Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde yazılı bir açıklama yayımladı. “Çocuk işçiliği insan hakları ihlalidir” başlığını taşıyan açıklamada Türkiye’deki çocuk işçiliğine dikkat çekildi:
Türkiye’de ise gerçekler hamasi nutukların, istatistik taktiklerinin, eğitim politikalarının ve mevzuatın satır aralarının altında gizlenmektedir. 4+4+4 eğitim sisteminin sonuçları, yoksul ailelerin çocuklarının meslek liselerine ve açık liseye yönlendirilmesi, mesleki eğitimde izlenen politikalar, mevsimlik çocuk işçiliğinin ve stajyer-çırak-kursiyer sömürüsünün artması, mülteci çocukların ucuz işgücü haline getirilmesi, kız çocuklarının evdeki görünmez emeği gibi çok sayıda olgu çocuk işçiliğinin vahametini gözler önüne sermektedir.
“Türkiye’de 2 milyonun üzerinde çocuk işçi var”
Resmi kayıtlara ve açıklamalara rağmen, farklı birçok araştırmada Türkiye’de 2 milyonun üzerinde çocuk işçi bulunduğu bilgisine yer verilen açıklama, “Bu gerçeğin üzerine mülteci ve göçmen çocuk işçiliği de eklendiğinde, sorunun çok daha büyük boyutlara taşındığı kolaylıkla görülmektedir. UNICEF’in 2019 Yıllık Raporu’nda belirtildiği üzere, özellikle 400 binin üzerinde mülteci çocuğun eğitim hayatına devam etmediği göz önünde tutulursa ve eğitime devam edenlerin dahi çalışmak zorunda kaldıkları düşünülecek olursa bu gerçeklik daha çarpıcı hale gelmektedir” ifadeleriyle sürdü.
“Son sekiz yılda 531 çocuk iş cinayetlerinde katledildi”
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayımladığı rapora göre, Türkiye’de son sekiz yılda yaşanan çocuk iş cinayetlerinin sayısı 513. Ayrıca raporda, yaşamını yitiren çocukların 58’inin göçmen çocuk işçiler olduğu ve çocuk iş cinayetlerinde 14 yaş ve altında ölüm 169 iken, 15-17 yaş arası ölüm sayısının 344 olduğu da vurgulanmakta.
“Okuldan ayrılmanın önü açıldı, çocuk işçiliğinin yaşı 14’e düştü”
AKP iktidarının 2018 yılını “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Eğitim-Sen açıklaması şöyle devam etti:
AKP bırakalım çocuk işçiliğini önlemeyi daha da yaygınlaştırmanın yollarını aramıştır. Özellikle eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılırken kademeler 4+4+4 olarak ayrılarak, okula başlama yaşı düşürülmüştür. Bununla beraber okuldan ayrılmanın önünün açılması ile birlikte çocuk işçiliğin yaşı da 14’e kadar düşürülmüştür. Bu durum, çocukların eğitim hakkından mahrum kalmasının önünü açarak, ucuz iş gücü olarak çalışma hayatında yer almasını kolaylaştırmıştır. Türkiye’de çocuk işçi sayısında yaşanan artışın temel nedenlerinin başında eğitimde 4+4+4 dayatması ile başlayan ve çocukları örgün eğitim dışına iten politikalar ve devletin patronlara yönelik çırak ve stajyer çalıştırmayı kolaylaştıran düzenlemelerinin belirleyici etkisi olduğu açıktır. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmesinin ardından yapılan yasal düzenlemeler ile çocuk işçiliğinin önü çıraklık ve stajyerlik uygulamaları üzerinden artmış, çocuk işçilerin çalışma koşulları daha da ağırlaştırılmıştır.
COVID-19 salgını ise yaşanan sorunları derinleştirmiştir. Artan işsizlik ve derinleşen ekonomik krizle birlikte çocukların eğitim kurumlarından uzaklaşması ele alındığında, çocuk işçiliğinin dünya genelindeki artışına paralel bir gerçekle karşılaşmak kaçınılmazdır.
Eğitim-Sen önerilerini şöyle sıraladı:
- Çocuk işçiliği ile mücadelede yapılması gereken ilk iş, çocuk işçiliğini acil çözülmesi gereken bir sorun kabul etmek ve somut bir eylem planı hazırlamaktır.
- ILO’nun da tavsiye ettiği gibi önce kısa dönemde, kabul edilemez istihdam biçimlerinde çalışan çocuklara (kölelik, uyuşturucu ticareti vs.), ağır ve tehlikeli işlerde çalışanlara (maden ve taş ocaklara vs.) ve en korumasız gruplara (12 yaşın altındakiler ve kız çocukları) ulaşılmalıdır. Ayrıca bu dönemde, çalışan çocuk işçilerin çalışmaktan alıkonulana kadar iş yerinde korunması da sağlanmalıdır.
- Eğitim ve okulun çocuk işçiliğini sona erdirmek açısından da en etkili araç olduğu açıktır. Eğitim çağındaki çocukların çalıştırılması yasaklanmalı, çocukları çalışmaya iten nedenler ortadan kaldırılmalıdır.
- Çocuk işçiliği ile mücadelede, yoksul ailelerin çocuklarını çalışma hayatından alıkoyup okula gönderilebilmesi için, bu ailelere yönelik ekonomik ve sosyal destek politikaları hayata geçirilmelidir.
- Çocuk işçiliğinin en önemli nedenlerinden olan yoksulluğu ortadan kaldırıcı, ailelerin ve toplumun ekonomik sorunlarına çözüm üreten politikalar oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.
- Orta ve uzun dönemde ise çocuk işçiliğinin tüm boyutları ile sona ermesi konusunda somut politikalar oluşturulmalı ve mümkün olan en kısa süre içinde uygulanmalıdır.