Geçtiğimiz hafta Konya, Meram’da Karslı Dedeoğulları ailesine yönelik olarak gerçekleşen ırkçı saldırıda 7 kişi katledilmişti. Aileye saldırıya ilişkin tek kamera kayıtlarında yer alan katil Mehmet Altun 6 gündür bulanmadı.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, saldırının yaşandığı gün evde olmadığı için sağ kalan ailenin tek bireyi Çetin Dedeoğulları, avukatı Abdurrahman Karabulut ile olay hakkında ifade verdi.
10 yıl ilk olay yaşanmış
2014 yılından beri İngiltere’de inşaat işleriyle uğraştığını belirten Dedeoğulları, ifadesinde “Ben bu yıl Türkiye’ye hatırladığım kadarıyla 14 ya da 15 Mayıs tarihinde geldim ve ailemin yanında 26 Temmuz tarihine kadar kaldım. 12 Mayıs 2021 tarihinde ailem ile komşumuz olan Keleş ve onların akrabası olan Çalık Ailesi arasında bir olay meydana gelmiş. Ben bu olayı bizzat görmedim. O tarihte yurt dışında bulunuyordum. Sonradan öğrendiğim kadarıyla karşı taraftaki kişiler benim aileme saldırmış ve olay neticesi kardeşim Metin ağır yaralı olmak üzere diğer aile fertlerim de yaralanmış” dedi.
Çetin Dedeoğulları, 12 Mayıs’ta meydana gelen saldırı için hiçbir sebep bulunmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ailem ile karşı taraftakiler arasındaki ilk husumet 2010 yıllarına dayanmaktadır. Benim ailem bahse konu eve bundan 20-25 sene önce taşınmıştır. Hatta benim ailem buraya taşındığında karşı taraf henüz buralarda oturmamaktadır. Tahminime göre karşı taraf bu eve 2010 yılından birkaç yıl önce, yani benim ailemden daha sonra taşınmışlardır.”
Delil amaçlı kamera taktırmış
12 Mayıs’taki olayı öğrendikten sonra Türkiye’ye gelerek ailesinin yaşadığı ikamete 24 Mayıs’ta güvenlik kamerası taktırdığını ifade eden Dedeoğulları, “Hatta bu kamerayı taktırırken Keleş Ailesi’nin özel hayatına müdahale etmemek maksadıyla kameraların açısını sadece kendi bahçemizi gösterecek şekilde ayarlamaya özen gösterdik. Zaten benim kamerayı taktırmadaki amacım karşı tarafın bu şekilde süregelen saldırılarının devam etme ihtimaline binaen delil elde etme maksatlıydı” dedi.
Çetin Dedeoğulları, 12 ve 22 Mayıs günlerinde yaşanan olay dışında aileler arasında bildiği başka bir olay olmadığını kaydetti.
30 Temmuz’daki katliamdan 4 gün öncesinde ziyaret etmek amacıyla Saraçoğulu Mahallesi’nde oturan başka bir kişinin yanına gittiğini kaydeden Çetin Dedeoğulları, yaşanan katliam gününü “Ben o tarihte yurt dışına gidecektim. Gece 24:00 sıralarında Ukrayna uçağım vardı. Bu sebeple öğleden sonra tren ile Ankara’ya seyahat ettim. Havaalanında bulunduğum sırada yeğenlerim telefon ile arayarak olayı bana bildirdiler. Ben Konya’ya geri döndüm” şeklinde anlattı.
Silahlı saldırının faili Mehmet Altun’u tanımadığını kaydeden Dedeoğulları, şöyle devam etti:
“Bizzat bu şahsın ailem husumeti olduğuna dair bilgim yoktur. Sadece Ayşe Keleş’in 12 Mayıs’taki olay sonrası tutuklu olduğu dönemde kardeşim Barış’ın çarşıya gittiğinde Bozkırlı kişiler tarafından ‘Ayşe Keleş içeride, sen niye buralarda geziyorsun?’ şeklinde söylemleri olmuş. Daha doğrusu Barış’ın gittiği bu Salı pazarında genellikle Bozkırlı pazarcılar olur. Bu pazarcıların bu şekilde söylemleri olmuş. Bu olay nedeniyle aile fertlerimi öldüren, öldüren kişiye iştirak veya yardım eden ya da bu kişiyi azmettiren kişilerin tespiti durumunda kendilerinden şikâyetçiyim.”
Kürtlere küfür ile başlamış olaylar
İki aile arasındaki anlaşmazlığın 2010 yılında başladığını anlatan Çetin Dedeoğulları, savcılık ifadesini “O tarihte meydana gelen olayın kedi ve benzeri bir şeyle ilgisi yoktur. Rahmetli babam Yaşar’ın o tarihte ektiği tarlayla Lütfi Keleş’in kiraladığı tarlası komşudur. Lütfi Keleş o tarihte tarla işleri için babamdan yardım istemiş. Birlikte iş bittikten sonra oturup çay içip radyo dinliyorlarmış. Radyoda Güneydoğu’daki bir kısım olaylar nedeniyle haber çıkınca Lütfi Keleş Kürtlere küfür etmiş. Bunu birkaç dakika içerisinde bir iki kez daha tekrarlayınca babam Yaşar dayanamayıp ‘sen Kürtlere nasıl küfür edersin, ben seni sinkaf ederim’ diyerek karşılık vermiş. Tüm Kürtler ile PKK’yı bir tutamayacağını Lütfi Keleş’e söylemiş. Babam Yaşar ve Lütfi arasındaki bu olay karakola yansımamış ve konu orada kapanmış. Ben bu olayı babam Yaşar’dan bizzat duymuştum” şeklinde sürdürdü.