Ana Sayfa Ekonomi Hani bu yıl Ay’a gidecektik?- Mustafa Durmuş

Hani bu yıl Ay’a gidecektik?- Mustafa Durmuş

0
Hani bu yıl Ay’a gidecektik?- Mustafa Durmuş

Seçimlere sayılı günler kala iktidar müjde üzerine müjde veriyor. Son müjde malumunuz doğal gaz ile ilgili.

Bu kaçıncı doğal gaz müjdesidir doğrusu hafızamızda tutmak zor. Kaldı ki daha önce başka konularda verilen müjdelerin neredeyse hiç biri tutmadı. Örneğin daha önce verilen, bu yıl kişi başı milli gelirin 25,000 dolara çıkacağı müjdesi gibi gerçekleşmeyen bir müjde önümüzde duruyor. Çünkü kişi başı milli gelir 2013 yılının bile gerisine düşerek 9,000 dolar civarında kaldı.  6 Şubat depremlerinde ise ülkede alt yapının ve iktidarın felaketleri yönetme becerisinin ne kadar zayıf olduğu ortaya çıktı.

Müjdelerin satın alıcıları var

Ancak ülkede azımsanamayacak büyüklükte bir nüfus bu tür fantastik (hayal ürünü olan) müjdeleri seviyor. Bu yüzden de son 21 yıldır iktidarlar yerine getirilmesi imkânsız da olsa bu yönde sözler ve müjdeler verebiliyorlar.

Bu müjdelerden biri iki yıl önce verilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılının Şubat ayında Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın tanıtımında konuşurken, “18 yıldır Allah’ın kendilerine güzel hizmetler, yatırımlar, atılımlar vesilesiyle milletin huzuruna çıkmayı nasip ettiğini” belirterek, “2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Yüzyıllar boyunca yeryüzünde adaletin, ahlakın ve barışın öncülüğünü yapan medeniyetimizin gökyüzündeki yolculuğuna kapı aralıyoruz, uzaya gitme niteliklerine sahip gönüllüler arasından seçilecek bir Türk vatandaşını uzaya göndermek istiyoruz” demişti. (1)

Oysa Ay’a iniş yapmak pek kolay bir iş değil. Öyle ki şu ana kadar sadece Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği ve Çin Ay’a başarıyla iniş yaptılar ve araçlarını yürüttüler. Ay yüzeyi, 2019’da düşen Beresheet adlı özel olarak inşa edilmiş bir İsrail uzay aracı da dâhil olmak üzere misyonlarını başaramayan sayısız enkazla dolu.

Listede Türkiye yok!

Dahası, Natura adlı bilimsel bir dergi, 2023 yılında Ay’a bir dizi seyahatin yapılacağını açıkladı ve bu inişleri gerçekleştirecek olan firmaların listesini yayımladı. (2)

Kısaca, Ay’a ilk iniş aracı bu ay gidecek ve Ay bilimi ve keşfi için yeni bir çağın sinyalini verecek. 5 Nisan gibi erken bir tarihte, Japonya Tokyo merkezli ispace firması, ay yüzeyine başarılı bir şekilde inen ilk özel şirket olmaya çalışacak. Uzay aracı güvenli bir şekilde yere inerse, Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Ay’a gezici (rovers) teslim edecek.

Bu inişler Ay’ın keşfinde yeni bir çağın başlangıcı olacak. Öyle ki dünyanın en yakın komşusu olan Ay’a bir dizi ticari misyon, çeşitli şirketler ve ülkeler tarafından gerçekleştirilen bir dizi proje kapsamında bu yıl başlatılacak.

Ay’a gidecek olan şirketler

Nisan ayında Ay’a iniş yapması planlanan ispace ve SpaceIL’in misyonunun ticari gezi, bunların dışındakilerin NASA’nın Ticari Ay Yükü Hizmetleri (CLPS) programı kapsamında olduğu belirtiliyor. Bu inişlerin dünya kapitalizminin hangi ihtiyaçlarını karşılamaya dönük olduğu ayrı bir tartışma konusu. Ama bu listeye bakıldığında Türkiye’ye ait özel bir şirketin ya da devlet kurumunun 2026 yılına kadar Ay’a iniş yapacak bir organizasyonunun olmadığı görülüyor.

Sonuç olarak

Ay’a inişin, eşitsizliklerin ve adaletsizliğin tavan yaptığı ülkede yüksek enflasyon, geçim sıkıntısı, işsizlik, yoksulluk, açlık çeken geniş halk kitlelerinin dikkatlerini bu sorunlardan uzaklaştırmak için ortaya atılan fantastik müjdelerden biri daha olduğu ortaya çıkıyor.

Kaldı ki bir ülkenin gelişmişliği, kalkınmışlığı Ay’a iniş yapabilmesi ya da SİHA ve İHA gibi savaş araçlarını üretmesiyle değil; ülkeyi yönetenlerin depremler, seller, pandemiler gibi doğa olayları nedeniyle ortaya çıkabilecek zararı en azda tutabilmesiyle, ülkede sosyal adaleti, barışı ve eşit yurttaşlığı tesis edebilmesiyle, emekçilerin haklarına ve doğaya saygı göstermesiyle, gıda güvenliğini sağlamasıyla ve ülke insanının açlık ve yoksulluğa ve yardımlara mahkûm olmadan onurlu bir biçimde yaşamlarını sürdürebilmesiyle ölçülür.

Bu bağlamda halkımıza verilebilecek en hakiki müjde, ülkede yakın zamanda barışın, demokrasinin ve sosyal adaletin tesis edileceği, savaşsız ve sömürüsüz bir toplumun inşa edileceği müjdesidir.

Dip notlar:

Öğretim üyesi, yazar Mustafa Durmuş, 10 Nisan 1956 yılında Gümüşhane’de dünyaya gelmiştir. 1981 yılında Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisine Bağlı Bankacılık ve Sigortacılık ve Yüksek Okulunda Asistan olarak göreve başlamış, aynı yıl Akademiye bağlı Maliye Fakültesinde Doktora Programına kabul edilerek bu programdan mezun olmuştur. 1989 yılında Gazi Üniversitesine Bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsünde “İhracata Yönelik Sanayileşme ve Güney Kore Modeli” isimli tezini savunarak Maliye Doktoru unvanını almıştır. 1981-1991 yılları arasında İngiltere’de York Üniversitesinde İktisat ve İlgili Bilimler Bölümünde Araştırmacı Misafir Öğretim Görevlisi olarak bulunmuştur

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here