Eğitim Makale Muhalefet

Öğretmenlik Mesleği Bizim Eğitim Hepimizin- Arzunur Şimşek

100 bine yaklaşan ücretli öğretmenin çalıştığı eğitim sahasında ücretli öğretmenleri meslekten saymayan bu kanun zihniyetinde belli ki, aynı işi yapan öğretmenler arasında kariyer skalasının üçten daha fazla olduğunu göstermekte. Siyasi iktidar sözleşmeli olarak yeni atanmış öğretmenlerin dosyalarına iktidar sendikasının üyelik formu koymak, tüm yönetici kadrolarını mülakat oyunları ile ele geçirmek yanında öğretmenlerin kariyer süreçlerinde dağılmasına ihtiyaç duymakta anlaşılan.

Hızlı bir şekilde tekrar gündem edilerek Meclis onayından geçirilen Öğretmen Meslek Kanunu için 12 Mayıs’ta Aday Öğretmenlik ve Öğretmen Kariyer Basamakları Yönetmeliği; bu yönetmeliğe dayanılarak da birkaç gün önce öğretmenlik kariyerleri için planlanan eğitim çalışmalarının yönergesi yayımlandı. Yönetmelik’in ilgili kısmı ve yönergesi öğretmenlik mesleğini öğretmen, uzman ve başöğretmen şeklinde kariyer basamaklarına ayırmış olan kanuna tamamen uyumlu bir yönetmelik. Öncelikle sendikalar olarak önemsememiz gereken yönetmelik yerine kanun olmalı ve gerçek bir öğretmen meslek kanunu için neler yapmamız gerektiğine kafa yormalıyız.  Bu da mevcut haliyle kanuna amasız fakatsız itiraz etmeyi, öğretmenlik meslek alanı üzerinden devşirilmek istenen gücün karşısında olmayı gerektirir.

1 Haziran’da başlayacak başvurular ile sınava kadar izlenecek bir dizi süreçten biri Mesleki Gelişim Çalışmalarını tamamlamak. Mesleki gelişim çalışmaları olarak yapılan listeye baktığımızda zaten yaptığımız işler dışında ders dışı eğitim, hayat boyu öğrenme çalışmalarına katılım, açık öğretim öğrencilerine rehberlik gibi daha birçok angarya çalışma olarak adlandırdığımız işler sunulmakta. Anayasal olarak dahi suç olarak tanımlanmış angarya çalıştırmanın belli ki kariyer sürecine dahil edilerek kurumsallaşması amaçlanıyor. Yine uzman ve başöğretmen olmak için nasıl ve nerede hazırlandığını bilmediğimiz belirli saatlerde tanımlanmış eğitimlerin uzaktan da olabilecek şekilde yaz tatili; bu mesleğin gerektirdiği dinlenme süresinde alınması isteniyor. Her iki gönüllülüğe! dayalı ödev de kanunun kendisi ile uyumlu, çalışma biçimlerine-saatlerine müdahaleyi gösteren ve öğretmenliğin kamusal niteliği ile toplumsal anlam ve önemini hiçleştirecek örnekler.  Uzman ve başöğretmen olanlara verilecek olan ek ücret için Bakanlık’ın tüm başvuran öğretmenleri dahil edecek bir bütçe planladığını düşünmediğimize göre, birçok öğretmenin uzman ve baş öğretmen olmak için boş yere hayal kuracağını, iş bulmak için sınav-eleme-torpil süreçlerinde oyalanıp duran hayatlara benzeyeceğini söylemek mümkün.

Öğretmen Meslek Kanunu oldukça az içeriği olan; kademe durdurma cezası olan başvurmasını engelleyerek çalışma ve meslek hakkını engelleyen, güvenlik soruşturmaları ile kendisi gibi olmayanı mesleğe kabul etmeyen maddeler ile öğretmenleri kariyerlendirmekten ibaret bir kanun.

100 bine yaklaşan ücretli öğretmenin çalıştığı eğitim sahasında ücretli öğretmenleri meslekten saymayan bu kanun zihniyetinde belli ki, aynı işi yapan öğretmenler arasında kariyer skalasının üçten daha fazla olduğunu göstermekte. Siyasi iktidar sözleşmeli olarak yeni atanmış öğretmenlerin dosyalarına iktidar sendikasının üyelik formu koymak, tüm yönetici kadrolarını mülakat oyunları ile ele geçirmek yanında öğretmenlerin kariyer süreçlerinde dağılmasına ihtiyaç duymakta anlaşılan.

Neo-liberal politikalar sadece ekonomik sömürü değil, toplumsal dokuları bozan, değerleri yok eden, düşünce krizine yol açan da bir yapıya sahip. Kamusal yaşamın tamamen piyasaya açılması, eğitimin ekonominin pragmatik ilkeleriyle ticarileştirilmesi ile, kamusal anlam kaybına yol açarak her alanda rejim inşa çabasını görüyoruz-yaşıyoruz. Hayat bir bütün ve siyasi iktidar bu bütünü istemekte; kurumlarda düşünmeme, eleştirmeme, tek tip halini inşa etmekte. En basit haliyle de meslektaşlık duygusunu yok etmeye aday öğretmen meslek kanunu ile ise okulları tamamen istemekte. Bu eğitim emekçileri açısından olduğu kadar eğitim alanıyla ilişkisi olan herkesi, tüm toplumu içine alan, etkileyen bir değişim. Kamuyu oluşturan bizler olduğumuza göre isteklerimiz ve taleplerimizi ortaklaştırarak hakkımız olan yaşamı inşa etmek, kötüye giden bu süreçte tek önemli sınavımız olacaktır.

Arzunur Şimşek – 1975 Seydişehir doğumlu. 1996 Konya Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi kimya bölümü mezunu. Öğretmen olarak 25 yıldır görev yapıyor. Şu anda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası EĞİTİM-SEN’in Toplu Sözleşme (TİS) ve Hukuk Sekreterliği görevini yapıyor

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir