşı da kadınların çığlığını ve örgütlülüğünü daha da yükseltmesi gerekiyor. Burada yürüttükleri hiçbir politikaları amacına ulaşmadı ve bundan sonra da ulaşmayacaktır. Bu kararlığı sürdürmek için de daha fazla mücadele etmemiz gerekir.”
MA / Zeynep Durgut