Ana Sayfa Haberler SEÇİM VE DEMOKRASİ- Attila Turnaoğlu

SEÇİM VE DEMOKRASİ- Attila Turnaoğlu

0
SEÇİM VE DEMOKRASİ- Attila Turnaoğlu

Merhaba. Bir süredir Yoğurt yapıyorduk. Buyurun.

  1. DEMOKRASİ TİPLERİ -kısaca
  1. Temsili Demokrasi

Kendisini “Temsili Demokrasi” biçimi altında yönetilen ülke olarak tanımlayan ülkelerde seçimler düzenli olarak yapılır. Dünyada, halkın Temsilcilerini seçmek için seçimlerin yapıldığı 100’den fazla ülke var. Bir Ülke Vatandaşlarının belirli aralıklarla genellikle kurulmuş Siyasi Parti tarafından belirlenmiş kişilerden oluşacak Temsilcilerini veya bir Siyasi Partiye mensup olmayan Bağımsızlar arasından seçip belirlenmiş süre sonunda değiştirebildikleri sisteme seçim denir.

Seçimler, vatandaşların oy kullandığı ve genellikle bir Meclis/Parlamento yapısına kendilerini temsil etmek için Temsilcilerini seçtiği standartlaştırılmış bir süreçtir. Seçimler, bir Ülkenin yetişkin nüfusunun halkın temsilcilerini seçtiği bir demokrasinin temelidir. Seçimler, vatandaşları kendi adlarına kanun çıkaran Temsilcilerini seçmeye teşvik ettiğinden, Temsili Demokrasinin en güçlü aracıdır.

Temsili Demokrasi, bir Meclisin demokratik bir temele dayalı örgütlenmesini belirtmek için kullanılan, ancak Meclis çalışması sürecinde fiili kararların halkın temsilcileri tarafından alındığı siyasi kavramdır.

Temsili Demokrasi modelinde Halk, Meclisin oluşumunda kimlerin görev alacağına karar vermektedir. Meclisin içinden ise kurulacak Hükümetin nasıl oluşacağı yöntemine göre görevlendirilmiş bir Hükümet Başkanı, atama yolu ile görevlendirmeler yaparak Hükümetin oluşumunu gerçekleştirir.

Seçimler, hiçbir hükümetin belirsiz bir süre için seçilmemesini sağlar ve vatandaşları siyasi olarak aktif ve tetikte olmaya devam eder.

Temsili Demokrasi, halkın yalnızca Meclisin temelini oluşturmadığı, aynı zamanda yasaları fiilen yaptığı, yönettiği ve yargıladığı “Doğrudan Demokrasi” uygulamasına zıttır. Doğrudan Demokrasinin tipik örneği antik Atina uygulamasıdır. İsviçre Kantonları da benzer uygulamalar çerçevesinde yönetilmektedirler.

  • Doğrudan demokrasi

En temel düzeyde, doğrudan demokrasi, halkın doğrudan karar alma sürecine bizatihi kendisinin dahil edilmesi anlamına gelir. Demokratik uygulamalar ve fikirler uzun süredir çeşitli biçimlerde tartışılmaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerinde toplumlar, halklarının bir dereceye kadar mutabakatı veya rızasıyla çeşitli yollarla kendilerini yönetmeye çalışmışlardır. Bu eğilim “erken demokrasi” dönemlerinde yeşermiştir.  Antik Atina’da, nüfusun büyük bir kısmı müzakere ve toplu karar alma süreçlerine dahil olmuştur. Bununla birlikte, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllardaki liberal düşünürler, istikrarsız olduğuna ve azınlıkları ezmeye eğilimli olduğuna inanarak bu tür doğrudan yönetime şüpheyle yaklaşmışlar ve belirli becerilere sahip seçilmiş temsilcilerin neyin ortak çıkara uygun olduğunu belirlemek için daha iyi konumlandığını savunarak temsili demokrasiyi desteklemişlerdir.

  • Elit Demokrasi

“ Elit demokrasi, genellikle zengin ve iyi eğitimli olan az sayıda insanın siyasi karar alma sürecini etkilediği bir demokrasi modelidir.”

Bu tanıma bakınca sanki Ülkelerde yeteri kadar etkin, bilgili, tecrübeli, yürekli insanlar yokmuş ve halkın seçeceği Temsilciler bulunamamış da, bu az sayıda “Oligarşik” Elitlerin “aman ülke iyi yönetilsin” diye karar süreçlerine hakim olmak için oluşturulmuş bir yapı olduğu düşüülmektedir.

