Ana Sayfa Haberler Kobanê Davası’nda tutukluluk incelemesi yapılmadan 20 Mayıs’a kadar ara verildi

Kobanê Davası’nda tutukluluk incelemesi yapılmadan 20 Mayıs’a kadar ara verildi

0
Kobanê Davası’nda tutukluluk incelemesi yapılmadan 20 Mayıs’a kadar ara verildi

Kobanê Davası’nın, avukatların hakimin reddine ilişkin taleplerini “itiraz yolu açık olmak üzere” diyerek reddeden 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 7 günlük itiraz süresi dolmadan bugün başlayan ikinci duruşması, avukatların taleplerine rağmen siyasetçilerin tutukluluk incelemesi yapılmadan 20 Mayıs’a kadar ertelendi.

MA’da yer alan habere göre; Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılaması Sincan Hapishanesi’nde devam ediyor. Tutuklu siyasetçiler Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel ve Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim taleplerinin ardından avukatlar söz aldı.

Gazeteciler salona alınmadı

Sincan Hapishanesi Kampüsü’nde görülen Kobanê Davası’nın 2’nci duruşması öncesi, salondaki polis yoğunluğu dikkat çekerken, izleyiciler, aileler ve müştekiler için ayrı salon hazırlandı.

Çok sayıda siyasetçi ile HDP milletvekilleri ve parti yöneticilerinin katıldığı duruşmayı, Avrupa Birliği Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delagasyonu’ndan uzmanlar da izledi.

Duruşmayı takip etmek isteyen gazeteciler, turkuaz kartı olmadığı gerekçesiyle salona alınmadı. Ayrıca duruşma salonuna bilgisayar ve telefonların alınmasına da izin verilmedi

“Rehine siyaseti sürüyor”

Duruşmayı izleyen HDP Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “İşin esası şu; AKP-MHP iktidarının rehine siyaseti sürüyor. Ve bu duruşmada bir rehine siyasetinin devamıdır. HDP üzerinde hem bir tehdit hem de vekillerinin ve yöneticilerinin ellerinde rehin tutulduğu bir duruşma izliyoruz. Bu duruşmanın hukukla yakından uzaktan alakası yok. Bu bir suç soruşturması değil. Bu bir ceza soruşturması değil” açıklamasında bulundu.

Öte yandan, Tiryaki’nin sözlerini kanıtlar nitelikte, Kobanê Davası’nda mağduriyetleri bulunmayan gruplarla birlikte açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, HDP’yi hedef alarak, mahkeme heyetine başarılar diledi.

Duruşma, gelen evrakların okunmasıyla devam ederken,  iddia makamı, reddi hakim talebinin henüz karara bağlanmadığını, bu nedenle esasa ilişkin savunmanın alınmaması gerektiğini söyledi. Savcı, tutukluluk incelemesine dair talebini açıklamasıyla ilgili mahkeme heyetinden yanıt istedi.

“Politik yargılamanın en bariz göstergesi”

Duruşmaya SEGBİS ile katılan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, reddi hakim talebine ilişkin, “Usule ilişkin söyleyeceklerimiz var. Daha önce reddi hakim talebimizi yazılı olarak iletmiştik bugün sözlü olarak kayda geçmek istiyorum. Çünkü bizim reddi hakim talebimiz duruşmada cereyan eden herhangi bir hadiseye dair reddi hakim talebi değildir. O nedenle her ceza yargılamasının ilkeleri gereği bütün taleplerimizi sözlü olarak mahkemenize iletmek ve mahkemenizden de çeşitli ara kararların tesis edilmesini talep edeceğiz. Dolayısıyla bana verilen sözü bu şekilde kullanmak istiyorum” dedi.

