İran’da 2019 protestolarının üçüncü yıldönümü vesilesiyle başlayan yeni protesto dalgasında resmi güvenlik güçlerinin yanısıra, rejim organlarının “terörist” olarak nitelediği sivil grupların da bir çok kentte sokaklardaki topluluklara ateş açması sonucunda Çarşamba gecesi en az yedi kişi öldürüldü.
Iran, Irak ve Arap yarımadası ülkeleriyle ilgili bağımsız haber portalı amwaj.media’nın İran’daki açık haber kaynaklarını tarayarak verdiği bilgiye göre, öldürmeler, iki ayrı kentte, protestocuların sokaklara döküldüğü ve bazı işyerlerinde üst üste ikinci gün greve gidildiği sırada gerçekleşti.
Huzistan’da pazar yerine saldırı: 5 ölü
►Resmi IRNA haber ajansının 16 Kasım’da bildirdiğine göre, güneybatı Huzistan Eyaleti’ndeki Izeh kentinde bir pazar yerine yapılan ölümcül saldırı, en az beş can aldı ve 15 kişiyi yaraladı .
Devlet medyası, yetkililer ve İslam Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), İzeh’deki olayı “terörist saldırı” olarak nitelendirdi. Fars Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, yaralılar arasında güvenlik güçlerinin üyeleri de var.
Tahran Üniversitesi profesörü ve İran nükleer müzakere ekibinin danışmanı Muhammed Marandi, 16 Kasım’da attığı bir tweet’te, saldıran olduğu söylenenleri “batı ve Suudi destekli” olarak niteledi.
Benzer bir silahlı saldırının birkaç saat sonra İsfahan Eyaleti’nin merkezinde de yaşandığı ve Besic paramiliter gücünün en az iki üyesinin öldüğü bildirildi.
Saldırı, IRGC’ye bağlı Tasnim Haber Ajansı’nın geçtiği bir habere göre, bir Besic üssünü hedef aldı.
Tahran’da protestolar
15 Kasım’da sosyal medyada yayınlanan videolar, protestocuların hükümet karşıtı sloganlara başlamasıyla Tahran Kapalı Çarşısı’ndaki dükkanların kepenk kapattığını gösteriyordu. Tahran’ın çelik piyasasından da sosyal medyaya benzer görüntüler geçildi. Bunun ötesinde işletme sahiplerini dükkanlarını kapatmaları için zorlayan örgütlü grupların varlığına ilişkin haberler de gündeme geldi.
► Twitter’da dolaşan görüntüler, 16 Kasım’da aralarında Şiraz ve Bender Abbas’ın da olduğu birçok kentte protestolar gerçekleştiğini gösteriyordu. Bir videoda da güvenlik güçlerinin Tahran’da bir kadını dövdüğü görülüyordu.
Devlet medyası, protestoları esas olarak “kalkışmalar” diye adlandırarak ülkedeki altüstlüğü olduğundan daha önemsiz gösterme tutmunu sürdürüyor.
Resmi IRNA haber ajansı 15 Kasım’da piyasaların normal çalıştığını bildirdi ve ülke çapında grev çağrılarını “başarısız bir proje” olarak nitelendirdi.
Yarı resmi Mehr Haber Ajansı, bazı dükkanların kapalı olduğunu doğrulamakla birlikte bunun “grev nedeniyle değil, [dükkan sahiplerinin] isyancıların şiddet, kundaklama ve yıkım girişimlerinden duydukları korku dolayısıyla” olduğunu söyledi.
Rejim yanlısı İran gazetesi de, 16 Kasım’da, yetkililerin, sahibi greve katılan bir kafeyi kapattığını bildirdi.
Ölüm cezaları
► Bu arada, 16 Kasım’da üç tutukluya daha ölüm cezası verildi. Böylece protestolar sırasında tutuklanan toplam beş kişi idam cezasına çarptırılmış oldu.
► Mahkemeler 13 ve 15 Kasım’da da ölüm cezaları vermişti. Bu kararlar temyiz mahkemesinde yeniden görüşülecek.
2019 protestolarında ne olmuştu?
Son üç günde sokak protestolarındaki artış, 2019 protestolarının üçüncü yıldönümünü kutlamak üzere internetten 15-17 Kasım’da ülke çapında gösteri çağrılarıyla ilgili.
2019’da, akaryakıt fiyatlarına bir gecede yapılan zammın tetiklediği gösteriler, İslam Cumhuriyeti’ne karşı açık bir isyana dönüşmüştü. .
Uluslararası Af Örgütü, 2019 protestolarına yönelik ölümcül baskı sonucunda 321 kişinin öldüğünü bildirdi.
Yeni protesto dalgası:
348 ölü, 16 bin tutuklu
İran kurulu düzeni, Sakkız kentinden genç Kürt kadın Jîna Mahsa Amini’nin “ahlak polisi”nin elinde 16 Eylül’de öldürülmesinden bu yana patlak veren yeni protesto dalgasıyla başa çıkmaya uğraşıyor.
►Yurt dışından yayın yapan İran odaklı İnsan Hakları Aktivistleri Haber Ajansı (HRANA), 16 Kasım’da, gösterilerin patlak verdiği Eylül’den bu yana 348 protestocunun öldürüldüğünü ve yaklaşık 16 bin kişinin tutuklandığını, en az 43 güvenlik görevlisinin de öldüğünü bildirdi.
Dokuzuncu haftaya ulaşan altüstlüklerde ne devlet ne de protestocular geri adım atma eğilimi gösteriyor. Protestoculara verilen ağır cezalar ve uygulanan baskılar da caydırıcı bir etkiye yol açmış görünmüyor.
Son ölümlere yol açan kurşunlamalarla ilgili olarak henüz yeterli ayrıntı yok. Ancak amwaj.media bu tür saldırıların, yönetimin protestolara yönelik baskılarını iki katına çıkarması için ek motivasyon sağlayabileceğini yorumluyor.
Nitekim İran üzerine seri yorumlarıyla dikkati çeken Arif Keskin, dün gece Hamaney’in en sert yöntemlere başvurmayı göze aldığına yönelik gözlemlerini aktardı.
► Protestoları destekleyen işçi eyleminin kapsamı, İran devlet medyası ile yurt dışından yayın yapan Farsça TV kanalları arasındaki anlatı savaşının yol açtığı bulanıklık dolayısıyla tam olarak ölçülemiyor. Ancak şu ana kadar işletme sahiplerinin işyerlerinin açık kalması için bastıran yönetim ile işyerlerinin tatil edilmesi için çaba gösteren gruplar arasında sıkıştıkları görülüyor.
► İslam Cumhuriyeti’nin protestolara yönelik olarak elindeki bütün gücü devreye sokmaması, İran’ın 2015 nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmak üzere Batı’yla süre giden müzakerelerin kesilmesine fırsat vermeme kaygısıyla ilişkili olduğu düşünülüyor. Fransız ve ABD’li yetkililer, İran’daki huzursuzluğun nükleer müzakereleri tam olarak çıkmaza sokmasa da zorlaştırdığını ima ediyorlar.
Kaynak Bia