İSTANBUL – İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, cezaevlerinde 241’inci gününe giren açlık grevine dikkati çekerek, tutukluların durumunun gün geçtikçe tehlikeli hal aldığını ve yetkilileri yasalara uymaya çağırdı. İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve artan hak ihlallerinin sonlandırılması amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım 2020’de başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevi, 241’inci gününde devam ediyor. Tutuklular, 5’er gün olan eylemi, 14 Temmuz’dan itibaren 15 güne çıkardı. Marmara Açlık Grevi İzleme Heyeti üyesi ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, tutukluların eylemine ilişkin değerlendirmede bulundu. Eylemlerinin 241’inci gününde olan tutukluların tıbbı takibinin yapılmadığını belirten Yoleri, tutukluların sağlıklarının gün geçtikçe kötüye gittiğini dile getirdi.
DİSİPLİN CEZALARI
Açlık grevine giren tutuklulara disiplin cezaları verildiğini anımsatan Yoleri, “Cezaları incelediğimizde daha çok tecridi ağırlaştıran cezalar olduğunu görüyoruz. Bunun kabul edilir bir tarafı yok. Çünkü eylemin talebi tecridin kaldırılması” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM YASALAR
Eylemin süresiz veya ölüm orucuna evrilmesi kaygısı taşıdıklarını söyleyen Yoleri, kaygılarının nedeni ise geçmiş yıllarda yapılan açlık grevlerini örnek göstererek açıkladı. Önceki yıllarda yapılan açlık grevi eylemlerinde tutukların ya yaşamından olduğunu ya da kalıcı sağlık sorunları yaşadıklarını belirten Yoleri, “Eylemin talebi iktidara ve devlete yasalarını uygula talebidir. Yani yasaların uygulanmasıyla çözülebilecek bir sorun ve bu sorundan dolayı insanların bedenlerini açlığa ve ölüme yatırmalarından söz ediyoruz. Bu oldukça vahim bir durum” diye belirtti. İzleme heyeti olarak merkezi düzeyde yetkililerle, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve uluslararası bazı kurumlara başvuruda bulunduklarını ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt alamadıklarını aktaran Yoleri, şöyle dedi: “Çözümsüzlük devam ettiği sürece eylemin biraz daha radikal bir sürece evrileceğini de biliyoruz. Geçmiş deneyimlerimiz bunu bize gösterdi. Gittikçe zamanımız daralıyor. Gittikçe daha ağır süreçleri yaşayabileceğimiz bir sürece evriliyor tablo. En yoğun çaba harcanması gereken süreç bu süreçtir. Yaşam kaybı olmadan bu soruna çözüm üretebilecek enerji, tepki ve duyarlılığı ortaya çıkarmak zorundayız. Yetkilere çağrımız Anayasa’yı uygula, sorumluluğunu yerine getirmesidir.”
MA / Naci Kaya