Ana Sayfa Haberler 15-16 Haziran Direnişin 52. yılında hayat geleceği yok sayılan yoksul, güvencesiz, göçmen işçileri ve tüm işçi sınıfını sermeyeye karşı kavgaya çağırıyor

15-16 Haziran Direnişin 52. yılında hayat geleceği yok sayılan yoksul, güvencesiz, göçmen işçileri ve tüm işçi sınıfını sermeyeye karşı kavgaya çağırıyor

0
15-16 Haziran Direnişin 52. yılında hayat geleceği yok sayılan yoksul, güvencesiz, göçmen işçileri ve tüm işçi sınıfını sermeyeye karşı kavgaya çağırıyor

TELGRAF HABER- Türkiye İşçi sınıfının en politik gösterisi olan 15-16 Haziran Direnişi bütün ülkemizde 52 yıldır kutlanıyor. Hiç kuşkusuz, emekçilerin sınıf bilincinin meydanlarda görünür hale geldiği gün olan 15-16 Haziran Direnişi emek hareketi ve emekçiler için önemi oldukça büyük.

Kapitalist sömürü sistemine karşı gerçekleştirilen tarihsel işçi eylemleri, arasında yer alan 15-16 Haziran Direnişi örgütlenme özgürlüğüne müdahaleye önemli bir itira olarak doğdu. işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emekçiler arasındaki ırk ayrımcılığına son verilmesi gibi temel talepler için ortaya çıkmıştı. Aradan geçen 52 yıllık süreden sonra sermaye düzeni emekçileri yine her şeyin başladığı o noktaya çekmeye, vahşi kapitalizmin sömürü sistemi içinde emekçilerin kazanımlarını yok ederek, kendi krizini emkçilerin üzerine yıkmak istiyor.O da yetmiyor, emeği metalaştıran sistem, günümüz dünyasında aklı, duyguyu, doğayı ve yaşama dair ne varsa her şeyi ticarileştiriyor, sömürü düzeninin ağlarını hayatın her alanına yayıyor. Bunca zamandan sonra bugün, Özgürce örgütlenme talebi de, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ayrımcılığa son verilmesi talepleri de halâ güncelse ve üstelik var olanların üstüne yeni sömürü halkaları eklenmişse o halde hepimiz bir kez daha yüksek sesle bütün dünyaya haykırmalıyız ki, “bitmedi o kavga, sürüyor ve sürecek!” O kavganın cepheleri artık 52 yıl öncekinden daha fazla ve kavga artık çok daha çetin. Emekçiler o kavgayı sürekli ve her gün yeniden kazanmak zorunda!

15-16 Haziran Direnişi yoksullar, emekçiler, işsizler ve bütün ezilenler için çok katmanlı bir tarihsel hafızadır aynı zamanda. Çünkü 15-16 Haziran Direnişi işçi direnişlerinin tarihi olduğu kadar, aynı zamanda vahşi sömürü düzeni tarafından işlenmiş katliam suçlarının da tarihidir. İlk işçi eylemlerinden bu yana, sermayenin saldırıları sonucunda katledilen sayısız emekçi oldu. Elbette Türkiye de bu tarihsel direniş ve katliam hafızasında önemli bir yer tuttu. Ne Türkiye işçi sınıfının tarihe mal olmuş görkemli direniş eylemlerini, ne de devletin içinde yuvalanmış eli kanlı odakların katliamlarını unutmak mümkün değil. 15-16 Haziran Direnişi yıl dönümünde bu uğurda hayatını kaybetmiş emekçilerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Yepyeni bir güneş gerek

Devletin ve sermaye düzeninin geçirdiği dönüşüm süreci emekçi sınıfın önüne büyük görevler koyuyor. Bugünün dünyasında insan emeğine ihtiyaç duymayan, ya da bu ihtiyacın azaltılmaya, eritilmeye çalışıldığı yeni üretim biçimleri hızla gelişiyor. Teknolojik gelişmeler bir yandan üretim süreçlerini değiştiriyor bir yandan da üretim birimlerini, çalışan işçi sayısını, işçi – işveren ilişkilerini dönüştürüyor. İlk işçi eylemlerinden bu yana varlığına alıştığımız maddi emeğin yanında bugün, maddi olmayan emek, dijital emek, ev içi emek, kayıt dışı emek vb gibi başka emek türleri de yer alıyor. Yaşanan büyük değişimlere karşın emek örgütleri, inatla halâ eski yapılarını korumaya; sermayenin yeni saldırılarına, eski bilindik araçlarla karşı koymaya çalışıyor. Günümüzün emek hareketi, artık aşmak zorunda olduğu evrensel ve çağcıl yapısal bir krizle karşı karşıya.