Önceki celse mahkeme heyetinin muhakeme yürütme tavrına ilişkin avukatlarının itirazı olduğunu hatırlatan Demirtaş, “Bizim itirazlarımız buna dair değil. 30 Aralık tarihinden itibaren mahkemenizin teslim aldığı müzakere tutanağında yaptığı usule ilişkin işlemlere dair itirazlardır. Dolayısıyla şimdiden sırasıyla onları kayda geçirip taleplerimizi tek tek maddeler halinde belirtmek istiyorum. Siyasetin bu kadar kirlendiği yozlaştığı, yolsuzlukların, ahlaksızlıkların ayyuka çıktığı bir dönemde ben arkadaşlarımın burada böylesine suçlamalarla suçlanmasını politik yargılamanın en bariz göstergesi olarak belirtiyorum” diye konuştu.

“Bu dava Kobanê davası değil, HDP’ye yönelik kumpas davasıdır”

Demirtaş, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Tutanakta adlandırıldığı şekliyle bu dava Kobanê davası değildir. Bu davanın adı da içeriği de esası da HDP’ye yönelik kumpas davasıdır. HDP’ye yönelik siyasi intikam davasıdır. Günün birinde Kobanê Davası açılacak ve gerçek sorumlular, sokakları provoke eden devlet ve hükümet yetkilileri, vali, kaymakam, emniyet müdürleri katliamı yapan yaptıran gerçek sorumlular ortaya çıkarılacaktır mutlaka. Ama herkes emin olsun zaman sanık sandalyesinde biz olmayacağız.

Şimdi madde madde usul itirazlarımızı gerekçeleri ile paylaşalım ve ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Bu kumpasın tüm aşamalarını tereddütte yer bırakmayacak şekilde ortaya koyduğumuzda kumpasın bir iddia değil, siyasi bir itham değil, tartışmasız bir gerçek olduğunu göreceksiniz. Türkiye’de bugüne kadar çok sayıda siyasi dava görüldü. Birçok kumpas davasına da tanıklık ettim ancak sanırım dünya hukuk tarihinde ilk defa bir mahkeme salonunda bir parti yani AKP MHP bir başka partiyi yani HDP’yi yargılamaya cüret ediyor.”

“Hakim koltuğunda Erdoğan, Bahçeli, Soylu; savcı koltuğunda ise yandaş medya ve trol ordusu”

“Bu davada gerçekte hakim ve savcı yoktur. Hakim koltuğunda Erdoğan, Bahçeli Soylu; savcı koltuğunda ise yandaş medya ve trol ordusu oturmaktadır. Partiler birbirleriyle Meclis’te, meydanlarda, sandıkta mücadele ederler. En faşist düzenlerde bile cübbe giyip mahkeme salonlarında kendini doğrudan yargı yerine koyarak başka bir partiyi yargılamaya cüret edemezler. Ancak AKP-MHP pervasızlıkta, hukuksuzluk da sınırları bir hayli aştığından bugün mahkemede kendilerini hakim, savcı ilan ederek, HDP’yi yargılamaya yelteniyorlar. Bu dava boyunca kimin kimi yargıladığını göreceğiz.

Biz halkın iradesini bu kumpas yargılamalarla asla ezdirmeyeceğiz. AKP-MHP faşizmine de halk sandıkta gerekli cevabı verince esas sorumluların, gerçek suçluların bağımsız yargı önüne çıkması, kumpasların parçası olan herkesi hukuk önünde hesap vermesi için elimizden geleni mutlaka yapıp hukuki ve siyasi mücadelemizi sürdüreceğiz. Merak etmeyin diyorum tüm Türkiye toplumuna. Merak etmeyin devran dönüyor.”  

“Heyet sadece korsan çeviri yapmamış, çeviride sahtecilik de yapmış”

Kobanê Davası’nın görülen 2’nci duruşması sürerken, duruşmada mahkeme heyetinin ilk tutukluluk incelemesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından 22 Aralık 2020’de Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “tahliye” kararını “yanlış” çevirdiği ortaya çıktı.

Mahkeme, AİHM kararında geçen “Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına atfen” denilen bölümü yanlış çevirerek, AİHM kararının “sadece Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasına ilişkin” olduğuna dair ibareyle tutukluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, AİHM kararını hangi kaynaktan çeviri yaptığına dair bilgi yer almazken, Demirtaş Kobanê Davası’nın görülen 2’inci duruşmasında “Kaynak AKP-MHP” dedi.