  • TEMSİLCİLER

Halk kendilerini temsil etmek için ortaya atılan adaylar konusunda nasıl davranmalıdır; şu soruları soralım:

Adayların siyasi geçmişi nedir ve ne tür gruplar, örgütler, cemaatler veya dernekler onları destekledi?

Adayların eğitim durumları, bilgi, görgü seviyeleri nelerdir, katkı verebilecek midir?

Aday adaylığına karar vermede bu kişilerin en etkili özellikleri nelerdir ve seçildikleri takdirde parti içi rekabet çerçevesinde nasıl bir portre çizecektir ki gerek kendisinin gerek ise partinin seçim başarısına ne katkıda bulunur?

Kampanyalarında yeni teknoloji araçları ve sosyal medyanın rolü nedir, dikkatleri partilerine mi yoksa kendilerine mi çekmeyi amaçlar?

Kendisini bir Elit mi, kayyum mu veya bir Parti neferi olarak mı görüyor?

Genel, bölgesel ve halka ait Politika tercihleri ​​nelerdir?

Demokrasinin işleyişi ve siyasi temsilin kalitesi hakkında ne düşünüyorlar?

Seçildikten sonraki dönem boyunca kendilerini Temsil ettikleri kitleye ve bölgeye karşı ne kadar sorumlu hissedebilir?

Parti disiplini içinde mi kalır, parti elitlerinin kuyruğuna mı takılır, doğru bildiğini söyler mi?

  • HALKIMIZ

Halkımız uzun yıllardır seçime giderler ve sandık denilen o “zannedilmiş” kutuya oy atarlar. Sanırlar ki, attıkları oy kendilerini temsil edecek karakterli (B) Temsilciler seçecek ve halkın ihtiyaçları ve menfaatleri uğruna mücadele edecekler. Ancak o “sandıkları” kişiler o sandıklardan çıkmamaktadır. Temsili Demokrasi için oy verdiklerini sanırlar ve öyle umut beslerler ki, “her şey çok güzel olacak”.

Çok şey güzel olur ama kimin için? Tabii ki “Elitler” için. Kimdir Nedir bu Elit denen Emmi’ler? Öyle maharetli Elitdir ki bunlar, “kandırılırlar” “aldatılırlar” ama sadece halkın ihtiyaçları ve menfaatlerini gözettikleri! İçin saftırlar, kandırılırlar,  aldatılırlar. Gözyaşlarında bile nice bizatihi timsahlar boğulmuştur. En büyük maharetleri ise, “hiç bitmeyen bir hikayeyi plak yapıp, ha babam aynı pikap üzerinde döndürmeleridir.” Ha! Bir de çok arsızdırlar. Yani, “utanmasısıkılması olmayanyılışıkyüzsüz kişi” tanımının ithaf edildiği tiplerdir.

“Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı”. – Bedri Rahmi Eyüboğlu

demiş, ancak hiç bu kadarını düşünmemiş olacak ki, Sayın Eyüboğlu epeyce bir kibar tabir içinde kalmış.

  • UYGULAMA

Köylerimizdeki “ihtiyarlar heyeti” dediğimiz yapı çalışıyor mu? Çalışıyor ise, işte bir “Doğrudan Demokrasi” (DD)  örneği.

Bir üst lige çıkalım; kasaba/ilçelerde durum nedir? Böyle bir DD hissetmezsiniz. Ya İller? Hepten Elite çalışırlar.

Sivil Toplum Örgütlerinde durum mesela, bir “demokrasi” kavramı tasvir etmek uygun mudur? Mesela DİSK? Aksini görmedikçe bir DD uygulamasından bahis edilebiliriz.

Haydi uzatmayalım. Bugün Ülkemiz ne halde? Elit yapı içine ittirilmiş haldedir. Bu bir  Elin İtaat talep eden ve her türlü baskıyı ve icraatı bu uğurda yapan kişi ancak öyle bir kısır döngü içinde ki; yakında tahtada ne kale ne vezir ne at (zaten atıyor) ne filo ne de piyon kalmayacak ve bu tahtanın dışına sürülecek. Kasparov’dan beklenen taktik ve oyun alternatifleri de yetmeyecek. Boby Fisher 2008 de vefat ettiği için de artık ABD tarafından bir fısıltı da duyamayacak görünüyor.   Bu “TURNUVA” da artık kaybeder. Bu “Tur” bir “Nueve” dönem olacaktır. ( “Nueve” yani “dokuz” ) Yani Dokuz Köyden kovulacaktır.

  • İTTİFAK

İttifak Kelimesinin Anlamı Nedir?

1. Bir konuda ya da bir hedef doğrultusunda anlaşma.
2. Fikir birliği yapmak, bağdaşmak, uyuşmak.
3. Karara varmak.
4. Söz birliği, oy birliği.

İttifak etmek ne anlama geliyor?

Belirli bir zümrenin ortak menfaat paydasında anlaşması, uyuşması ve bağdaşması.

Dar anlamda böyle. Peki genişletip bir Ülke boyutuna gelelim.

Diyor ki: “Ülkemizin her bir insanının bu hayattan ve kendi özel yaşamlarından bekledikleri her türlü sosyal, ekonomik, siyasal gelişmenin sadece ve sadece halkın tüm katmanlarını kucaklayacak, hiçbir Elitsel uygulama ve menfaat içine girmeyecek, tüm afetlerin sorumluluğunu üzerine alarak insan olmanın temelinde yatan her türlü ihtiyacı için en iyi, kullanılabilir ve sürdürülebilir kaynakları yaratacak bir yönetim, yürütme ve yasama düzenini kurmak için seçeceğiniz Temsilciler bizim ittifakımızın adaylarından olsun”  ve “ Müsterih olun ki bu Temsilciler ”(B) Temsilciler” tarifindekilerden olacaktır.

İttifak yani güncel deyimi ile “Millet Sözleşmesi” bunu vaat ediyor. Elbette bu tanımdaki “Millet” masanın altı ayağı değil, Ülkemizin bütün uzuvlarıdır

  • YİTİK

Ekonomi, siyaset, diplomasi, eğitmen, vs (aklınıza gelenler nedeni ile gülmeyin) iken şimdilerde bir jeolog, astronot, deepremolog olan Elİt Bey unvanları arasına uzun zamandır bir de ek yapmak istiyordu.

Satranç ustası….

E işin Sat tarafında çok başarı; sat babam sat…

E işin Ranç tarafından da öyle… sadece kamuflaja ihtiyacı olduğu için bir lehçe yapmış….. Rant  olmuş  Ranç…

Son söz: Halkımız şu lafı sever: Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer…

Anlamı şudur: “Gerektiği yerde tedbir almayıp sorun yaşayanlar gerekmediği yerde bile tedbir almaya başlar.”

Sevgili Halkımız: Sütler çok sıcaktı ve bozuktu. Taze süt sağılıyor ve ağzınıza layık yoğurt yapılıyor. Maya tutuyor da az zaman lazım. Ancak, siz yine de üfleyin.

Attila Turnaoğlu –1953 yılında İstanbul’da doğan Turnaoğlu, Lise öğrenimini Kadıköy Maarif Koleji’ndetamamlamıştır. ODTÜ Endüstri Mühendisliği’nde yüksek öğrenimini tamamlayarak 1979 yılında iş hayatına atılmıştır.İş hayatında sırasıyla STFA Grubu’nun çeşitli şirketlerinde (1979 – 1994) Yöneticilik yapmıştır. Daha sonra İntermak grubunda Genel Koordinatör olarak görev aldıktan sonra 1995 – 2001 yılları arasında Transtürk Holding Aş – Israel Jv ortaklığı şirketlerinde Gübre, Fide üretim ve pazarlaması konularında görev almıştır. Daha sonra bir müddet müşavirlik yapmış olup, 2005 -2014 yıllarında Koca Grup bünyesinde Çeşitli Yurt Dışı Projeler Koordinatörü olarak Endüstriyel Tesisler, çeşitli alt yapı inşaat işleri faaliyetlerini yürütmüştür. Ardından Bionas Tarım LTD Şirketinde Genel Müdür olarak Rusya’da Organik Tarım üretimi ve Avrupa Birliği Ülkeleri, USA ve Kanada’ya satışlar gerçekleştirilmiştir.Orta öğreniminden beri müzikle uğraşmış, şarkı sözleri ve şarkılar üretmiştir. Şiire meraklı olup üniversite döneminden bu yana şiirler yazmaktadır. Bir dönem roman yazma konusuna da eğilmiş ancak yazdıkları basılmamıştır.YouTube kanalında şarkılar, şiir okumaları, video yapımları mevcut olup ileriye dönük Şiir kitabı basmayı amaçlamaktadır. Denenmemiş çalışmalara meraklı olup Foto-Şiir çalışmaları yürütmektedir. Yaşama ait kısa yazılar yazmaya da çalışmaktadır.

Attila Turnaoğlu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here