Yoksulluğa, baskıya, sömürüye karşı, emekçiden, emekten ve doğadan yana bir hayatı kurabilmek için, sermayenin yeni saldırı dalgasına karşı, bugünün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden yapılanmış bir emek hareketinin oluşturulması, işçi sınıfı için artık ertelenemez bir zorunluluktur. Çünkü artık şimdi, yaşadığımız bu karanlık günleri aydınlatacak yepyeni bir güneşe ihtiyaç var.

Türkiye tarihindeki en büyük işçi eylemlerinden 15-16 Haziran Direnişinin 52. yıl dönümü nedeni ile tarihimiz hatırlamakta fayda var.

Kanun değiştirilmek istendi

1970’te Adalet Partisi (AP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu’nda değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslak hazırladı. Bu taslaklar komisyonda birleştirilerek tek taslak haline getirildi. Tasarı, önce Millet Meclisi ardından da Senato’dan geçirildi.

“Güçlü sendikacılık yaratılması” iddiasıyla gündeme gelen değişikliğin asıl amacı sendikal örgütlenmenin ve grev hakkının kısıtlanmasıydı. Değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlıyor, sendika değiştirmeyi güçleştiriyordu. Komisyondan büyük bir gizlilikle geçirilen tasarı için bilim insanlarının ve sendikacıların görüşü alınmadı.

Yasa taslağı 11 Haziran 1970’te Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın onaylamasıyla yürürlüğe girdi. Kanunlaşan tasarı esas olarak Türk-İş’ten DİSK’e işçi akışını önlemeyi amaçlamaktaydı. DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdiler. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ise söz konusu yasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götüreceğini açıkladı ve iptal davası açtı.

İşçiler sokağa çıktı

DİSK’li sendikacıların ve yöneticilerin tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul’un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçmeleriyle yeni bir evreye girdi. 

Anadolu Yakası’nda Ankara Asfaltı (E – 5 Karayolu) üzerinde bulunan fabrikaların işçileri, Kartal’a doğru yürüyüşe geçti. Eylemlere Avrupa yakasındaki işçiler de katıldı. Eyüp bölgesindeki işçiler Topkapı’ya yürüdü. Bakırköy’deki fabrikalarda çalışanlar Londra Asfaltı’nı trafiğe kapattı. Levent bölgesindeki işçiler de Şişli-Taksim yönüne yürüdü. İstanbullu işçiler eylemler sırasında gözaltına alınan iki arkadaşlarını da protestolarla serbest bıraktırdı. 

Fabrika işgal edildi

İşçiler Başbakan Süleyman Demirel’in kardeşi Şevket Demirel’in ortağı olduğu Haymak fabrikasını işgal edince Kartal Maltepe’deki 2. Zırhlı Tugay’a ait birlikler fabrikayı kuşattı. Tuzla-Çayırova fabrikalarından çıkan işçiler de yolu keserek Gebze’ye doğru yürüyüşe geçti. İzmit bölgesindeki işçiler de iki koldan İzmit’e yürüdü. 

İşçilere ateş açıldı

16 Haziran, 15 Haziran’a göre daha kalabalıktı. Kimi verilere göre işçi sayısı 150 bini geçmişti ve Türk-İş yasanın arkasında olduğunu açıklasa da eyleme katılan Türk-İş üyesi işçilerin sayısı da bir hayli fazlaydı. 

Anadolu Yakası’nda iki koldan yürüyüş yapılırken Üsküdar yönüne yürüyen işçiler polis barikatının kurulması üzerine polisle çatıştı. Polisin silah kullanmasına karşın dağılmayan işçiler barikatı aşarak yola devam etti. Katılımlar sürekli artarken çok büyük bir işçi kitlesi Kartal’a girmeyi başardı. Bir diğer kol Şaşkınbakkal’a geldiğinde buradaki polis barikatını aşarak yoluna devam etti. Fenerbahçe stadyumu önünde kurulan barikattan ise işçilere ateş açıldı. Burada çıkan çatışmada çok sayıda işçi yaralandı. Kadıköy İskelesi civarında da polis işçilere silahla ateş açtı. Açılan ateş nedeniyle ölen işçiler oldu.

Sıkıyönetim

16 Haziran’da Gebze, İzmit, İzmir ve Ankara’da da kitlesel eylemler yapıldı. 

16 Haziran akşamüstünde İstanbul ve Kocaeli’de 60 günlük sıkıyönetim ilan edildi. DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandı ve yargılandı. 5 binin üzerinde işçi önderi işten atıldı. Yasa değişikliğine direnen pek çok fabrikanın işçisi üretimi durdurma eylemine devam etti. Bu nedenle bazı sanayi bölgeleri askeri birlikler tarafından denetim altına alındı. 

Yedi kişi hayatını kaybetti

Kadıköy’de meydana gelen olaylarda Mutlu Akü Fabrikası işçisi Yaşar YıldırımVinleks işçisi Mustafa BayramCevizli Tekel Fabrikası işçisi Mehmet Gıdak olmak üzere 3 işçi, esnaf Doğukan Dere ve polis memuru Yusuf Kahraman hayatını kaybetti. Eyleme bağlı direnişlerde ise 2 işçi daha yaşamını yitirdi. Gıslaved işçilerinden Lastik-İş sendikası üyesi işçi Hüseyin Çapkan ve Aliağa rafinerisi inşaatında çalışan ve greve giden Yapı-İş Sendikası Genel Başkanı Necmettin Giritlioğlu hayatını kaybetti.

12 Eylül sonrası yürürlükte

Olayların ardından CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, Genel Başkan İsmet İnönü ile birlikte partisi adına, TİP’ten ayrı olarak AYM’ye başvurdu. AYM, yasa değişikliği konusunda açılmış olan davaları 8-9 Şubat 1971 tarihinde karara bağlayarak, söz konusu yasa değişikliklerini iptal etti. Ancak aynı yasa 12 Eylül 1980 darbesinin ardından tekrar yürürlüğe konuldu.

bianet’ten 15-16 Haziran yazıları

Barikatın Öte Yanında 15-16 Haziran – Nazım Alpman

“16 Haziran 1970 Salı günü Kurbalıdere Köprüsünde işçilere ateş etmeyen teğmen Atilla Özsever, işçi sınıfıyla ilk sıcak temasını anlattı. Atilla Teğmenin o gün başlayan teması hiç bitmedi. Gazeteci oldu. Haberleriyle emek dünyasına damgasını vurdu.”

15-16 Haziran – Kemal Nebioğlu

“Devrin Başbakanı memleket rejim tehlikesindedir diyordu. Gerçekte ise iktidar rejimi anayasal çizgiden uzaklaştırıyordu. 15-16 Haziran, işçi sınıfının özgür sendikacılığa, demokrasiye ve Anayasaya sahip çıkmak için onurlu direnişlerinin hikayesidir.”

15-16 Haziran Gelecek İçin Yeniden Okunmalı – Tolga Korkut

“15-16 Haziran’ın öğrenci liderlerinden Aral: İşçi sınıfı Hakkımı elimden alıyorlar; direnirim dedi. Öyle haklıydı ki, 12 Mart geldi. Bugün, geleceğe ışık tutan çalışmalar gerek. Sendikalara düşen, mirası hamasetle değil, ileriye yönelik yaşatmak.”

15-16 Haziran 1970’ten Bugüne – Adil Okay

“15-16 Haziran Direnişi, yalnızca burjuvaziye değil fakat özellikle sosyalizm adına konuşan reformist akımlara da işçi sınıfının varlığını, gücünü, devrimci enerjisini, militan karakterini yeterli açıklıkta gösterdi. Sol adına bel bağlanan burjuva kurumların gerçek niteliğini de gözler önüne serdi.”

15-16 Haziran’ın Ankara Cephesi – Arif Şentek

“15 Haziran günü İstanbul’dan gelen haberler Ankara’nın ‘ezberini bozacak’ nitelikteydi.”

İşçiler Eyüp Karakolunu kuşatıyor – Zafer Aydın

“Orada sivil polisler işçilerden bir kişiyi [iki] aldı. İşçiler onu görünce albayın, askerlerin silahlarını alıp mezarlığa attılar, geçip gittik karakolun önüne. ‘Ya o adamı verirsiniz ya burayı yakarız’ falan diye bağrışmalar oldu. Arkadaşı aldık.”

(TP)

Bu haberin tarihsel bilgilendirme bölümünü bia hazırlamıştır

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here