Konuyu duruşmada gündeme getiren Demirtaş, mahkeme heyetinin AİHM kararının çevirisinde sahtecilik yaptığını belirtti ve “Mahkeme heyeti sadece korsan çeviri yapmakla yetinmemiş çeviride sahtecilik yapmış. AİHM kararını aleyhime kullanabilmek için hile yapmış, AİHM kararındaki en kritik cümle tutanağa yanlış geçmiş. Bu ağır bir suçtur ve belgelerle kesinleşmiştir” ifadelerini kullandı.

“Hukuk hokkabazlığı”

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, söz alarak reddi hâkim talebine ilişkin gerekçelerini açıkladı. Yüksekdağ şunları söyledi: “Bu iddianamede ile karşımızda bir hukuk hokkabazlığı var. Daha önce yargılandığımız davalar evirilip, çevrilerek bir ucube şekle büründürülmüş hatta delil üretme zahmetine bile girişmeden siyasi iradenin talimatıyla açılan bir dava. İddianameyi hazırlayan savcı o kadar akla ziyan bir şekilde bu iddianameyi hazırlamıştır ki bu iddianameyi ciddiye almak mümkün değildir. Bu iddianame aslında HDP’yi tasfiye operasyonunda geldiği aşamayı biz şöyle tarif ediyoruz. Bize 6 yıldan bu yana her türlü zulmü yapıldı ama her şeye rağmen içeride tutuklu Eş Genel Başkanları ve siyasetçileri olmasına rağmen, HDP siyaseti değiştirmeye, kilit rol oynamaya devam ediyor. Artık bu rolün sona erdirilmesi gerekiyor. Bu iddianamenin kastı budur. HDP’ye yönelik tasfiye operasyonunu vücut bulmuş halidir. Bu zamana kadar bu siyasi tasfiye operasyonu çeşitli yöntemlerle yaptılar ama bugün bu aklı vicdanı siyasi anlayışı tamamıyla ortadan kaldıracak bir zihniyetle bu iddianame hazırlanmıştır.”

“Bu dava siyasi iktidarın seçim kampanyasıdır”

“Saray’dan verilen talimat, MHP Genel merkezinde hazırlanan dava yoluyla uygulanmaya konulmaya çalışılıyor. Siyasi iktidar bu dava yoluyla bir seçim kampanyası yürütüyor. Bu zamana kadar seçim kampanyalarıyla HDP’yi siyaset dışı bırakma planları üzerinden kurdular. 2023 seçimlerine gidemeyeceklerini bundan önce halkın güvenoyu ihtiyaçları olduğunu bildikleri için güvenoyunu almak için, HDP’yi siyasi hareket kabiliyetini daraltmak, tasfiye etmek için bu iddianame hazırlanmıştır. Bu aynı zamanda siyasi iktidarın içinde düştüğü çaresizliğinin de ifadesidir.

Uzun süredir yargı kararları olmadan kendini doğrulayacak dayanacak hiçbir kuvvet bulamıyor. Hakkımızda yürütülen kara propagandanın doğrulanmasına ihtiyaç duyuyorlar. Çünkü onların meşruluklarını onayladıkları tek bir yer kalmadı. Meşru tüm dayanaklarını yitirdiler. Ellerindeki tek dayanak, tek kurum yargı kurumudur. İşte bu nedenle siyaset doğrudan yargı üzerinden gidiyor. Siyasi iktidarda kalma stratejisini yargı kurumu üzerinden oluşturmuştur ve kurmuştur. Hiçbir meşru dayanağının kalmadığı yerde bakidir ve bundan sonra da baki olacak bir doğrulamaya ihtiyaç duyduğunda yargıyı kullanıyor.”

 “6 milyon oy almış siyasi partinin yöneticilerini dinleme zahmetine bile katlanamıyorsunuz”

Mahkeme heyetinin kendisindeki iktidarı kötü kullandığını anlatan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Bizler Kürt kadın siyasetçiler olarak bu salonda buna bir kez daha maruz kaldık. Sözümüzü dinlemeden kesme, bizim üzerimizde iktidarı, teknolojinin üstünlüğünü kullanmanız herhangi bir yaklaşım değil aslında bir güç bir erkeklik göstergesidir. Mahkeme heyeti ‘benim borum öter’ dedi aslında. Bu kadar 6 milyon oy almış bir siyasi partinin yöneticilerini getirmişsiniz buraya. Dinleme zahmetine bile katlanamıyorsunuz. Savunma yapan arkadaşlarıma söz vermediniz, bizi savunmasız bıraktınız, güvencesiz bıraktınız. Herkesin kendisini güven içinde hissedebileceği sağlıklı bir ortamın yaratılması sorunu bize ait değil, size aittir.  Ama siz bunu gerçekleştirmek yerine bir güç gösterisine girdiniz. Bunun problem olduğunu düşünüyorum tabi anlıyorum çünkü bu ülke böyle yönetiliyor artık. Örneğin Erdoğan kalktı bir gece İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıldı, bir gece Kulp’u başka bir yere bağladı. O kadar çok erkek olma durumu hücrelerine sinmiş ki devletin tüm kurumlarında bunu görüyoruz, o yüzden şaşırmadık” ifadelerini kullandı.

“Arkadaşlarımızı alarak gitmek istiyoruz”

Tutuklu siyasetçiler Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel ve Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talepleri ardından avukatlar söz aldı.

İddianamedeki belgelerin basit cinayet dosyası açısından dahi ciddiye alınacak belgeler olmadığını kaydeden Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, “Bu kumpas davası nasıl ki önünüze getirildiyse bunun devamı sizden isteniyor” diye belirtti.

Söz alan avukat Özgür Faik Erol da esasa dair değerlendirme yapmayacağını kaydederek, “Bizim açımızdan gecikmesinde en sakıncalı bulunan şey müvekkillerimizin özgürlüğüdür. Tek bir an hatta tek bir gün dahi tutukluluk şartlarında bulunmalarını asla kabul etmiyoruz. Bugün yapılan bütün konuşmalar bu dosyanın niteliğine ilişkin. Nasıl bir kumpas dosyası olduğuna ilişkin gerçekliği ortaya koymuştur. Tutukluluk incelemesi tam da müvekkillerimiz hak ve özgürlüklerine ilişkindir. Bununla birlikte CMK’de tutukluluk incelemesi her aşamada talep edilebilir. Buna dair bir karar kurmak zorundasınız. Dolayısıyla 26 Nisan’da tutuk incelemesi yapmadınız. Oturum bitti. Şimdi 18 Mayıs’ta yine tutuk incelemesi yapma niyetinde değilsiniz.

Bugün anlatılanlar ışığında müvekkillerimizin tamamı için kaçma şüphesi, delilleri karartma şüphesi söz konusu değildir. Dolayısıyla bu saatten sonra tutukluluğa son vermeniz, delilleri karartma durumunu ortaya çıkarmayacaktır. Karartılacak bir delil de söz konusu olmadığından, bunca siyasetçinin, değerli inansın özgürlüklerine bir saat dahi olumsuz bir karar alamazsınız. Arkadaşlarımızın tahliyesine karar veriniz. Buradan arkadaşlarımız alarak gitmek istiyoruz” diye konuştu.

Tahliye talebi

Ardından söz alan avukatlar da heyetin reddedildiğini hatırlatarak, “Bu nedenle acil işler dışında bir işlem yapamayacaksınız. Ancak tutukluluk incelemesi acil bir durum bu nedenle tutukluluk incelemesi yapmanızı istiyoruz” diyerek tahliye talebinde bulundu. HDP’nin Kobanê Davası’na dair hazırladığı kitapçığın da dosyaya dahil edilmesini isteyen avukatlar, bir sonraki duruşma için herkes için makul olacak bir tarihe verilmesini istedi.

Avukatların taleplerinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya 20 Mayıs’ta devam edilmek üzere ara verdi.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here